İnsan Hakları Derneği (İHD) Bingöl Şubesi, 19–20 Haziran tarihleri arasında Ankara'da 194 mağdur ve tanığın katılımıyla düzenlenen etkinliğin sonuç bildirgesini açıkladı. Basın açıklamasına, İHD Bingöl Şube Başkanı Nihat Aksoy, 12 Eylül 1980 askeri darbesinde faili meçhul olarak kayıtlara geçen Hüseyin Morsümbül'ün annesi Fatma Morsümbül ve İHD Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Uygun katıldı.
Fatma Morsümbül, oğlunun faillerinin belli olduğunu ve devletin bu konuda gerekli çalışmayı yapmadığını ileri sürdü. 28 yıldır oğlunun acısını yüreğine gömdüğünü belirten Fatma Morsümbül, oğlunun hiçbir suç işlemediği halde öldürüldüğünü ifade etti. Oğlunun bir mezarının bile bulunmadığını kaydeden Morsümbül, kemiklerinin bulunması halinde onları yıllarca sırtında taşıyacağını ve Ankara'ya kadar gideceğini söyledi.
Türklerin ve Kürtlerin hep birlikte savaşa karşı çıkması gerektiğini belirten Morsümbül, bu savaşın artık son bulması gerektiğini söyledi. Morsümbül, "Türkiye'de yaşananlar Filistin'de yaşanmıyor. Bunları hiç kimse görmüyor. Oysa Kürtler yıllardır bu sorunlarla boğuşuyor. Çocukları katlediliyor, evleri yakılıyor ve sürgüne gönderiliyor. Bu kirli savaşa dur denilmesi gerekir. Ben oğlumu kaybettim. Bizim bir cenazemiz bile yok. Bari oğlumun bir cenazesi olsaydı. Madem öldürdünüz oğlumu bari bir çöp kutusuna koyup kapıya atsaydınız. En azından mezarını bilirdim. Biz yıllardır birbirimizi öldürüyoruz. Bu savaşa hep birlikte karşı durmamız lazım." şeklinde konuştu.
Barışın gelmesi durumunda hiç düşünmeden kendisini yakacağını belirten Morsümbül, asıl üzüntülerinin CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tutumu olduğunu ifade etti. CHP'nin iktidarla birlikte barışın üstüne oturup kalkmadığını ifade eden Morsümbül, partilerin barışa katkı sunmak yerine savaş söylemlerini geliştirme çabasında olmasını eleştirdi.
Fatma Morsümbül, oğlunun katilinin belli olduğunu, bu kişinin emekli olan ve halen yaşayan Albay Dursun Kıvrak olduğunu iddia ederek, devletin bu kişiden hesap sorması gerektiğini söyledi.
Yaşadıkça evlat acısının yüreğinden çıkmayacağını belirten Morsümbül, "Ben bütün bunlara rağmen çocuklarımı alıp gitmedim. Dört tane oğlumu askere gönderdim. Bize bunları yapanlar asla bizim kadar bu vatanı sevmezler." şeklinde konuştu.
"AKAN KAN DURDURULMALI"
TBMM'de gerçeklerin ortaya çıkarılması için komisyonlar kurulması gerektiğini belirten İHD Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Uygun, hangi kesimden olursa olsun bütün annelerin acılarının ortak olduğunu ifade etti.
Uygun açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "O nedenle yan yana gelmeli, en azından kayıplarımızı yan yana getirmeli ve akan kanı durdurmalıyız. Suç işleyenleri halkın karşısında hesap vermeye zorlayacak çalışmalar yapılmalıdır. Bu toplantıda konuşulan başta yaşam hakkı olmak üzere tüm ihlal alanlarına dair ayrı ayrı raporlar hazırlanmalı, olaylar ve failler ortaya çıkarılmalı, politik sorumlular belirlenmeli; kısaca halkın iddianamesi görevi görecek bir çalışma yapılmalıdır. Halka yönelik suçların üstünün örtülmesine izin vermemeli, kamuoyunun doğru bilgilenmesi ve empati yapabilmesi sağlanmalıdır. Önemli tarihsel olayların dosyaları yeniden açılmalıdır. Gerçekleştirilen çalışmada ortaya çıkan niteliksel sonuç gerçek ve adalet inisiyatifinin hedeflerine ulaşması açısından belirleyicidir. Bu sonucun ortaya çıkarılmasında büyük katkısı olan, başta ülkenin dört bir yanından gelen annelerimiz olmak üzere, herkese teşekkür ediyoruz. Ortaya çıkan gerçekleri ve sonuçları kamuoyunun gündemine taşıma ve adaletin gerçekleşmesi sorumluluğu her zamankinden daha da ağır bir biçimde omuzlarımıza yüklenmiştir. Gerçeğin ve adaletin peşinde olmaya devam edeceğimizi bu vesileyle bir kez daha ifade ediyoruz."