İngiliz Ortadoğu Uzmanı Dr. Bill Park, Türkiye’nin İsrail’e karşı sert politika uygulamayı tercih etmesinin ardında, ince hesapların olduğunu iddia etti. İngiliz uzman, Arap Baharı sonucu bölgede oluşacak yeni dengelerde Türkiye’nin lider ülke olmak istediğine dikkat çekti!
Dünyaca ünlü King’s College’da öğretim görevlisi olarak görev yapan ve İngiltere’nin Türkiye politikalarında etkin role sahip olan Bill Park, “AK Parti hükümeti, Arap ülkeleriyle ilişkileri geliştirmeyi, İsrail ile dost kalmaya nazaran daha avantajlı görüyor. Bu hedefe ilerlerken İsrail’in kendine engel olduğunu düşünüyor.” dedi. Park, Türkiye’nin Arap dünyasına yönelik bu politikalarını gerçekleştirmesi için Mavi Marmara baskınının “uygun bir bahane” olduğunu öne sürdü.
Cihan Haber Ajansı muhabirine açıklamada bulunan Bill Park, BM raporunda da belirtildiği gibi her iki tarafın da suçlu olduğu konular olduğunu düşünüyor. Hükümetin, "İsrail’i açıkça provoke etme eğiliminde olan bir sivil toplum kuruluşu" olarak nitelendirdiği İHH ile yan yana bir görüntü içinde olmasının, Türkiye gibi devlet tecrübesi ve olgunluğuna sahip olan bir ülkeye yakışmadığını öne süren İngiliz uzman, İsrail’in gerek Mavi Marmara baskını gerekse Gazze kuşatmasında “aşırı güç” kullandığının açıkça ortada olduğuna dikkat çekti.
İngiliz uzman, Davutoğlu’nun İsrail’e yönelik dünkü tarihi açıklamasının, ABD ve Avrupalıların yaptığı Türkiye’nin dış politik açılımında “daha çok doğulu ve daha az batılı” yönündeki eleştirilerini de teyit edecek yönde olduğunu öne sürdü. Söz konusu eleştirilerin “abartılı” bulduğunu da sözlerine ekleyen Park, “Ancak şunu söyleyebilirim ki; hiçbir Avrupa ülkesi Gazze insani yardım konusuyla ilgili Türkiye’nin izlediği yolu takip etmezdi ve İsrail’e yönelik bu denli yüksek sesli söylemlerde bulunmazdı.” diye konuştu.
Bill Park, Türk halkın daha sağduyulu yaklaşmasına rağmen, hükümetin İsrail’in Mavi Marmara baskını sebebiyle “özür dilemesinde” ısrarcı davranarak bu konudaki tansiyonu yükseltme yolunu tercih ettiğini öne sürdü.
“Türkiye’ye yeni İsrail politikalarının maliyeti ne olabilir?” sorusuna cevap veren Bill Park, AK Parti hükümetinin Ermeni soykırımına ilişkin ABD Kongresindeki Yahudi lobisinin desteğini tamamen kaybedebileceğini ifade etti. Ayrıca, İsrail’in bölgeye yönelik politikalarında “Düşmanımın düşmanı dostumdur” stratejisini benimsediğini hatırlatan Bill Park, “Türkiye, İsrail’e düşman olarak davranmaya devam ettikçe, İsrail bölgedeki Kürtlerle dostluklarını geliştirmeye çalışacaktır.” diye konuştu.
Bill Park, ABD'nin ise Türkiye hakkında kafasının karışık olduğunu belirterek, Davutoğlu’nun dünkü açıklamasının, Türkiye’nin “kaybedildiğini” düşünen uzmanların elini güçlendirdiğini kaydetti. İngiliz uzman, Türkiye’nin İsrail’e yönelik bu yeni politikasının, ABD’nin Türkiye’ye yönelik desteğini çekmesi için tek başına neden oluşturmayacağını ancak Türkiye hakkındaki şüphelerin artmasına sebep olabileceğine dikkat çekti. Bill Park sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin son zamanlarda İran ve Sudan’a yönelik ABD’nin tersine yürüttüğü dış politikaları, ilk başlarda Libya’ya NATO operasyonuna karşı gelmesi ve Esed yönetimine karşı sağlam bir tutum sergilememesi gibi nedenlerden dolayı, ABD, Türkiye ile askeri ve siyasi müttefiklik bağlarını zayıflatabilir. Ayrıca, eğer bu tutum devam ederse, Amerika Kürt meselesinde ve AB’ye üyelik konusunda Türkiye’ye olan desteğini tekrar gözden geçirebilir. Birçok Amerikalı karar verici için Türkiye iki yüzlü, güvensiz ve arkadaş karşıtı görünüyor.”
SOAS Üniversitesi Ortadoğu Uzmanı Profesör Benjamin Fortna ise Cihan’a yaptığı açıklamada, son yıllarda iki ülke arasındaki ilişkilere ve yaşanan olaylara bakıldığında, Türkiye’nin böyle bir politikayı uygulamaya koymasının sürpriz olmadığını belirtti. Fortna, AK Parti hükümetinin dış politikadaki stratejilerini daha çok halkın genel talepleri doğrultusunda yeniden düzenlendiğini ve Türk halkının İsrail-Filistin meselesinde ne kadar hassas düşündüğünün ortada olduğunu vurguladı. CİHAN
