Usal, "Eğitimli toplumlar, belli yaşam kalitesine kavuşmuş müreffeh toplumlardır. Eğitimli bireyler; temel haklarının bilincinde olan, haklarını edinmede ve haklarına tecavüz edildiğinde haklarını savunmada refleksleri olan bireylerdir." dedi.
Usal; eğitimin, üzerinde hassasiyetle durulması gereken, ülkenin, toplumun ve bireylerin eğitimden beklentilerini yüksek derecede karşılaması bakımından her türlü sorundan arındırılması gereken bir alan olduğunu dile getirdi. Usal, şöyle devam etti:
"Eğitim, hiçbir zaman ve hiçbir koşulda ideolojik yüklemenin ve ideolojik tavır sergilemenin zemini olarak asla ele alınmamalıdır. Bu tür bir yaklaşım, eğitim alanında yaşanacak dalgalanmalarla geleceğimizin bugünden ifsad edilmesi anlamına gelecektir. Bölgemizde çocukların belli bir süre okula gönderilmemesi biçiminde uygulanması öngörülen 'Eğitimi Boykot' yaklaşımını bu çerçevede asla doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Düşünce, niyet ve eylemlerin çocuklar üzerinden ve eğitim alanında yürütülmesini, çocuklarımızın geleceğinin hiçe sayılması olarak değerlendiriyoruz. Çocuklarımız bizim geleceğimizdir. Çocukları okula göndermeme biçiminde uygulanan eğitim boykotu, çocuklarımızda eğitime karşı tavır almanın bir eylem biçimi olabileceğine ilişkin yanlış çıkarmalar doğmasına, çocuklarımızın okuldan soğumasına, okulla olan bağının zayıflamasına sebep olacaktır. Öğrencinin zihin dünyasındaki okul imajının, bilginin yüceliği, eğitimin insan hayatındaki önemi gibi değer yargılarının aşınmasına neden olacaktır.
Bir düşünce etrafında ideolojik tercihi ve hareket biçimidir. Anne babalar ya da bir mücadeleyi kendince yüklenmiş olanlar, asla çocuklarımızı mücadelelerinin suistimal etmeye kalkışmamalıdırlar. Bizler, bu eylem biçimini doğru bulmadığımızı kamuoyuna sunarız."