TÜSİAD, bazı vergi denetimi uygulamalarına ilişkin iş dünyasında artan kaygı ve sıkıntılar üzerine, 19 Nisan 2009 tarihinde bir basın bülteni yayınlamıştır.
TÜSİAD'ın, kayıt dışı ile samimi mücadelenin ve objektif vergi denetiminin, gelir idaresinin siyasi iradeden bağımsızlığı ölçüsünde sağlanabileceği görüşünde olduğu belirtilen bültende aşağıdaki hususlara da işaret edilmiştir:
“Son zamanlarda vergi denetiminin siyasallaştığı ve verilen cezaların mükellefi yok edercesine ölçüsüz bir anlayış ile uygulandığı şeklindeki görüş ve kaygılar yaygınlaşmıştır;
Mükelleflerin, vergi idaresinin tarafsızlığına ve tüm mükelleflere eşitlik ve hakkaniyet ölçülerinde yaklaştığına olan inancının güçlendirilmesi şarttır;
Kamu maliyesi politikalarının son derecede önem kazandığı bu günlerde, siyasi iradeden tam olarak bağımsız, özerk bir gelir idaresi ve denetim uygulamalarının tesisi, iş dünyasında yaygınlaşan kaygıların ortadan kaldırılması açısından önem arz etmektedir.”
Ne yazık ki yaşadığımız güncel uygulama, yürütme erkinin kullanılmasında yalnızca kamu yararının güdülmediği endişesi yaratmakta, vergi idaresinin siyasi etkiye açık olduğu kuşkularını doğurmaktadır. Kaldı ki “vergi” gibi devleti devlet yapan en temel siyaset-üstü erkin, mükellefi yok edercesine ölçüsüz bir anlayışla ceza uygulamalarına dönüşmesi bu kuşkuları güçlendirir niteliktedir.
Ne hakkaniyetle, ne de çağdaş vergi ve gelir idaresi anlayışı ile uyuşmayan bu tür uygulamalar, telafi edilemez maddi ve manevi kayıpların yanında, bu kez, basın özgürlüğü ve çoğulculuk anlayışını da hedef alır bir aşamaya ulaşmıştır. Gelinen aşama, Türkiye'nin son dönemde elde ettiği demokratikleşme sürecinin samimiyetini tartışılır kılmakta, sürdürülebilirliğini de tehlikeye atmaktadır.
Mükellefin sisteme güvenini zedeleyici nitelikteki uygulamalar, çağdaş demokrasilerde ve rekabetçi piyasa ekonomilerinde kabul edilemez niteliktedir. TÜSİAD olarak, mevcut durumun bir vergi uygulamasının ötesinde bir demokrasi sorunu olarak görülmesi gerektiğini kamuoyuyla bir kez daha paylaşarak, sürecin yakın takipçisi olacağımızı bildiririz.