İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, ''Bu ödenekleri kullanan kurum ve amirlerine 'nerelerde kullandın, hangi özel istihbarat malzemelerini kimlerden aldın, ne tür faaliyetler yaptın?' diye sorulması 'devlet sırlarının deşifre olmasına' neden olacaktır'' dedi.
Soruşturma kapsamında bilgisine başvurulan ve ikinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından emekli Kıdemli Albay Atilla Uğur, cezaevinden basın mensuplarına avukatları aracılığıyla kendi el yazısıyla hazırlanmış 5 sayfadan oluşan bir açıklama gönderdi.
Uğur, açıklamada, son günlerde belli çevrelerce kasıtlı olarak ''jandarmanın örtülü ödeneği'' konusunun gündeme getirildiğine işaret etti ve ''Gizli hizmet gideri ve haber alma ödeneği' olarak adlandırılan bu harcama kalemi, Başbakanlık, Gümrük Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından devletin ve milletin ali menfaatleri doğrultusunda ve tamamen 'Gizli' olarak sarf edilen bir ödenektir'' ifadelerini kullandı.
Uğur, görev yaptığı 2003-2004 dönemine ilişkin olarak, Jandarma Genel Komutanlığı örtülü ödeneğine ait tüm bu hususların askeri makamların yetki ve görevi dahilindeki konular olduğunu kaydettiği açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:
''Benim burada itirazım, hesapların kontrolü ve hukuki süreci değildir. Yasalar gereği her türlü kanunsuzluğa karşı mücadele eden Jandarma Genel Komutanlığının 'Gizli Hizmet Gideri' kapsamındaki faaliyet ve harcamalarının sorgulanması ve suç ile ilgili gibi gösterilmek istenilmesi kasıtlıdır. Yürütülmekte olan 'asimetrik bir psikolojik savaşın' en belirgin göstergesidir.''
Bildiğim ve basından takip edebildiğim kadarı ile yine yasalar gereği Başbakanlıkça bir yıl içinde kullanılan örtülü ödenek tutarı yüzlerce milyon Türk lirasıdır. Elbette ki bu ödenekleri kullanan kurum ve amirlerine 'nerelere kullandın, hangi özel istihbarat malzemelerini kimlerden aldın, ne tür faaliyetler yaptın?' diye sorulması 'devlet sırlarının deşifre olmasına' neden olacaktır. Bu TCK'nın 329'uncu maddesi 1'inci fıkrasına göre suçtur.
Mevzuata göre 'örtülü ödenek' kullanma hakkına sahip kurumlar arasında sadece Jandarma Genel Komutanlığı icraat ve sarflarının herkesin gözü önünde sorgulanıyor olması, kasıtlı ve rencide edicidir. 2003-2004 yıllarında Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığınca icra edilen tüm faaliyetler yasalar ve mevzuata uygundur. İddia edildiği gibi 'yasa dışı dinleme, darbe senaryoları hazırlanması, örtülü ödeneğin yasa dışı kullanılması' hususları tamamen gerçek dışı ve yalandır.
Jandarma Genel Komutanlığı ülkemizin temel güvenlik taşlarından biridir. Ülkesi ve milleti için canları pahasına görev yapan ve yapmış olan mensupları her türlü çamur ve iftiradan uzaktır.''
Soruşturma kapsamında bilgisine başvurulan ve ikinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından emekli Kıdemli Albay Atilla Uğur, cezaevinden basın mensuplarına avukatları aracılığıyla kendi el yazısıyla hazırlanmış 5 sayfadan oluşan bir açıklama gönderdi.
Uğur, açıklamada, son günlerde belli çevrelerce kasıtlı olarak ''jandarmanın örtülü ödeneği'' konusunun gündeme getirildiğine işaret etti ve ''Gizli hizmet gideri ve haber alma ödeneği' olarak adlandırılan bu harcama kalemi, Başbakanlık, Gümrük Müsteşarlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından devletin ve milletin ali menfaatleri doğrultusunda ve tamamen 'Gizli' olarak sarf edilen bir ödenektir'' ifadelerini kullandı.
Uğur, görev yaptığı 2003-2004 dönemine ilişkin olarak, Jandarma Genel Komutanlığı örtülü ödeneğine ait tüm bu hususların askeri makamların yetki ve görevi dahilindeki konular olduğunu kaydettiği açıklamasında, şu görüşlere yer verdi:
''Benim burada itirazım, hesapların kontrolü ve hukuki süreci değildir. Yasalar gereği her türlü kanunsuzluğa karşı mücadele eden Jandarma Genel Komutanlığının 'Gizli Hizmet Gideri' kapsamındaki faaliyet ve harcamalarının sorgulanması ve suç ile ilgili gibi gösterilmek istenilmesi kasıtlıdır. Yürütülmekte olan 'asimetrik bir psikolojik savaşın' en belirgin göstergesidir.''
Bildiğim ve basından takip edebildiğim kadarı ile yine yasalar gereği Başbakanlıkça bir yıl içinde kullanılan örtülü ödenek tutarı yüzlerce milyon Türk lirasıdır. Elbette ki bu ödenekleri kullanan kurum ve amirlerine 'nerelere kullandın, hangi özel istihbarat malzemelerini kimlerden aldın, ne tür faaliyetler yaptın?' diye sorulması 'devlet sırlarının deşifre olmasına' neden olacaktır. Bu TCK'nın 329'uncu maddesi 1'inci fıkrasına göre suçtur.
Mevzuata göre 'örtülü ödenek' kullanma hakkına sahip kurumlar arasında sadece Jandarma Genel Komutanlığı icraat ve sarflarının herkesin gözü önünde sorgulanıyor olması, kasıtlı ve rencide edicidir. 2003-2004 yıllarında Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığınca icra edilen tüm faaliyetler yasalar ve mevzuata uygundur. İddia edildiği gibi 'yasa dışı dinleme, darbe senaryoları hazırlanması, örtülü ödeneğin yasa dışı kullanılması' hususları tamamen gerçek dışı ve yalandır.
Jandarma Genel Komutanlığı ülkemizin temel güvenlik taşlarından biridir. Ülkesi ve milleti için canları pahasına görev yapan ve yapmış olan mensupları her türlü çamur ve iftiradan uzaktır.''