Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu sözlerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve İsviçre Cumhurbaşkanı Doris Leuthard'a temiz enerji üretimi konusuna eğildikleri için teşekkür ederek başladı.
Hisarcıklıoğlu, iklim değişikliğinin büyük bir problem olduğu kadar yeni enerji kaynaklarının ortaya çıkmasında yürütülen çalışmalar konusunda da büyük bir rekabet pazarının bulunduğunu söyledi.
''Biz dünyayı anne ve babalarımızdan emanet almadık. Aslında çocuklarımız ve torunlarımızdan ödünç aldık. Buna göre hareket etmemiz gerekmekte.'' diyen TOBB ve DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, dünyanın geleceğinin insanların ellerinde olduğunu, var olan enerji kaynaklarının düşüncesizce tüketilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
-“Küresel ısınmaya karşı mücadele küresel bir hareket olmalı”
TOBB ve DEİK Başkanı ve Eurochambers Başkan Yardımcısı M.Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında küresel ısınmaya karşı ortak bir bilinç oluşturmanın önemine dikkat çekerek bu konuda Ozon tabakasındaki deliğin yavaşlamasına yönelik ortak politikanın önemli bir örnek teşkil ettiğini aktardı.
Küresel ısınmaya karşı mücadelenin yine küresel bir hareket olması gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin de 2009 yılında imzaladığı Kyoto protokolünün küresel ısınmaya karşı ülkelerin aldığı ilk ortak tedbir olduğunu belirtti. 2009 yılı Aralık ayında Kopenhag'da istenen anlaşmanın sağlanamadığı ancak küresel ısınmanın +2 derecenin altında tutulması yönündeki ortak hedefe yönelik gerekli tedbirleri alma niyetinin bu yönde atılmış ilk somut adım olduğunu ifade etti. AB'nin sanayileşmiş devletlerinin 1990'lardaki %25-40 civarındaki emisyon kesintilerini, 2050 yılında %85-90'lara çıkarma konusundaki kararını desteklediklerini bildiren Hisarcıklıoğlu, Meksika-Cancun'da 16.sı düzenlenecek konferansın, 2011 yılı sonunda Güney Afrika'da gerçekleşeceğini belirtti.
İklim değişikliğine karşı mücadelenin barındırdığı fırsatlara dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, iklim değişimi ile mücadelenin sadece çevre açısından değil AB genelinde rekabet gücünü ve istihdamı artıracağına olan inancı gösterdiğini ifade etti.
-“TOBB, ulusal iklim değişimi hareketi planına katkı sağladı”
Türkiye'nin yenilenebilir enerji üretiminin, toplam enerji üretimindeki payının %20'yi aştığını belirten Hisarcıklıoğlu, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, Birleşmiş Milletler'in 'küresel sürdürülebilirlik' konulu üst düzey paneline üye olarak seçilmesini de değerlendirdi. Hisarcıklıoğlu ayrıca, TOBB'un Türkiye'nin Ulusal İklim Değişimi Hareketi Planı'nın hazırlanmasına katkı sağladığını aktardı.
TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İsviçre Konfederasyonu Başkanı Doris Leuthard'ın İsviçre'deki ekonomik gelişmeler için temiz teknoloji alanını önde gelen konular arasına aldığını belirtirken, Türkiye ile İsviçre arasında temiz teknoloji sektöründe üç farklı alanda işbirliği imkanı tespit ettiğini, ifade etti. Hisarcıklıoğlu, bu alanları temiz teknoloji alanında bilgi ve tecrübe aktarımı, ortak ar-ge projelerinin geliştirilmesi ve üçüncü ülkelerde temiz teknoloji alanında ortak projelerin gerçekleştirilmesi olarak özetledi. Hisarcıklıoğlu Türk ve İsviçreli firmaların, imkanları müşterek olarak değerlendirmeleri gerektiğini, şimdiden önlem alınmadığı taktirde AB 2020 Enerji Stratejisi'nde belirtilen sonuçlara katlanılması gerekeceğini iletti.
-Cumhurbaşkanı Gül: “Yenilenebilir enerji kaynakları konusunda birlikte çalışmak önemli”
İsviçre'nin Zürih kentinde düzenlenen Türkiye-İsviçre İş Konseyi Toplantısı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise konuşmasında, Türkiye'de gerçekleşmekte olan çok önemli teknolojik gelişmeler nedeniyle büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi.
Türkiye ve İsviçre açısından, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda birlikte çalışmanın çok önemli olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Daha güvenli sürdürülebilir ve ekonomik anlamda bütün kesimleri tatmin edecek çalışmalar, temiz enerji teknolojileri açısından bakıldığında yenilenebilir enerji kaynakları bizim için önemli olacaktır. Elbette ki, buradaki potansiyel geniş. Ancak bu potansiyeli ne şekilde uygun ve verimli bir şekilde kullanarak, dünya enerji ihtiyacına en üst düzeyde katkı sağlayabiliriz, biz buna bakmalıyız. Yenilenebilir enerji imkanları uzun soluklu ekonomik hedeflerle uyumlu ve katkı sağlayabilecek şekilde ele alınmalıdır. Maliyet etkinlik analizleri etkin olmalı. Burada baktığımız yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması ile ilgili olarak ekonomik kaygılar ön plana çıkmakta ve bu imkanların kullanılması engellenmektedir.
-“Temiz enerji konusunda işbirliği potansiyeli var”
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye ile İsviçre arasında temiz enerji teknolojisi konusunda da işbirliği yapılabilecek önemli bir potansiyelin var olduğunu söyledi.
Doğa ve çevreye uyumlu enerji ve tüketim sistemleri ve geriye dönüşebilir, temiz enerji kaynaklarının Türk yetkililerin üzerinde önemle durduğu bir konu olduğuna işaret eden Gül, bu konunun sadece Türkiye'yi değil global olarak herkesi ilgilendirdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin eğitime büyük önem verdiğini belirterek, eğitime verilen ağırlığın, bilimsel ve teknolojik alandaki gelişmelerin Türk ekonomisinde de önemli bir ağırlık oluşturduğunu ifade etti. Enerjinin tutarlı ve faydalı bir biçimde kullanımına da değinen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ''Geriye dönüştürülebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi bu bağlamda önem arz etmektedir'' diye konuştu.
Rüzgar enerjisinin payının kısıtlı olduğunu, ancak gelecekte artmasının beklendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, ''Diğer Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığı zaman Türkiye'nin geriye dönüşebilir enerji üretme oranı yüksektir'' dedi.
-Leuthard: “Dünyanın tüm dengeleri değişti”
İsviçre Cumhurbaşkanı Doris Leuthard da küresel ısınma ve ozon tabakasının delinmesiyle birlikte dünyada tüm dengelerin değiştiğini söyledi.
Türkiye, Hindistan, Çin gibi ülkelerin büyüme oranının çok yüksek olduğunu, dünyada büyüyen ve gelişen ülkelerde enerji kaynaklarının kullanımının da öneminin arttığını dile getiren Leuthard, rezervlerin azalmasıyla birlikte enerjinin maliyetinin de artacağını belirtti.
Fosil enerjinin kısıtlılığının da önemli bir sorun teşkil ettiğini dile getiren Leuthard, İsviçre'de üniversiteden özel sektöre kadar uzanan bir yelpazede temiz enerji üretimi konusunda çalışmalar yapıldığını, bu konudaki çalışmalara büyük ağırlık verdiklerini kaydetti.
Teknoloji ve kaynakların kullanımı konusunda maliyetlerin artışı nedeniyle ''parası olanın'' enerjiye ulaşabileceğini ifade eden Leuthard, bunun da önemli bir sorun olarak ülkelerin önünde durduğunu söyledi.