1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. TEKNOFEST Mavi Vatan: Türkiye’nin denizlerdeki egemenlik stratejisi teknolojiyle buluşuyor
TEKNOFEST Mavi Vatan: Türkiye’nin denizlerdeki egemenlik stratejisi teknolojiyle buluşuyor

TEKNOFEST Mavi Vatan: Türkiye’nin denizlerdeki egemenlik stratejisi teknolojiyle buluşuyor

Mavi Vatan’ın yalnızca mevcut askeri kapasiteyle değil, gelecek nesillerin inovasyon kapasitesiyle de güvence altına alınacağı açıktır. TEKNOFEST, yalnızca bir teknoloji festivali değildir. Türkiye’nin ulusal güvenliğine uzun vadeli bir yatırımdır.

A+A-
İstanbul

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, Türkiye’nin savunma sanayi alanındaki başarılarının “Mavi Vatan” konseptine etkilerini ve TEKNOFEST’in bu doktrini yeni nesillere aktarmadaki önemini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Türkiye’nin denizcilik vizyonu, son yıllarda “Mavi Vatan” konsepti etrafında somut bir stratejik çerçeveye dönüşmüştür. Mavi Vatan yalnızca Türkiye’nin deniz yetki alanlarının korunmasını değil; aynı zamanda Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Ege’deki çıkarlarının bütüncül bir şekilde güvence altına almasını da ifade etmektedir. Bu vizyon, salt jeopolitik bir iddia olmaktan ziyade teknolojik gelişmeleri, savunma sanayi yatırımlarını ve genç nüfusun bilimsel yenilik kapasitesiyle beslenen bütüncül bir güvenlik stratejisini kapsamaktadır.

Türk donanmasının modernizasyonu ve “Mavi Vatan”

Türkiye’nin deniz kuvvetleri, son 20 yılda kaydettiği yerli ve milli üretim hamleleriyle “dışa bağımlı” konumdan “teknoloji üreten ve ihraç eden” donanma statüsüne evrilmiştir. Bu dönüşümün en somut göstergelerinden biri MİLGEM projesidir. Ada sınıfı korvetlerle başlayan süreç, İstif sınıfı fırkateynler ile devam etmektedir. 2024 yılında hizmete giren TCG İstanbul (F-515), Türkiye’nin ilk milli fırkateyni olarak deniz harp teknolojilerinde dönüm noktası olmuştur. 2025 itibarıyla TCG İzmit (F-517) ve TCG İzmir (F-516) denize indirilmiş, TCG İçel (F-518) ise donatım aşamasına alınmıştır. Bu gemiler, Doğu Akdeniz’de uzun süreli harekât kabiliyeti, gelişmiş hava ve su üstü savunma sistemleriyle Mavi Vatan’ın caydırıcılığına güç katmışlardır.

Diğer yandan TCG Anadolu gibi çok maksatlı amfibi hücum gemileri, yalnızca askeri değil diplomatik boyutlarıyla da önem arz etmektedir. 2023’te envantere giren TCG Anadolu, Türkiye’nin ilk silahlı insansız hava aracı (SİHA) gemisi olma özelliğiyle deniz ve hava entegrasyonunu ileri bir seviyeye taşımıştır. Özellikle Bayraktar TB3 ve KIZILELMA gibi platformlarla birlikte düşünüldüğünde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de “uçan donanma” konseptini geliştirdiği görülmektedir. Bu durum, Türkiye’nin bölgedeki klasik güç dengelerini yeniden şekillendirmesine neden olmuştur.

Türkiye'nin modernizasyonu yalnızca fırkateyn ve amfibi gemilerle sınırlı değildir; örneğin 2024’te hizmete giren TCG Piri Reis gibi Reis sınıfı denizaltılar, havadan bağımsız tahrik sistemleri sayesinde sessiz harekât kabiliyeti kazanmıştır. Bu özelliğin, Türkiye’ye Doğu Akdeniz’in dar ve sığ alanlarında kritik bir üstünlük kazandıracağı muhakkaktır. Ayrıca Hisar sınıfı Açık Deniz Karakol Gemileri (ADKG), 2024’te filoya katılmaya başlamış ve 2026’ya dek en az 4 yeni geminin envantere alınması planlanmıştır. Bu platformlar, Türkiye’nin düşük maliyetli ancak uzun süreli devriye kabiliyetiyle “deniz hakimiyetinin sürekliliğini” güvence altına almaktadır.

Teknolojik gelişmeler ve savunma sanayi entegrasyonu

Türkiye’nin savunma sanayisinde ulaştığı nokta, Mavi Vatan konseptinin asli itici gücüdür. GÖKDENİZ yakın hava savunma sistemi, Atmaca gemisavar füzesi, Cenk-S radarı ve MİDLAS dikey atım sistemi gibi millî projeler, Türk donanmasının dışa bağımlılığını azaltırken aynı zamanda yüksek teknoloji ihracatına zemin hazırlamaktadır. Bu sistemler, İstif sınıfı fırkateynlerde entegre yapılar şeklinde kullanılmakta ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de caydırıcılık ve güç dengesini kendi lehine dönüştürmektedir.

TEKNOFEST ve genç neslin katkısı

Mavi Vatan’ın yalnızca mevcut askeri kapasiteyle değil, gelecek nesillerin inovasyon kapasitesiyle de güvence altına alınacağı açıktır. Bu noktada TEKNOFEST, yalnızca bir teknoloji festivali değildir. Aynı zamanda Türkiye’nin ulusal güvenliğine uzun vadeli bir yatırımdır. Festival kapsamında düzenlenen İnsansız Deniz Aracı Yarışması, genç mühendislerin otonom sistemler, yapay zekâ ve denizcilik teknolojilerinde yeni çözümler geliştirmesine imkân tanıyacaktır. Bu yarışmalar, sivil teknolojik ürünlerin savunma sanayisiyle bütünleşmesini sağlayarak “dual-use” (çift kullanımlı) inovasyon ekosistemi oluşturmaktadır.

TEKNOFEST 2025’in “Mavi Vatan” temasıyla düzenlenmesi, gençlerin ulusal deniz stratejisine katılımını sembolik olmaktan çıkarıp yapısal hale getirmektedir. Katılımcılar, yalnızca yarışmalarda değil, aynı zamanda Deniz Kuvvetleri’nin gemilerini yerinde görerek denizciliği tecrübe etme fırsatı bulmaktadırlar. Böylece savunma bilinci, teknoloji üretimiyle birleşerek ve Türk gençliğinin müteşebbis ruhuyla perçinleşerek stratejik bir gelecek yaratacaktır.

Mavi Vatan’da savunma ve ulusal güvenlik

Türkiye’nin deniz yetki alanlarıyla birlikte savunma stratejisi, Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e uzanan enerji ve ticaret koridorlarıyla birlikte değerlendirilmektedir. Bu şekliyle Türkiye’nin savunma stratejisi daha geniş bir anlam taşımaktadır. Mavi Vatan’ın korunması, yalnızca enerji kaynaklarının güvenliği değil; aynı zamanda Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerine entegre konumunun sürdürülebilirliği anlamını da taşımaktadır. Bu bağlamda güçlü bir donanma, Türkiye’nin sadece deniz güvenliğini sağlamanın yanı sıra ekonomik bağımsızlığını ve diplomatik manevra alanını da genişletmektedir. Öyle ki Mavi Vatan’a Gök Vatan’ın da ilave edilmesiyle Türkiye’ye havada ve denizde büyük imkân ve kabiliyet sağlayacaktır.

Üstelik Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin (NGS) açılmasıyla birlikte değerlendirildiği zaman Türkiye’nin güvenlik sektörünün önemi daha da iyi anlaşılacaktır. Bu bağlamda, Türkiye'nin Doğu Akdeniz güvenliğini Akkuyu NGS ve Kıbrıs Adası çerçevesinde yeniden değerlendirmesi ve güvenlik kuşağını bu iki alanı kapsayan bütüncül ve yeni bir konsepte göre şekillendirmesi gerektiği açıktır. Mavi Vatan’ın bu alanında kara, hava ve deniz güvenliğini yekpareleştiren Türkiye’nin, çelik kubbeyi inşa etmesi ve bu alanda daha güçlü ve öndegelimli bir pozisyona ulaşması mümkün olacaktır. Bunun için Türkiye’nin, teknolojiye ve insan kaynaklarına yatırım yapması ve bu amaçla TEKNOFEST’in büyük yarar sağlaması beklenmektedir.

Türkiye, Mavi Vatan konseptini salt jeopolitik bir iddia olmaktan çıkartmış ve teknolojik altyapıyla desteklenmiş somut bir stratejiye dönüştürmüştür. TCG Anadolu ve TCG İstanbul gibi yeni nesil platformlar, Reis sınıfı denizaltılar ve Hisar sınıfı karakol gemileriyle birlikte düşünüldüğünde, Türk Donanması bölgesel caydırıcılıkta yeni bir seviyeye ulaşmıştır. Aynı zamanda TEKNOFEST gibi etkinlikler, bu vizyonun genç nesillere aktarılmasını ve inovasyonla beslenmesini sağlayarak sürdürülebilirlik boyutunu güvence altına almayı sağlamıştır.

Sonuç itibarıyla Türkiye’nin, Doğu Akdeniz vizyonu yalnızca askeri bir strateji değil; teknoloji üretimi, gençlerin katılımı ve ulusal savunma bilincinin bütünleştiği kapsamlı bir güvenlik paradigmasından oluşmaktadır. Bu paradigma, Mavi Vatan’ın geleceğini güvence altına almakla birlikte Türkiye’nin küresel denizcilik ve savunma alanındaki konumunu güçlendirmekte ve ulusal çıkarlarını ve haklarını pekiştirmektedir.

[Prof. Dr. Soyalp Tamçelik, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesidir.] AA

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.