İki üniversite bitiren Süleyman Daştan, eğitimini aldığı tekstil desinatörlüğünü, yok olmaya yüz tutan ahşap oymacılığına tercih etti. Daştan, çırak bulmakta zorlandığı atölyede, Selçuklu, Osmanlı ve Ermeni dönemleri ile kendisinin ortaya çıkardığı motifleri ahşaba işleyerek ekmeğini çıkarıyor.

Sivas'ta yaşayan Süleyman Daştan, Cumhuriyet Üniversitesi Moda Tasarımcılığı ve Desinatörlük bölümü ile Halkla İlişkiler bölümlerinden mezun oldu. Daştan, tekstil alanında hayata geçirmesi gereken motif işlemeciliğini ahşap üzerine uyguluyor. Şu anda tarihi Buruciye Medresi içinde ahşap sanatını yaşatmaya çalışıyor. Selçuklu, Osmanlı ve Ermeni dönemlerine ait motiflere ahşap üzerinde hayat veren Daştan, kendi tasarladığı motifleri de işliyor. Daştan'ın ortaya çıkardığı eserler arasında kapı, ofis masası, tablo, sandık, ayna çerçevesi, biblo ve tavan göbekleri gibi çok sayıda süslemeler bulunuyor. Ayrıca Atatürk portresini de ahşap sanatıyla bütünleştiren Daştan'ın hat sanatını kullanarak ortaya çıkardığı semazen figürü de beğenilen eserleri arasında. Figür üzerinde hat yazısıyla 'Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol' yazısı yer alıyor.

İki üniversite bitirdiğini belirten Süleyman Daştan, aldığı desen ve motif eğitimini tekstile aktarması gerekirken şu anda ahşaba aktardığını söyledi. Ahşap oymacılığın günümüzde fazla ekonomik getirisinin olmadığını anlatan Daştan, sadece Sivas'ta unutulmuş çok sayıda el sanatı olduğunu ifade etti. Ahşap oymacılığı üzerine dersler verdiğini de belirten Daştan, ancak insanların bu sanata fazla talep göstermediğini kaydetti. Daştan, "İnsanlar hazır polyester Çin malı ürünlere daha fazla ilgi gösteriyor. Hatta fiyat açısından daha ucuza verdiğimiz ürünlerimiz bile var." dedi. Mesleğin zorluklarından da bahseden Süleyman Daştan, bir hafta hatta bir ay üzerinde çalışmak zorunda kaldıkları desenler olduğunu anlattı. Daştan, bu meslekte önemli olanın sabır göstermek ve mesleği sevmek olduğunu dile getirdi. (CİHAN)