Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından Bursa'da düzenlenen 'MÜSİAD Otomotiv Sektör Kurulu Türkiye İstişare Toplantısı'na konuşmacı olarak katılan Tofaş CEO'su Ali Pandır, sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pandır, Türkiye'nin 2015'te 2 milyon araç üretimi ve 1 buçuk milyon ihracat rakamına ulaşması için izlemesi gereken yol hakkında görüşlerini aktardı.
Bursa'nın otomotiv üretiminde Türkiye'nin Ditroit'i ve otomotivin başkenti olma yolunda emin adımlarla ilerlediğine dikkat çeken Ali Pandır, rakamlarla da Bursa'nın bu yıl arayı iyice açtığını söyledi. Bursa'nın otomotivde ihracatın yüzde 51'ini yaptığını bildiren Pandır, buna yan sanayi ihracatının da katılması durumunda Bursa'nın açık ara önde olduğunu söyledi.
Bursa'da faaliyet gösteren Tofaş, Karsan ve Oyak Reno gibi 3 firmanın Türkiye'nin ilk 9 aydaki üretiminin yüzde 58'ini gerçekleştirdiklerini anlatan Ali Pandır, "Türk otomotiv sektörü rekabet sonrasında dünyaya açıldı. Dünyanın dört bir yanına ihracat yapar hale geldi. Ancak üretim ve iç pazarı birbirinden ayırmak lazım. İç pazarda vergiler ve iç pazarın gelişememesi gibi sorunlar var. Ancak ihracat açısından Türkiye büyük bir hamle yaptı. Bundan sonra bu nereye gider, acaba 2 milyon üretimi ve bunun da bir buçuk milyon ihracatını Türkiye başarabilir mi? Buna bakmak lazım." dedi.
"KRİZDEN SONRA HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK"
Krizden sonra dünyada hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının altını çizen Ali Pandır, şöyle devam etti: "Buna bakmak için önce kriz öncesi ve sonrasında karşılaştırmak lazım. Çünkü bu küresel kriz, taşları yerinden oynattı. Kriz hakkında söylenen çok söz var, ama benim en çok değer verdiğim, krizden sora hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Hakikaten de bazen bu krizin sanki geçtiği ve geçmekte olduğunu unutup her şeyin eskisi gibi yerine oturacağını zannediyoruz, ama dünyada çok büyük bir değişim oluyor."
Dünyadaki otomobil satışlarının sürekli arttığına vurgu yapan Pandır, şu görüşleri dile getirdi: "2002 yıllarında dünyada yaklaşık 60 milyon otomobil ve otomobil ürünü satılırdı. Kriz öncesi 72 milyona kadar çıktı, sonra 2009 yılında 57 milyona düştü. Şimdi ise tekrar 70 milyon seviyesinde ve yukarıya doğru gidiyor. Bu tabloya bakarak otomotiv sanayi küresel olarak krizi atlattı, Türkiye'de de durum iyi, ihracatımız iyi, iç pazarda gelişiyor. Ama bu manzaranın arkasında çok köklü bir takım gelişmeler var. Örneğin, Amerika pazarı 2007 yılında kriz öncesi dünyanın en büyük pazarı idi, 18 milyon araç satılıyordu, bu geçen sene krizde 10 buçuk milyona düştü. Bu senede ancak 11 milyon civarında olacak. Amerika'nın kriz öncesi 18 milyona gelmesi herhalde bir on sene civarında sürecek. Bu arada kaybolan 7- 8 milyon araç; bu da Amerika'da krizde en az 25 fabrikanın kapanması anlamına geliyor. Ayrıca binlerce bayi kapandı. Amerika bu acıyı çekti, ama sağlıklı bir yapıya kavuştu. Yani 18 milyonluk Amerika pazarında birçok firma zarar ediyordu, ama şimdi 11 milyonluk pazarda herkes kar ediyor."
"AVRUPA'DA OTOMOTİVDE KRİZ DEVAM EDİYOR"
Tofaş CEO'su Ali Pandır, Avrupa pazarını ise şöyle anlattı: "Avrupa'da krizden önce 15 milyon civarında bir pazar vardı. Bu 2009'da 13 buçuk milyon, bu sene 12,8'e milyona düştü. Düşüş sürüyor. Gelecek sene bunun daha da düşeceği tahmin ediliyor. Yani Avrupa'da otomotivde kriz devam ediyor."
Avrupa'nın başka bir sorunu daha olduğunu anlatan Pandır, "Avrupa'da 15 milyon araç satılırken kapasite fazlası vardı, ortalama yüzde 75'le çalışıyordu fabrikalar. Şimdi bu 2,5 milyonu kaybedince orada zaten fazla olan 15 fabrika varsa, bunun üzerine 15 tane daha eklendi. En az 25 fazla fabrika da orada boş duruyor." ifadesini kullandı.
"DÜNYADA BÜYÜK EKSEN KAYMASI VAR"
Pandır, dünyada bir eksen kayması olduğuna dikkat çekerek, "Diyeceksiniz ki Amerika'da 6- 7 milyon az araç, Avrupa'da da 2 milyon az araç, dünya satışlarına bakarsanız demek ki pek bir şey değişmemiş. Kriz öncesine göre 72 milyon araç, tekrar 70'e gelmiş. İleriye doğru gidiyor, peki bu 7- 8 milyon araç nereye gitti? İşte bu dünyadaki büyük eksen kayması aslında. O tamamen Çin'e Hindistan'a, Brezilya'ya, Rusya'ya, doğuya gidiyor."
"2 MİLYON ARACI YAPARSAK NEREYE SATACAĞIZ"
Amerika ve Avrupa'nın geri gitmesine rağmen aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin gibi ülkelerin ileri gittiğine dikkat çeken Ali Pandır, "Şu anda Türkiye'ye büyük bir ilgi var. Dünyada özellikle otomotive büyük ilgi var. Bunda da Türkiye otomotivinin çok iyi yere gitmesi ve Türkiye'nin yatırım yapılabilecek az sayıdaki ülkeden biri olması etkili. Bunu Türkiye'nin çok iyi değerlendirmesi lazım. Çok büyük bir fırsat var, ama diğer taraftan tehdit de var. Türkiye yüzde 70 ihracatını Avrupa'ya yapan bir ülke. Avrupa da geriye gidiyor. Peki biz bu 2 milyon aracı yaparsak nereye satacağız, sorun burada." şeklinde konuştu.
"TÜRKİYE'NİN DOĞUSUNDA FIRSATLAR VAR"
Bu manzara içinde Türkiye'nin kendine çok akılcı bir yol çizmesi gerektiğini kaydeden Pandır, şöyle devam etti: "Özellikle Türkiye'nin doğusunda fırsatlar var. Çok kısa dönemde olmayabilir, ama orta vadede ve uzun vadede Türkiye'nin şu anda nispeten başkalarının girmediği veya giremediği pazarda ayağı olması, oralarda işe başlaması ileriye dönük olarak Türkiye'nin bu 15 milyon hedefine, belki ilerde 2023 yılında mümkün olursa daha ilerilere gitmesine neden olacak."
Türkiye'nin doğusundaki pazarların zorluklarla iç içe olduğuna dikkat çeken Ali Pandır, "Orada en büyük pazar İran'da, İran pazarı 1 ila 2 milyon arasında dolaşan, bizden çok büyük bir pazar. Ama orada da iş yapmak zorlaştı. Ama potansiyeli yüksek. Türkiye'nin de ilişkilerini kuvvetlendirdiği, özellikle bu ambargo döneminde batı ile iş yapamayan İranlıların Türkiye ile iş yapmak için fırsat kolladıkları bir pazar. Bunun yanında Irak pazarı var, sürekli taleplerin arttığı bir pazar. Türkiye'nin doğal komşusu ve eskiden beri en büyük ticaret ortağı. Orada da sorun stabilite yok. Irak sanki üç ülke gibi." dedi.
Türkiye'nin Ortadoğu ve Afrika'ya açılması gerektiğinin altını çizen Tofaş CEO'su Ali Pandır, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ortadoğu ve bütün Akdeniz ve Suudi Arabistan'a doğru bütün Ortadoğu ülkelerini kapsayan ve Pakistan'ı da içine katarsan aşağı yukarı bir buçuk, 2 milyonluk bir pazar var. Bizim gene çok iyi yer alamadığımız 400 binlik Suudi Arabistan pazarı var. Bimin nerede ise çok az sattığımız Orta Doğu pazarları da öyle. Bu pazarlara zamanında Japonlar girmiş ve oradaki Japon hegemonyasını Avrupalı üreticiler yıkamıyor. Ama çalışılırsa olur. Ondan sonra daha büyük bir potansiyel ise Afrika'da var. Afrika'nın kapısı Türkiye için bence Mısır'dan geçiyor. Çünkü Mısır'ın yaptığı serbest ticaret anlaşmaları, gerek yatay gerek düşey, yani Kuzey ve Güney Afrika'ya doğru olan ülkelerle, biz hesap ettik aşağı yukarı bir buçuk, 2 milyonluk bir pazara Mısır'ın üzerinden sıfır gümrükle girme imkanı var. Bunlar bence Türkiye'nin değerlendirmesi gereken konular. Bizim buradan Çin'e ve Hindistan'a ihracat yapma imkanımız yok gibi, Amerika ve Avrupa'da zor olduğuna göre, yakın Doğuda fırsat varken başkaları oraya gelmeden bizim fırsatı değerlendirmemiz lazım."