Son çeyrek asırda ekonomide yapısal dönüşüme yönelik birçok girişimin engellediğini belirten İGİD Başkanı Timuroğlu, işadamı ve sanayici olarak, ekonomik düşünmeyenlerin ekonomideki etkisini azaltma perspektifi sebebiyle referandumu fırsat olarak değerlendirdiklerini anlattı. Timuroğlu, "Hayatında tek kişi istihdam etmemiş kişilerin, kitlelerin işsiz kalmasına neden olmasına sessiz kalmayacağız. İzmir Limanı özelleştirmesinde olduğu gibi yılları aşan gecikmeli kararlar, aslında hayatlarımızdan çalınan zamanlardır." dedi. Paketteki ekonomi ve çalışma yaşamını rahatlatacak maddeleri değerlendiren Mehmet Timuroğlu, kamu denetçiliği kurumunun işadamlarının bürokraside karşılaştığı sıkıntıların çözümünde önemli bir işlev üstlenmesini beklediklerini dile getirdi. Büyük umutlarla kurulan Ekonomik ve Sosyal Konsey'in anayasa teminatına alınmasının ve çalışma yaşamına yönelik hakların, iş barışını da beraberinde getireceğini anlattı.
Güçlü bir ekonominin ancak güçlü bir demokrasiyle mümkün olacağına inandıklarını kaydeden Timuroğlu, şunları söyledi: "Anayasa değişikliklerinin oylanacağı 12 Eylül'ün, daha ileri bir demokrasi için milat olacağını umuyoruz. Ağırlıklı olarak siyaset üzerinden ele alınan değişikliklerin demokratik özünün gerektiği ölçüde ele alınmadığını görüyoruz. Demokrasimize nefes aldıracak bu değişikliklerin, siyasal tercihlerle değerlendirilip yansıtılmasının yanılgı olduğunu düşünüyoruz. Başta siyaset ve hukuk çevreleri olmak üzere bu ülke için üreten, yazan ve düşünenlerin, konuyu siyaset üstü ve sadece demokratik kaygılarla ele almasını istiyoruz. Demokrasi tarihimizin böylesine önemli bir dönemecinde sivil toplum örgütlerinin sessiz ve renksiz kalmaya hakkı olmadığı inancıyla tavrımızı net şekilde ortaya koyuyoruz. Bugün suskun kalmanın, tarih önünde bizleri sorumlu kılacağının bilincindeyiz. Çocuklarımıza sorgulanan bir demokrasi bırakmamak için 12 Eylül'de halk oyuna sunulacak anayasa değişiklik paketine yürekli bir 'evet' diyeceğiz."