Uzmandan uyarı: "Süreç uzarsa Gezi marjinalleşir!!"

Polis Akademisi’nde ‘Sosyoloji’, ‘Kriminoloji’ ve ‘Mağdur Bilimi’ dersleri veren Ankara Strateji Enstitüsü uzmanlarından Prof.Dr.Halil İbrahim Bahar, Gezi  eylemlerinde eylemcinin profilini, polisin çatışma yöntemini ve sosyolojik süreci analiz etti. Toplumsal Denetim, Güvenlik, Kentleşme ve Toplumsal Kurumlar konusundaki çalışmalarıyla tanınan Bahar, Gezi sürecine ilişkin tespitlerini AKŞAM’la paylaştı..

İşte Bahar’ın tespitleri:
ETKİN POLİSLİK: Toplumsal olaylar polisliğinde başarılı olabilmek için göstericilerin kompozisyonunu, kimlerden oluştuğunu amaçlarını, ne istediklerini, barışçıl mı yoksa şiddet yanlısı mı olduklarını bilmek gerekir. Bunu  belirledikten sonra en etkin polislik yöntemi hangisi ise onu seçmemiz gerekiyor. Etkin polislik dediğimizde sadece güç kullanmayı anlamıyoruz. Etkin müzakere yöntemleri de etkin polisliğin başvurduğu yöntemlerin başında geliyor. 

EŞİK AŞILMAMALIYDI: İlk gün sabaha karşı çadırlara müdahale bizim teknik olarak ‘patlama noktası’ diye adlandırdığımız eşiğin aşılmasına neden oldu. Son derece gereksiz, yerinde olmayan ve toplumsal olaylar polisliğiyle ilgili olmayan bir müdahale biçimiydi. Bundan sonra bazı göstericiler barışçıl tutumunu korudu ama bazıları evrildi. Bir kısmı sakin barışçıl gösterilerin sınırları içinde kalma taraftarı iken bir kısmında polis ile çatışmaya girdi. Sonra provokatörler ve marjinal gruplar devre girdi. Eğer o patlama noktası olmasaydı, eşik aşılmasıydı, şikayet ettiğimiz provokatörler ile marjinal gösterilerin arasına girmeleri bu kadar kolay olmazdı.  

MARJİNALLER GEZİ’YE KARIŞMAK İSTİYOR: Gelinen aşamada grubun Taksim ve Gezi Parkı diye ikiye ayrıldığını görüyoruz. Gezi’dekiler barışçıl, Taksim’dekiler yıkıcı şiddet yanlısı göstericilerin sembolü olarak görülüyor. Polis ne yaptı? “Geziciler size bir şey yapmayacağız kalın orada biz Taksim’i temizleyeceğiz.” Ve çatışma bunun üzerinde gidiyor. Şöyle bir sorun var. Taksim’deki marjinal grupların Gezi Parkı’na dahil olma durumu söz konusu. 

BAŞKA YERDE TOPLANIR SÜREÇ UZAMAMALI: Taleplerin karşılanmaması ve reddedilmesi halinde barışçıl grupların marjinalleşmesi şeklinde bir süreç de ortaya çıkabilir. Bu tüm dünyada böyle. Toplumsal olaylar polisliği açısından gösterilerin daha fazla uzamaması gerekiyor. Farklı bölge ve mahallelere de olayların sıçrama riski var… Taksim’i dağıtırsanız insanları başka yerde toparlarsınız. Ve gerçek toplumsal kargaşalara neden olursunuz. Toplumsal kargaşaların dezavantajlı bölgelere kayma riski var. Buna yer değiştirme diyoruz. Yeterli önlemler alınamazsa vandalizmin ve diğer tahrip türlerinin artma riski var.”

Uzlaşma şart!
Geldiğimiz noktaya baktığımızda sürecin riskli olduğunu görüyoruz. Başbakan Erdoğan göstericilerin restine, kararlılığına, uzlaşmazlığına kendi resti ve uzlaşmazlığı ve kararlılığıyla cevap veriyor. Gösterilerin ve olayların tahmin edemeyeceğimiz kontrol edemeyeceğimiz ve yönetemeyeceğimiz evrelere aşamalara evrilmesine neden olabilir. Demokrasilerde uzlaşma şart. Dikkatli olmak gerekiyor. Sürece bundan sonra söylenti, dedikodu, panik toplumsal histeri gibi kavramlar da dahil olabilir. Bu yüzden uzlaşma şart… 
VALİ SÜRECİ İYİ YÖNETİYOR:  Vali Mutlu Gezi Parkı sürecini yönetiyor. Polisler ve göstericilerle görüşüyor. Göstericilere de güvenlik güçlerine de hitap ediyor. 
GAZ EN GÜVENİLİR METOD: “Polisin başka müdahale şekli yok mu? Diye soruluyor. Geniş kitlelere müdahalenin yönteminde orantılı gaz kullanımı en güvenilir metot. Ancak yakın mesafeden müdahalenin yapılmaması gerekiyor. Aksi halde tansiyon yükselir, çatışma riski çok daha yükselir.