Bu yıl 8-19 Haziran 2010 tarihleri arasında Gönüllüler üst kimliği ile dokuzuncusu düzenlenecek olan sefere 34 gönüllü yardımsever katılıyor. Organizasyona Bir İnsan Dünyaya Bedeldir Sağlık ve Eğitim Köyleri Gönüllüler Derneği (BİSEG), Kutup Yıldızı, Dosteli, Adana Dosteller, Ben Ötesi ve İhyader Dernekleri destek veriyor. 11 gün boyunca Nijer'de kalacak olan Gönüllüler, burada 800 göz poliklinik, 300 katarakt ameliyatı, 140 cerrahi ameliyat, 500 K.B.B poliklinik, 400 K.B.B aspirasyon, 550 diş poliklinik, 750 azı dişi çekimi,650 dahiliye poliklinik olmak üzere 1000!in üzerinde operasyon gerçekleştirmeyi hedefliyor..
NİJER'DE BİR MİLYON KİŞİYE BİR DOKTOR DÜŞÜYOR!
Yardım seferinin kafile Başkanı ve UTESAV Başkan Yardımcısı olan İbrahim Ceylan, Nijer'de acil sağlık sorunları olması dolayısıyla dokuzuncu seyahatin bir sağlık çıkartması şeklinde olduğunu belirterek şunları söyledi: "Nijer'e ne erzak, ne de para dağıtmaya gidiyoruz. Gönüllü doktorlarımızı Nijer halkına götürüyoruz. Bizim çalışmalarımız bu güne kadar yapılan yardım faaliyetlerinden çok farklı. Afrika'ya sadece gönüllülerimizle birlikte gidiyoruz, yardım ettiğimiz insanların kim olduğuna, ne düşündüğüne, neyi temsil ettiğine bakmadan, bir şeylere takılmadan gidiyoruz. İnsanların bizimle gelmesi için gönüllüyüm demesi yetiyor."
Her defasında Afrikalı halklar için bir umut olmaya çalıştıklarını ifade eden Ceylan, Nijer'de 1 milyon kişiye bir göz doktoru düşüyor. 360 bin kişinin yaşadığı bir yerleşim yerine bir cerrahın düştüğü, binlerce katarakt hastası ve cerrahi müdahaleye ihtiyacı olan hastaların olduğu bir ülkeye dokuzuncu kez gidiyoruz." diye ekledi.
TOPLAM 15 BİN KİŞİYE OPERASYONEL YARDIM YAPILDI
Afrika'nın en yoksul ülkesi Nijer'e bu güne kadar 8. kez gittiklerini aktaran Ceylan, "Bin 237 katarakt ameliyatı, 827 fıtık ve hidrosel ameliyatı, bin 533 azı dişi çekimi, bin 497 kulak tedavisi ve 600 sünnet gerçekleştirdik. Sonuçta toplam 15 bin 865 kişiye Türk doktorları, hemşireleri ve gönüllüleri yardım elini uzattı." dedi.
BİR KAP SU İÇİN İNSANLAR 4 KİLOMETRE YÜRÜMEK ZORUNDALAR
Nijer'in en büyük sıkıntılarından birisinin de su olduğunu ifade eden İbrahim Ceylan, bu ülkede insanların susuzluktan çeşitli hastalıklara yakalandıklarını ve susuzluğun en dayanılmaz sıkıntılardan birisi olduğunu kaydederek şunları söyledi: "İnsanlar yaşayabilmek için 1 km ile 4 km arasındaki uzaklıklardaki su kuyularından taşıyabildikleri su ile yaşamaya çalışıyorlar. Hamdolsun bu güne kadar 27'nin üzerinde kuyunun açılmasına hayırseverler adına aracılık ettik."
EMANET KEÇİ PROJESİ, NİJER HALKINA BALIK TUTMAYI ÖĞRETİYOR
Gönüllü hareketi lideri İbrahim Ceylan, yardımların bir yere kadar gittiğini, Nijerli insanların kendi ayakları üzerlerinde durabilmeleri için çeşitli projeler geliştirdiklerini ve bunlardan en önemlisinin emanet keçi projesi olduğunu belirtti. Ceylan projeyi şu şekilde açıkladı: "Biliyoruz ki Afrika'da insanlara bir şeyler öğretmeden onların bu durumdan kurtulmaları çok zor, bir başkasına muhtaç olarak yaşayan dul ve yetim ailelere emanet keçi ailesi projesi başlattık. Devlet tarafından tespit edilen bu ailelere; üç dişi ve bir erkek keçiyi 18 aylığına emanet veriyoruz. 18 ay sonra altı ayda çift yavrulayan bu keçilerden 18 ile 22 ay arasında yeni bir grup oluşunca zimmetle teslim ettiklerimizi geri alıp, tespit edilen başka bir aileye vererek insanları muhtaçlıktan kurtarıp üretken hale getirmeye çalışıyoruz. Nijerli yetim ve dullara bu proje kapsamında 6 bin 115 adet keçiyi emanet olarak teslim ettik. Bu da demek oluyor ki 30 bine yakın kişi bir başkasına muhtaç olmadan yaşayabilecek."
Yardım seyahatlerinde Türk gönüllülerin Nijer halkı ile çok sıcak ilişkiler geliştirdiğini ve Türk halkına karşı büyük bir sevginin olduğunu söyleyen Ceylan, seyahatlerde yaşadığı duyguları ise şu şekilde ifade etti: "Afrika'da bir başkadır gönüllü olmak. Kısa sürede değişirsiniz, Önce duygularınız değişir, arkasından hayatınızı bir daha gözden geçirirsiniz. Sonra yaşam tarzınızı sorgulamaya başlarsınız. Olmazsa olmazlarınızın yerini, olmasa da olurun alıverdiğini görmeye başlarsınız. Birçok Afrikalı ikinci bir yiyeceğin tadını bilmeden hayatlarının sona erdiğini, fakir olduklarının bile farkında olmadıklarını ve hayallerinin bile olmaması bizlere derin bir hüzün veriyor. Bu tablo karşısında onların yanında, ne kalabalıkta su içebilir, ne beyaz ekmeği yiyebilirsiniz. Bir okuldur Afrika, ne yazıyla ne de resimlerle anlatamazsınız. Afrikalıyı anlamak için onlara dokunmanız, ellerini tutmanız gerek. Başka yolu yok. Bir kez dokundunuz mu ateşe, bu yangını söndürmek için var gücünüzle koşarsınız. Sabrı, azla yetinmeyi, yoklukta mutlu olabilmeyi, şükretmeyi, kendine ait olmayana el uzatmamayı, kısacası yokluğa şükretmeyi öğretti bizlere uzak diyardaki kardeşlerimiz."
