16 Aralık 2025
Altın 5914.399
BIST 11348.83
Dolar 42.7053
Euro 50.2956
Sterlin 57.3815
Ankara 6°C

"Üniversite Öğrencilerine İyi Vatandaş Nasıl Olmalı Eğitimi Verilmeli!"

"Üniversite Öğrencilerine İyi Vatandaş Nasıl Olmalı Eğitimi Verilmeli!"
Yüksek Öğrenim Kurumu (YÖK) Başkanı Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerde mesleki eğitimin yanı sıra öğrencilere 'iyi bir vatandaş nasıl olunmalı' eğitiminin de verilmesi gerektiğini söyledi.

Özcan, YÖK ve rektörlerin yetkilerinin de kısıtlanması gerektiğini vurguladı.

Avrupa ve ABD'den 43 kurumun üye olduğu Demokrasi için Üniversiteler Birliği (Alliance of Universities for Democracy -AUDEM), tek Türk üyesi olan Uludağ Üniversitesi'nin ev sahipliğindeki konferansta buluştu.

Ev sahibi Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mete Cengiz'in yönettiği ana oturumda yabancı konuklara Türk yükseköğretimindeki sorunlar anlatıldı.

Oturuma Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akdemir ile Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Funda Sivrikaya Şerifoğlu da konuşmacı olarak katıldı. Konferans 10 Kasım'a kadar sürecek.

Aralarında AUDEM Başkanı ve aynı zamanda State University of New York Rektörü John Ryder'ın da aralarında bulunduğu toplam 62 yabancı konuğun katıldığı konferansta YÖK Başkanı Yusuf Özcan "Demokrasinin Temel Kurumları Olarak Üniversiteler" başlıklı konuşma yapacak.

Gazetecilere değerlendirmelerde bulunan Yusuf Ziya Özcan, bir gazetecinin "Demokrasinin temel kurumları olarak Türkiye'deki üniversiteler demokrasinin temel kurumları olma işlevini yerine getirebiliyor mu?" yönündeki sorusu üzerine, üniversitelerin bu görevi bir ölçüye kadar yerine getirdiğini ifade etti.

Özcan, "Tamamen yerine getirmeseler de biz de diğer üniversitelere göre çok fena değiliz ama daha alacak çok yolumuz var. Üniversitelerin demokratik hayata nasıl katkısı olabileceğini ortaya çıkartmak, üniversitelerin bu konudaki tecrübelerini birbirlerine aktarmalarını sağlamak ve yardımlaşmalarını sağlamak amacındayız. Bu yüzden bu çok önem verdiğim konferanslardan biri." diye konuştu.

Konuşmasında klasik olarak üniversite fonksiyonları arasında sayılmayan demokratikleşmeye katkıyı ön plana çıkartacağına işaret eden Özcan, "Üniversitelerin fonksiyonları olarak araştırma geliştirme faaliyetleri, eğitim ve öğretim faaliyetleri ve topluma yarardır. Hiç kimse üniversitenin fonksiyonları arasına ne ekonomik kalkınmayı ne de demokratik yaşama katkıyı vurgulayarak söyler. Toplumsal fayda sağlanması bunların hepsini içerir. Biz ekonomiye katkı ve demokratik hayata katkısını biraz daha vurgulayarak söylemeliyiz. Konferansın amacı da budur. Teorik olarak üniversitelerin önemli fonksiyonlardan birinin demokratikleşme olduğunu, öğrencilere salt bilgi yerine birazcık da iyi vatandaş olmayı, demokratik yaşamın gerektiği şekilde davranmaları gerektiğin vurgulayacağım. Türkiye'nin bu konudaki gayretlerini anlatacağım. Bu konuda yaptığımız önemli işler var. Bir tanesi biz bu istikamette çalışan pek çok uluslararası örgüte üyeyiz. Yakın zamanda bakacaksınız ki; üniversitelerin demokratik yaşama katkısı, öbür fonksiyonlarından da daha önemli bir hale gelecektir." şeklinde konuştu.

"Üniversitelerin demokratik yaşama katkısını artırmak için ne yapmamız gerekir?" yönündeki soruya Özcan, "Konuya iki boyutta bakmak doğru olacak. Bunlardan bir tanesi üniversitelerin kendi demokratik işleyişini sağlamak, diğeri ise öğrencilere düzgün bir vatandaş olmanın, demokratik yaşamda nasıl davranılması gerektiğinin öğretilmesi." cevabını verdi.

Özcan, "Mevcut haliyle üniversitelerimiz tamamıyla demokratik olarak çalışıyorlar mı?" şeklindeki soru üzerine şunları söyledi: "Onu iddia etmek çok zor. Daha gidecek epey yolumuz var. O da hem 2547 sayılı Kanun'da bazı hallerde de anayasamızda yapılacak değişikliğe bağlı olarak değiştirilmesi gereken hususlardır. Ama öğrencilerimize hiç olmazsa demokratik yaşam hakkında bilgi verip iyi bir vatandaş nasıl olunur, demokratik yaşama nasıl katılır, o konuda daha yararlı olabiliriz bilgi vererek. Bu bir süreçtir. Bu süreçte öğrencileri o sürecin içine katmak gerekir. Mesela öğrenci konseylerimizi iyi çalıştırabilir, karar alma süreçlerinde onlardan çok daha fazla faydalanabiliriz. Hali hazırda konseylerin bir bütçesi yok. Bu yıl onlar için yaptığımız şey, öğrenci konseyleri için üniversitelerimizin birer bütçe ayırması oldu. Bu sayede o arkadaşlarımızın toplantılarını, diğer üniversiteleri ziyaretlerini daha kolay yapmasını sağlamaktır. Mesela bunu yaparsak onların demokratikleşme sürecine biraz daha kolayca, sıkıntısızca katılmalarını sağlarız. Bu yapılması gereken acil hususlardan biridir. Ama bence demokratikleşme bir iki günde gerçekleştirilecek husus değil. Zaman alır ama bunu bırakmamak lazım. Bu bilinci öğrencilerimizde her zaman uyanık tutmalı ve beslemeliyiz, besleyerek belli bir noktaya gelmelerini sağlamalıyız."

ÜLKE EKONOMİSİNE KATKIDA BULUNMAK İSTİYORUZ

Türk üniversitelerinin dünya sıralamasındaki yerinin sorulması üzerine, önemli olanın sıralamada üst kısımlarda yer almak olmadığını vurgulayan YÖK Başkanı Özcan, başarının farklı parametreleri olduğunu kaydetti.

İndeksli dergilerde basılan makale sayıları bakımından Türk üniversitelerinin yeri olduğunun altını çizen Özcan, diğer sıralamalarda Türkiye'de çok zor gerçekleşebilecek parametreler kullanıldığı için o sıralamalarda çok üstlerde yer alamadıklarını açıkladı.

Özcan, "Üniversitelerimizin illa ilk 100 içinde olması peşinde değilim esasında. Bu sadece bizim gururumuzu okşayan bir şey olur. Ben üniversitelerimizin hemen tamamında aynı kalitede eğitim verilmesi ve bu kalitenin dünyada herkes tarafından kabul ediliyor olmasını daha çok tercih ederim. İlla listede bir iki üniversiteyi görmektense bütün üniversitelerimiz herkesi memnun edecek seviyede olabilmesi daha çok memnun eder. O sıralamada yer alan üniversitelerin bulundukları ülkeler ekonomileri itibarıyla her zaman bizim çok üzerimizde olmuş ülkelerdir. Bu bilimsel çalışmalara ayırdığınız parayla da çok ilgilidir. Harvard'ın bütçesiyle üniversitelerimizin bütçesi mukayese edilemeyecek bir durumda olduğunu görürsünüz. Çok da finans ayırmadığınız, kaynaklarınızın büyük kısmını seferber etmediğiniz bir alanda çok da üstün başarılar beklemek dünyada çok da mantıki bir durum değil. Ama işin peşini de bırakacak değiliz. Üniversitelerimizin eğitim kalitesinin yükseltilmesi için elimizden geleni yapıyoruz." şeklinde konuştu.

Bazı kişilerin YÖK ve mevcut yapısına karşı olduğunun hatırlatılması üzerine Özcan, YÖK'ün tasfiye olmasının çok akıllıca bir gelişme olmayacağını söyledi.

Belki YÖK'ün yetkilerini azaltmanın daha akıllıca olacağının altını çizen Özcan, şöyle devam etti: "Gerçekten yetkileri itibariyle ilk kurulduğu dönemin özelliklerini taşıyan, yetkilerin biraz budanmasında fayda var. Rektörlerimizin de yetkilerinin budanmasında fayda var. Bizim gibi ülkelerde böyle yüksek öğretim planlamasını yapacak, önümüzdeki 20-50 yılları planlayacak, üniversiteler için politikalar geliştirecek bir kuruma ihtiyaç var. Ama yetkileri biraz azaltıldığında YÖK o türden bir kurum haline gelebilir. Bu da ülkemiz için iyi olur. 'YÖK varken demokrasiden bahsetmek mümkün değil' yorumları yapılıyor. Biraz abartılı bir yorum olmuş bu. YÖK 2547 sayılı Kanun'un dışına çıkarak üniversitelerimize herhangi bir talepte bulunamaz. Kanunda ne yazıyorsa biz de üniversitelerden ancak onu talep edebiliriz."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir