Başbakan Erdoğan, Aydın'ın Didim ilçesinde Doğuş Grubu tarafından yaptırılan yat limanının açılışına katıldı. Açılışta yaptığı konuşmasında demokratik açılım konusu üzerinde duran Başbakan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un mısralarına yer verdi.
Erdoğan, "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz." mısralarıyla başladığı sözlerini, "İşte biz böyle bir milletiz. Şu anda bizi bölmeye çalışanlar, boşuna uğraşmıyor. Eğer bu millet, yeniden kendine gelirse, tekrar ayağa kalkarsa ne olur, sorusu, bizi bölmeye sevk ediyor. İçeriden ve dışarıdan buna gayret ediyorlar; ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz. İnsanlarımızı, dili, rengi, etnik yapısıyla sevmeyeceğiz. Biz, bölgesel milliyetçilik, etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında bütünleşeceğiz. Bunu başaracağız." şeklinde konuştu.
Erdoğan, "Huzur ve kardeşlik içinde, yarınlara yürümeye güvenle devam edeceğiz. Bundan hiç tereddüt yok, şüphe kesinlikle yok. Türkiye'yi çok güzel günler bekliyor. Hiç endişeniz olmasın, bunları hep birlikte görüp yaşayacağız. Yıllardır özlediğimiz, beklediğimiz günlere, bu ülke kavuşacak. O günler bize uzak değil. Samimiyetle söylüyorum, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye kararlılıkla ilerliyor. Bunu böyle bilin!" değerlendirmesini yaptı.
Beraberinde eşi Emine Erdoğan'la birlikte Didim'e gelen Başbakan Erdoğan, yat limanının açılışında konuştu.
Erdoğan, "Yeni yat limanımız inanıyorum ki bölgemizin çok önemli bir ihtiyacını karşılayacak, her geçen gün daha önemli bir merkez haline gelen Didim'i bir adım daha ileriye götürecektir. Şurasını özellikle ifade etmem gereken bir konu var. Burası sadece bir yat limanı olarak hizmet verecek bir yer değil. Aynı zamanda, dinlenme, alışveriş merkezleri, yüzme havuzu, spor tesisleriyle birçok imkanı da bir arada sunacak. En önemlisi, toplam yatırım maliyeti şu anda 70 milyon dolar.
Yapılacak olan bazı ilavelerle 75 milyona çıkacak olan Didim Marina çevredeki yaklaşık 650 vatandaşımız için de istihdam alanı doğuracak. Şu anda Avrupa'daki ülkeler, ki turizmde önemli olan İspanya yüzde 19 işsizliğe tırmandı. Bizde ise küresel ekonomik krizde işsizlikte artış vardı. Son alınan rakımı sizler de duydunuz, 13,6 ya düştü. İnanıyorum ki Haziran ayı rakamlarında daha da düşecek. Doğuş gurubuna şahsım milletim ülkem adına, böyle bir yatırımı hayata geçirdikleri için teşekkür ediyorum." dedi.
Akdeniz ve Ege kıyılarının dünyada eşi benzeri olmayan güzellikleriyle ziyaretçilerini hayran bıraktığını ifade eden Erdoğan, "Yat turizmi açısından da büyük bir potansiyel, hatta yer alan önemli doğal limanlarımızda bu gibi tesislere ihtiyacımız var. İki yıl önce Turgutreis Marinası'nda Ferit Şahenk Bey'e söylemiştik. İşte bugün Didim Marina ortaya çıktı. Bu gibi yatırımlarla, çıtayı çok çok yükseltip ülkemizi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokacağız. Bu hız devam ediyor.
45 adet yat limanına ve 14 bin bağlama kapasitesine sahibiz. İnşaatı devam eden, ihalesi tamamlanmış, ya da ihale aşamasında olan yat limanları. Bittiğinde inşallah kapasite 25 bini bulacak. Hedeflerimiz bu noktada büyük. Bizim inşallah yat turizmiyle ülkemize kazandırdıklarımıza baktığımızda 3,5 milyar dolar olan gelirleri, 8 milyar dolara çıkarmak hedefimiz. Bu istikrar ortamını hep birlikte sağlayacağız. Ülkemizin buna ihtiyacı var." diye konuştu.
Şu anda bir demokratik açılım sürecini çalıştırdıklarını ifade eden Erdoğan, "Bu demokratik açılım sürecinin hedefi nedir? Bu açılım başarıyla neticelendiği zaman bununla beraber at başı yürüyen bilesiniz ki ekonomidir. Açılım olduğunda, Türkiye, ekonomik sıçramasını yapacaktır. Batıda, kuzeyde, güneyde yatırımlar devam ediyor. Ama Güneydoğu ve Doğu, bu bölgelerde maalesef yatırımcımız yatırımda bulunamıyorsa, bulunmamışsa ne yazık ki demokratik açılım, istikrar ve güvenin olamayışı sebebiyledir. Şunu bilmemiz lazım; para, istikrarın ve güvenin olduğu yere gelir. Olmadığı yere para gelmez, bunu iyi bilmek lazım. Atılan bu adımlar, hep güvenin olduğu, istikrarın olduğu yerdedir." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin kendi iktidarları döneminde geldiği noktaya da değinen Erdoğan, "Hamdolsun, sıçraya sırçayla buraya geldik. 7 yılda 232 milyar dolardan 742 milyar dolara geldik. Bu, istikrar olmasaydı, olmazdı. Durmayacağız ve artırarak devam ettireceğiz. Ama birbirimizi seveceğiz, ayrımcı nazarlarla bakmayacağız.
Yani Yunus Emre'nin dediği gibi 'yaratılanı Yaratan'dan ötürü' sevdiğimizde, bu ülke evvel Allah bunu yakalar. İstikrar, güven, huzur ve barış ortamı, ekonominin en temel ihtiyaçları arasındadır. Bu ülkenin yıllar yılı yüksek ve belirsiz enflasyondan neler çektiğinizi sizler çok iyi bilirsiniz. Yedi yıl önce enflasyon yüzde 30'du, şimdi 5,7. Buralara durup dururken gelmedik. Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, şimdi tek haneli rakamlarda. Merkez Bankası faiz oranını açıkladı, 0.50 düşürdü. Temenni ediyorum ki daha da düşürür. Çünkü bizim hedefimiz her şeyde maliyeti asgariye indirmek. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Ben olaya böyle bakıp yaklaşıyorum ve bunun da semeresini alacağız. Güvenin, istikrarın da bunlarla bütünleşmesi halinde Türkiye 2023'te ilk 10'da olacaktır." dedi.
"Türkiye'ye el değdikçe neler oluyor bakın, daha güzel şeyler oluyor." diyen Erdoğan, "İnşaat sanayinde bakın nerelerden nereye geldik. Artık dünyada adından bahsedilen bir ülke var. Ekonomik kriz yaşanıyor, tabii ki yansımaları oldu. Ancak geleceğe dönük toparlanma başladı. Geleceğe umutla bakıyoruz." diye konuştu.
GAP, DAP gibi birçok büyük projenin devam ettiğini belirten Erdoğan, "Buralar inanıyorum ki bütün bölgeyi, çevreyi; kendi alt yapısıyla, ürünüyle besleyecek ve bir cazibe merkezi haline gelecektir. Yıllar yılı bunlar konuşuldu ama uygulama alanına giremedi. Turizm konuşuldu hep ama uygulama alanına girilemedi. Turizmin durumu; biz geldiğimizde 13 milyon turist vardı, ama şimdi 26 milyon turiste çıktık. Hesap ortada. Aynı şekilde gelirde de 8,5 milyar dolardı, şimdi 22 milyar dolar gelir var. Bunlar yan gelip yatarak değil, koşarak koşturarak olacak işlerdi ve neticelerini alıyoruz. Bütün bunlar Türkiye için, yaşayan vatandaşlarımız için." diyerek turizmdeki atılımı anlattı.
Türkiye genelinde 79 yılda 6 bin 100 kilometre duble yol yapıldığını kaydeden Başbakan, şöyle konuştu:
"Biz 7 yılda bunu, küsuratını söylemiyorum, 10 bin kilometre yaptık. Toplamda 16 bin kilometre oldu. Zaten sizler görüyorsunuz, çalışmaları. Burada kalmadık, havada da durum aynı hızla ilerliyoruz. Hızlı trende de adımlar attık. Ankara-Eskişehir başladı, Konya-Ankara bitiyor, Eskişehir- İstanbul etabı devam ediyor. Bütün bunlar, bir aşkın, bir sevdanın, bir dertli oluşun neticesidir. Derdiniz yoksa, bunları üretemezsiniz, derdiniz varsa üretirsiniz."
Bütün bunların kararlılıkla devam ederken mevcut meselelerinin çözüm yoluna konulması halinde ülkenin geleceği seviyeyi vatandaşlardan tasavvur etmelerini isteyen Recep Tayyip Erdoğan, "Yeter ki Türkiye'ye ayak bağı olan meselelerden kurtulalım. Sıkıntımız bu. Yeter ki Türkiye'nin, kalkınmasının, ilerlemesinin önündeki engelleri kaldıralım. Türkiye'nin her köşesinde, huzur, kardeşlik, güven ortamını hakim kılalım. O zaman Türkiye'yi tutabilene aşk olsun diyorum." dedi.
Tarih boyunca bu ülkenin kardeşlik iklimiyle, hep bir arada her şeyi yürüttüğünü ifade eden Başbakan Erdoğan, "Biz öyle bir ecdadın torunları olarak varız ki tarihe baktığımızda bu Akdeniz'i al bitirebildiğin yere kadar bak, ecdadımızın sesi duyuluyordu. Biz oradan geliyoruz. Ne diyor Mehmet Akif Ersoy, 'Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz' İşte biz böyle bir milletiz. Şu anda bizi bölmeye çalışanlar, boşuna uğraşmıyor. Eğer bu millet, yeniden kendine gelirse, tekrar ayağa kalkarsa ne olur, sorusu, bizi bölmeye sevk ediyor. İçeriden ve dışarıdan buna gayret ediyorlar. Ama biz bu oyuna gelmeyeceğiz. İnsanlarımızı, dili, rengi, etnik yapısıyla sevmeyeceğiz. Biz, bölgesel milliyetçilik, etnik milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında birleşeceğiz. Bunu başaracağız." ifdadelerini kullandı.
Ülkenin üç tarafının denizlerle kaplı olduğunu belirten Erdoğan, "Ama ne yaptın, yok. İşte bu süreç içinde bir şeyler olmaya başladı. Şimdi denizcilik meslek yüksek okullarını kuruyoruz, Rize'de açtık. Rizeliyim, ancak doğma büyüme İstanbulluyum. Biz deniz çocuğuyuz. Rize'nin çocukları, neden denize küskün, şimdi niye denizde insanlarımız yok? Denizle iç içe olan yerlerde bu okullarımızı çoğaltarak, denizcilikte sadece işletmesinde değil, inşasına varıncaya, balıkçılığa kadar, yerinden denizle barışık bir Türkiye yaratacağız. Turgut Reis Barbaros neyse, biz onu takip edeceğiz, bu yolda olacağız." dedi.
Özel sektör yatırımlarının Türkiye'nin motoru, itici gücü olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, "İstikrar, güven ve huzur, bizim yatırımcımıza da yeni imkanlar, ufuklar açtı. Vatandaşımızla, özel sektörle el ele vererek, huzur ve kardeşlik içinde, yarınlara yürümeye güvenle devam edeceğiz. Bundan hiç tereddüt yok, şüphe kesinlikle yok. Türkiye'yi çok güzel günler bekliyor. Hiç endişeniz olmasın, bunları hep birlikte görüp yaşayacağız. Yıllardır özlediğimiz, beklediğimiz günlere, bu ülke kavuşacak. O günler bize uzak değil. Samimiyetle söylüyorum, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne Türkiye kararlılıkla ilerliyor. Bunu böyle bilin!" değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından Dalaman'a da bir marina yapacağı sözünü aldığı iş adamı Ferit Şahenk'e plaket verdi. Başbakan Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın kendisine uzattığı Kısmi Turizm İşletmesi Belgesini de Şahenk'e verdi.
Erdoğan, daha sonra eşi Emine Erdoğan, Ferit Şahenk ve beraberindekilerle butona basarak Türkiye'nin en büyük vinci olan 400 ton kapasiteli vinci çalıştırıp tekneyi denize indirdi.
Törenin ardından ellerindeki Türk bayraklarıyla Türkiye şarkısı söyleyen çocukların hediye ettiği çiçeği eşi Emine Erdoğan'a veren Başbakan Erdoğan, vatandaşları selamladı.

