Türkiye'nin geçirdiği dönüşüme dikkat çeken Milletvekili Kurt, toplumun alışkanlarından vazgeçmeye, korkulardan arınmaya, özgürlüklerin korku sebebi olmayacağını anlamaya çalıştığını aktardı. Kurt, Kürt sorununu çözme çabalarının ülkenin batısında bölünme fobisine dönüştürülmeye çalışıldığından yakındı. Kürtçenin konuşulmasının şimdiye kadar bir korku paronayası olarak kullanıldığını vurgulayan Kurt, şöyle devam etti: "Koskoca tarihimiz içerisinde 600 yıl birlikte yaşayan ve dünyanın pek çok yerinde hüküm süren Osmanlı aynı dilin konuşan insanlardan oluşmadığı halde bir arada kalmayı başarmış ve o güce ulaşmıştır. O süreçte yaşanan o büyüklük insanların kültürel hak riayet etmek büyüklüğü getirmiştir."
Kürt sorunun Türkiyelileştirmeden çözülemeyeceğini savunan Kurt, bunun için doğu ve batıda oluşmuş karşılıklı fobileri aşmak gerektiğini belirtti. Kürt sorununun ekonomik tarafıyla da ilgilendiklerini söyleyen Kurt, bu anlamda GAP'ı tamamlayacaklarını aktardı. Kurt, GAP'ta istihdam sağlayacak, bölgede tarıma dayalı sanayiyi geliştirecek sulama yatırımlarının hızlandırıldığını ifade etti. EMASYA gibi protokolleri yürürlükten kaldıracaklarını ifade eden AK Partili Vekil, demokratikleşme adımları çerçevesinde anayasa değişikliğinin önemini vurguladı.
"İLLEGAL ALANI LEGALİTEYE DAYATMAK YERİNE, LEGAL ALANI GENİŞLETMEYE ÇALIŞMALIYIZ"
BDP'nin AK Parti'ye yönelik "demokratik muhalefeti tasfiye ediliyor" eleştirisine değinen Kurt şu cevabı verdi: "Amacımız kimseyi tasfiye etmek değildir. Bir amacımız varsa o da ne adına, hangi inanç ve anlayış adına olursa olursun şiddeti tasfiye etmektir. Siyasiler ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerine sesleniyorum. Partizanca yaklaşımlar yerine artık el ele vererek Türkiye'de statükonun üzerine gitmeliyiz. Muhalefet ederken statükocu anlayışının güçlendirmemeye dikkat etmeliyiz."
Gazetecilerin sorularını cevaplayan Kurt, KCK operasyonlarıyla ilgili şöyle dedi: "İllegal alanı legaliteye dayatmak yerine, legal alanı genişletmeye çalışmalıyız. Bu da yasakları ortadan kaldırma mücadelesi demokratikleşmeyle olur. İllegalite varsa legaliyete dayatmak statükocuyu güçlendir. El ele verip legal alanı genişletme mücadelesi vermeliyiz."
Yasadışı gösterilerde kullanılan çocuklara verilen cezaları da çok bulduğunun altını çizen Milletvekili, "Çocukların bu durumundan onları suça iten anlayış ve onlara hak etmedikleri cezayı verenler sorumludur. Cezalar adil değil. Ne onları suç itenler açısından ne de o cezayı verenler açısından." şeklinde konuştu.
"ASKER SİYASETLE UĞRAŞMAMALI"
Genelkurmay Başkan İlker Başbuğ'un "Sabrımız taşarsa biz de bildiklerimizi halkla paylaşacağız." şeklinde açıklamasını yadırgayan AK Partili Kurt, "Genelkurmay Başkanı siyasetle ilgili konularda açıklama yapmaması daha doğru olur. Türkiye normalleşmeye doğru gidiyor. İşin özeti şudur. Asker siyasetle uğraşmamalıdır. Siyaset siyasetçinin işidir. Kimse kendi kurumunun ilgi alanın çıkmamayı alışkanlık haline getirmelidir. Ne kadar iyi niyetli ve hassas olursa olursun, siyaset konularına girilmesi doğru değildir." ifadelerini kullandı.
"AK PARTİ ÖNÜNDEKİ POLİS PANZERİ BENİ ÜZDÜ"
AK Parti İl Teşkilatı önünde panzer ve polisi görmenin kendisini üzdüğünü söyleyen Kurt şunları kaydetti: "Bir şehirde partiler hala polisin koruması altında siyaset yapmaya mahkum edilmişse eğer, belli çevrelerce bunun gözden geçirilmesi gerekiyor. Bunu Diyarbakır halkı ve kamuoyunun dikkatine sunuyorum. Ben şimdi Emniyet Müdürümüzle görüşeceğim ve rica edeceğim, lütfen güçlerinizi çekin diye. Biz eğer faili meçhullerle boğuşurken, Türkiye'nin demokratikleşmesi için uğraşırken birileri bizim kafamızı kırarak mutlu olacaksa ben kafamı kırdırtmaya hazırım. Bunu Diyarbakırlıların vicdanına havale ediyorum."
