Ordunun Gülen Cemaati'nin subaylar arasında sızmasından endişe ettiğine de değiniliyor ve bir Türk gazetecinin Amerikalı diplomatlara aktardığı bilgilere yer veriliyor.
İsmi açıklanmayan Türk gazeteci Amerikalı diplomatlara, ordunun İslamcıları belirlemek için uyguladığı taktikleri şöyle anlatmış: Subayların çöplerini kontrol eden askeri müfettişler var. İçinde içki şişesi olmayan çöpleri tespit ediyorlar..
Bazen da askeri liderler eşleriyle birlikte, ordu tesislerinde havuz başında düzenlenen partilere davet ediliyor. Bu partilere katılanların mayo giymesi bekleniyor. Dindar oldukları için gitmeyi reddeden kadınlar, kocalarının kariyerini tehlikeye atıyor.
İspanyol El Pais gazetesinin "ABD, Erdoğan'ın İslamcı gündemini yakından izliyor" başlıklı haberine göre, Amerikalı diplomatlar, Erdoğan'ın "İslami reformcu" olduğunu düşünüyor ancak Türkiye'de Şeriat uygulama riskinin düşük olduğuna inanıyor. Amerikan elçiliğine ait bir belgede, rakiplerinin, Erdoğan'ın İslamcı gündemi olduğu yönünde yalnızca "ikincil kanıtlar" gösterebildiği belirtiliyor.
2009 sonlarında yazılan bir belgede de bir diplomat, "kaynaklarının", Türkiye'nin bir İslam cumhuriyetine dönüşme riski altında olduğu tezlerini yalanladığını söylüyor. Belgede, sistemin, tarikatlar gibi dini kesimlerin siyasi aktivizmini barındıracak kadar esnek olduğunu kanıtladığı belirtiliyor. Fethullah Gülen cemaati İspanya'da Franco rejiminin sonundaki Opus Dei'ye benzetiliyor.