Libya Geçici Ulusal Kon-seyi'nin Bingazi'den başkent Trablus'a geçmeye başlamasına rağmen şehir tam anlamıyla muhaliflerin kontrolüne girmiş değil. Muammer Kaddafi ve oğullarının saklandığı düşünülen şehrin kuzeyindeki Ebu Salim Mahallesi'nde kanlı çatışmalar yaşanıyor. Dumanların yükseldiği mahallede hâlâ Kaddafi rejiminin simgesi olan yeşil bayraklar sallanıyor. Halk mümkün olduğunca sokaktan uzak durmaya çalışıyor. Ancak birçok sivil Kaddafi'ye bağlı keskin nişancıların ya da rastgele sıkılan kurşunların hedefi oluyor. Çatışmaların bilançosu da ağır oluyor. Son üç gün içinde çatışmalarda 2 bin kişinin öldüğü söyleniyor. Binlerce de yaralı var. Trablus hastanesine son üç günde 2 binden fazla yaralının geldiği belirtiliyor. Çatışmalarda yaralanan askerler, Trablus Merkez Hastanesi'nde tedavi altına alınırken hastanenin yetersiz olması ve çok sayıda yaralanın getirilmesi doktorları çaresiz bırakıyor. Boş yatak yok. Bütün yataklarda yaralı var. Doktor ve hemşirenin yanı sıra ilaç ve kan sıkıntısı yaşanıyor. Doktorlar, halktan ilaç ve kan bağışında bulunmalarını istiyor.
Son iki günde Trablus Merkez Hastanesi'nde 450 kişinin öldüğünü söyleyen Doktor Tarık Azizi, "Her gün artan hastalara yetişmekte zorlanıyoruz. En önemli ihtiyaçlarımızın başında ortopedi malzemeleri geliyor." diyor. Hastanenin acil servisine doğru ilerlediğimizde çok sayıda yaralının getirildiğine tanık oluyoruz. Acil müdahale bölümünün önünde bekleyen üstü kanlar içerisindeki Yasin, kardeşi Muhammed'in bir keskin nişancı kurşunu ile yolda yürürken vurulduğunu anlatıyor. Eskiden bir Kaddafi askeri olan Yasin, "Annem en çok Muhammed'i sever, Bab el-Aziziye'de yürürken başından vuruldu." diyor. Doktorlar müdahale ederken kardeşinin elini bırakmayan Yasin bizden dua etmemizi istiyor.
DÜŞMANLAR YAN YANA TEDAVİ GÖRÜYOR
Çatışmalarda birbirlerine kurşun sıkan isyancılar ile Kaddafi'nin paralı askerleri aynı hastanede tedavi görüyor. Libyalı doktorlardan İbtihal Jaluta, "Hastanemizde, çatışmalarda yaralı olarak ele geçirilen paralı askerlerin yanı sıra Libya'da iş için bulunduklarını iddia eden Sudan, Çad ve Nijer uyruklu yaralılar da tedavi görüyor.'' diyor. Acil servis imkanları kısıtlı olduğu için her iki tarafın ağır yaralılarının da aynı ünitede yattıklarına işaret eden Jaluta, hastaların bilinçleri yerinde olmadığından bu durumun farkına varmadıklarını belirtiyor.
