TBB Başkanı Özince, burada yaptığı konuşmada sektörün ve sermaye piyasasının daha da büyüyerek Türk ekonomisin yarınlarına daha yeterli bir mali motor gücü sağlayabilmesi için çok daha fazla büyümesi ve gelişmesinin gerektiğini belirtti. Ersin Özince, "Maalesef ülkemiz bankacılığı da sermaye piyasası da gelişmekte olan ülkeler ortalamalarına henüz ulaşamadı. Bu sektörlerimizin büyütülmesi lazım ki Türk müteşebbisinin ihtiyaçlarını, Türkiye'nin büyüme ihtiyacını, refahını karşılayabilsin. Bunun için sektörümüzün çok daha gelişmeye ihtiyacı olduğunu, çareleri de göstererek devletimizin yönetimine sürekli iletiyoruz." dedi. Ciddi göreceli istikrar sektörü seneleri yaşanmasına rağmen halen bankacılık sektöründe uzun vadeli kaynakları olmadığını vurgulayan Özince, "Her şey çok iyi diyoruz ama bankacılık sektörüne üç aydan fazla mevduat gelmiyor. Bankacılık, ülkesinde tahvil veya başka bir surette uzun vadeli Türk Lirası finansmanı sağlayamıyor. Bu sanayi yatırımlarını, bu alt yapı yatırımlarını yaptığımız yıllardaki gibi devletin önayak olduğu reeskont kredileri, uzun vadeli teşvikli kaynaklar da yok. Rakibimiz ülkelerde var; Çin'lerde var, Kore'lerde var. Biz bankalar, ne gelirse onu aktarıyoruz. Krizlerde korkarım ileride de aynı şeyler olabilir." şeklinde konuştu.
Türk bankacılık sektörünün 2008 krizinde 20 milyar doların üzerinde bir yapılandırma yaptığını dile getiren TBB Başkanı Özince, ''Sorunlu kredi rakamı çok büyümüştür. Bankacılık sektörü bunu bu şekilde çözmüştür, çözmeye çalışmıştır. Evet, yanlış ya da hoşa gitmeyen sıkıntılı durumlar da ortaya çıkmıştır fakat bunların çoğu maalesef bankacılık sektörünün de idari inisiyatif kullanamadığı durumlarda, yani kuralların, mevzuatın gereği ortaya çıkmaktadır. Yoksa bu ülkenin bankacıları, bu ülkenin işadamlarının bankacılarıyız, başka bir niyetimiz yok bizim. Bu tip illerimizde de mevduat kredi oranı oldukça yüksektir." ifadelerini kullandı.
İşlerinin sektörlerindeki sıkıntılara çare bulmak olduğunu anlatan Özince, şunları kaydetti: "Türkiye'nin daha vadeli bir finansman yapısına, kaynak yaratırken de, kaynak kredi kullanırken de daha vadeliye kayması lazım. Hâlâ kısa vadeye yoğunlaşmış, durmuş vaziyetteyiz. Biz yabancı sıcak paradan bahsediyoruz; aslında yerli paramız da sıcak. Vadeyi uzatmak için ekonomi yönetimimize her çeşit çareyi, TOBB ile de mutabakat içinde uzun yıllardır sunuyoruz. Kimi zaman dışarıya yansıyanların tersine Türk bankacıları, Türk işadamlarıyla tam bir mutabakat içindedir, ufak tefek güncel anlaşmazlıklar hariç. TOBB'un ilgili işkolu biziz, yani biz de üyesiyiz.''
