16 Aralık 2025
Altın 5871.598
BIST 11318.62
Dolar 42.7089
Euro 50.2437
Sterlin 57.3485
Ankara 5°C

"Vatandaşlık sorunu"

"Vatandaşlık sorunu"
AK Parti'li Dengir Mehmet Fırat ve CHP'li Onur Ömen açılımı konuştu..
"İŞTE MİLLİYET’İN SORULARI"
ÇATIŞMANIN ÇÖZÜM MODELİ
1- PKK’nın silah bırakması ve dönüş sürecinde nasıl bir yöntem izlenmelidir?
2- PKK kadrolarını dağdan indirmek amacıyla af ilan edildiği takdirde kapsamı ne olmalıdır?
3- Çözüm sürecine Abdullah Öcalan’ın da dahil edilmesi yolundaki taleplere nasıl bakıyorsunuz?
4- Çözüm süreci boyunca operasyonlar durmalı mı durmamalı mı?
5- Terörün bitme menziline girdiği konusunda yayılan iyimser havaya katılıyor musunuz?

KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜM MODELİ
6- Türkiye’de yaşayan Kürtlere mevcut Anayasa ve yasalarla tanınmış olan hak ve özgürlükler alanının genişletilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz; düşünüyorsanız bu düzenlemeler neleri içermelidir?
7- Soruna çözüm çerçevesinde demokratikleşme paketi ve ekonomik önlemler yeterli midir? Bölgeye özel düzenlemeler de yapılmalı mıdır?
8- Toplumsal mutabakatın sağlanması için sizce en çok dikkat edilmesi gereken husus nedir?
9- Sizin açınızdan bulunacak çözüm modelinin “olmazsa olmaz” çizgileri nelerdir?
10- Bu konuda sorulmadığı halde yanıtlamak istediğiniz soru varsa nedir?

KÜRT SORUNU DEĞİL, VATANDAŞLIK SORUNU
DENGİR MİR MEHMET FIRAT (AK Parti Adana Milletvekili):

1- TSK GERİ ÇEKİLMEYE YARDIMCI OLABİLİR: Birbirimizin ne konuştuğunu duymak için önce silahların susması lazım. Silahların susması ne şekilde olabilir? Mesela, PKK Türkiye’den kendi kamplarına çekilebilir. Bu çekilme süreci içersinde Türk Silahlı Kuvvetleri buna imkân verir.
Yani, çekilmeyi kolaylaştıracak ve doğrudan üstlerine gidecek eylemlerden kendini geri çeker ve bu konuda yardımcı olur. Bence devletin böyle bir konuda samimi olduğunu otaya koyması gerekir ki, bu da Sayın Sönmez Köksal’ın size söylediği gibi gizli görüşmelerde yapılabilir, belki de yapılıyordur, bilemiyorum.
2- AFFA YENİ BİR ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Bugün Irak’tan iadesini talep ettiğimiz PKK’lı sayısına baktığınız zaman 200 küsur kişidir. Bunlar da lider kadro diye nitelendirilen kesimdir. Demek ki, bu 200 kişinin dışında kalan kişiler hakkında herhangi bir işlem yapılmamıştır Türkiye’de.
Dolayısıyla, bunların ister Mahmur kampı üzerinden, ister direkt bir şekilde Türkiye’ye girişinde haklarında herhangi bir işlem yapılmaması kabul edilebilir. İşte bu da bir tür af sürecidir. O 200 kişilik kadronun Türkiye dışında bir ülkeye gönderilmesi konusunda da bir mutabakat sağlanabilir.
3- ÖCALAN BÜTÜN KÜRTLERİ TEMSİL ETMİYOR: İsteyen herkesin katkı koyabilmesi lazım ama, ne Abdullah Öcalan ne de DTP tüm Kürt halkının temsilcisi konumunda. DTP’nin bölgeden aldığı oy ortada.
Üstelik Güneydoğu’daki Kürt sayısından daha fazlası ülkenin kalan bölgelerinde yaşıyor. Madem ki Kürt problemi temelde hak ve özgürlükler problemidir; o zaman bence muhatap aramaya gerek yok.
DTP de STK’lar da elbette sürecin içinde olmalıdır ama, öncelikli muhatap her bir vatandaş ve onların haklarıdır.
4- KARŞILIKLILIK ESASI: TSK’nın operasyonları karşı tarafa yardımcı olmak için durmalıdır. PKK’nın da eğer elinde silah varsa o zaman onun da Türkiye topraklarının dışına çıkması şarttır.
5- TERÖR BİTMEZ, BİZ HEDEFE KİLİTLENELİM: Ben bu havaya inanmıyorum, çünkü, terör sorunuyla Kürt sorununu birbirinden ayırmak bile uzun zaman alacaktır. Bir de üstelik bu sorunun bitmesi birçok menfaate dokunacağı için, ben provokasyonların da devam edeceği kanısındayım.
O yüzden burada kilitlenilmesi gereken hedef, bence terörden ziyade milyonlarca Kürdün kendini eşit vatandaş olarak algılaması sonucudur.
6- KÜRTÇE EĞİTİMDEN KORKMAYA GEREK YOK: Birincisi, ben bu meseleye Kürt sorunu denmesine itiraz ediyorum, bunun adı “vatandaşlık sorunu”dur. Çünkü, Kürt dediğimiz kişi de benim vatandaşımdır ve bir Türk hangi temel hak ve özgürlüklerden istifade ediyorsa, bir Kürt veya başka bir etnisiteden gelen vatandaşımın da aynı hak ve özgürlüklerden faydalanması gerekir. Ama, bugünkü uygulama böyle değil.
Bugün, “Sen bana tabi olacaksın” deniyor. Bu da “Ne mutlu Türküm diyeceksin, çünkü, bu zaten bir ırkı ifade etmiyor” diye açıklanıyor. Peki, o zaman bir de “Ne mutlu Kürdüm diyene” diyelim... Ama, o olmuyor; demek ki neymiş, oradaki Türk kelimesi bir ırkı ifade ediyormuş.
Oysaki vatandaşlığı ırka dayalı değil de Anayasal vatandaşlık bazında algılarsak, herkes eşit vatandaşlık haklarından faydalansın dersek, o noktada zaten bütün sorun çözülüyor.
Mesela, Kürtçe eğitim meselesi... Bundan kısa bir süre önce Kürt dilinde müzik dinlemek de Türkçe dışında bir dilde televizyon ve radyo yayını yapmak da yasaktı. Peki, bu yasaklar kaldırıldı mı; kaldırıldı.
Peki, bir problem oldu mu; olmadı. Şimdi, eğitim konusunda da aynı problem ve korkuyu yaşıyoruz, ama şu korkularımızı bir atsak kimsenin çocuğuna Türkçe-Kürtçe değil, yabancı dil eğitimi aldırmaya çalıştığını göreceğiz.
Bir de şu var tabii: Diyelim ki bugün Kürtçe eğitim serbest dedik; peki kimle öğreteceksiniz? TRT-Şeş’e Kürtçe bilen bulamıyoruz, eğitime kimi bulacağız? Demek ki önce bir Kürdoloji kurmak, Kürtçeyi geliştirmek, sonra öğretmen yetiştirmek gerekir ki, bu da zaten yıllar alır.
7- GÜNEYDOĞU HER YERDEN DAHA GERİ: ”Efendim Kastamonu’nun şu ilçesine bakarsanız, orası da şu kadar geri kalmıştır” deniyor. Doğrudur, ama Diyarbakır gibi bir ilde eğer bundan dört sene öncesine kadar 1200 köyün sadece 300-400’ünde su varsa burada açık ara bir dengesizlik var demektir.
Bu dengesizliği ortadan kaldırabilmek için pozitif ayrımcılık şart.
Ama, bu da yetmez. Tüm Türkiye için artık mahallinden yönetim şart. Artık Ankara’dan yönetebilme imkânına sahip değiliz.
Bu dünyanın başka yerlerinde de yok. Tabii konuyu buradan alıp otonomiye götürmek de doğru değil. Hatta bunun tartışılmasını bile yanlış bulurum.
8- BU İKİ SORUYA KİM HAYIR DER: Toplumun karşısına şu iki soruyla çıkmalıyız: a) Senin kullandığın haklardan komşunun kullanmasına karşı mısın, değil misin? b) 25 yılda 40 bin insanımız öldü, 10-15 bin faili meçhul var ve yüzlerce milyar dolar harcamışız. Sence bu insanları, bu kaynakları kaybetmeseydi Türkiye için daha mı iyi olurdu, daha mı kötü olurdu?
Bu iki soruya da ben “Hayır” diyecek çok fazla kişi olduğunu sanmıyorum. “Evet”i duymak ise problemin çoğunu hallediyor zaten.
9- MUHALLEBİ SORUNU: Eğer size daha tatlı gelecekse bu sorunun adına “Muhallebi sorunu” deyin, ama bir sorun var. Bu sorunu çözmenin tek olmazsa olmaz çizgisi de anayasal vatandaşlıktır.
10- KAYBEDECEKLERİMİZİN SINIRINA GELDİK: Artık, öyle bir noktaya geldi ki Türkiye, duvara dayandı. Artık, herkes şapkasını önüne koyup düşünmek mecburiyetinde. Bu mesele yüzünden yıllardır çok varlığımızı kaybettik, ama artık sınırdayız.
Bundan sonra kaybedeceğimiz şeyler, bir ülkenin asla kaybetmemesi gereken şeylerdir. Bu ülkenin birliğidir, bütünlüğüdür, kardeşliğidir, özgürlüğüdür. Bunları kaybetmememiz lazım, ama o noktaya doğru gidiyoruz. Dolayısıyla çok çok önemli bir kavşağın başında duruyoruz ve artık bu problemi çözmek zorundayız.

BİREYSEL HAKLARDA AVRUPA KRİTERLERİ UYGULANMALI
ONUR ÖYMEN (Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı):

1- YA PKK TESLİM OLACAK YA DA ABD TASFİYE EDECEK: En doğru yol, PKK’nın şiddet yoluyla siyasi çözüme ulaşılamayacağını idrak ederek silahları kendiliğinden ve koşulsuz olarak bırakmasıdır. Bu olmadığı takdirde, Kuzey Irak’tan PKK’nın tasfiyesi, uluslararası hukuka göre Irak hükümetinin ve ABD’nin görevidir.
Bu da sağlanamazsa hükümetin TBMM’den aldığı yetki çerçevesinde bu meseleyi halletmesi gerekmektedir.
2- TERÖR BİTMEDEN AF YOK: Terör örgütünün silah bırakması için af çıkartılması yanlıştır. Bu konu, ancak terör kesinlikle bittikten ve bir daha ortaya çıkmayacağı anlaşıldıktan sonra gündeme gelebilir. O takdirde devlet kin ve intikam duygusuyla hareket etmez ve şefkatle davranır.
3- MÜZAKEREYE HAYIR: Terörü sona erdirmek için terör liderlerinden medet ummak, teröristlerle müzakere ederek bu meseleyi çözmeye çalışmak yanlış bir yöntemdir.
4- OPERASYONLARA DEVAM: Terör örgütü bir yandan silahları bırakmaya hazır olduğunu söylemekte, bir yandan da askerlerimizi ve sivil vatandaşlarımızı şehit etmeye devam etmektedir. Terör kesinlikle sona ermeden askeri operasyonları durdurmak doğru olmaz.
5- ERKEN İYİMSERLİK HAVASI: Bir süreden beri yaratılmaya çalışılan iyimserlik havasının gerekçesi kamuoyuna açıklanmamıştır. Terör sona ermeden aşırı iyimserlik havasına kapılmak doğru değildir. Askerin moraline de zarar verir.
6- AVRUPA STANDARTLARI YETERLİDİR: CHP’nin bu konudaki görüşleri parti programında açıklanmıştır. Buna göre, devlet etnik açıdan kör olmalı, yani vatandaşlar arasında etnik, dini ve mezhepsel özelliklerine göre fark gözetmemelidir.
Temel değerlerimiz zedelenmeden farklı etnik kökenden gelen vatandaşlarımızın dillerini, kültürlerini ve geleneklerini geliştirmeleri desteklenmeli, bireysel haklarda Avrupa ülkelerindeki standartlar göz önünde bulundurulmalı. Ancak, milli devletin yapısının bozulmamasına ve milli eğitim sistemimize etnik unsurun dahil edilmemesine özen gösterilmelidir.
7- BÖLGENİN ÇOCUKLARI EN İYİ OKULLARA GİTMELİ: Demokrasi, etnik fark gözetilmeden toplumun bütünü için geliştirilmelidir. Ülkenin başka bölgelerinde demokrasi, özgürlükler ve yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınırken sadece bir etnik grup için demokratikleşme önerilmesi adil ve gerçekçi değildir.
Bölgenin, eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlardaki durumu perişandır. Ortalama ömür beklentisi batıdaki illerimizin çok gerisindedir. İşsizlik had safhadadır. Bunun için ivedilikle önlem alınmalı, bölgedeki yetenekli çocukların Türkiye’nin en iyi okullarında eğitilmesi sağlanmalıdır.
8- ŞİDDET REDDEDİLİRSE MUTABAKAT: Cumhuriyetin temel değerlerinden, hukukun üstünlüğünden, basın ve ifade özgürlüğünden vazgeçilmeden, ayrıştırıcı değil, birleştirici unsurlar ön plana çıkartılmalı. Şiddet yoluyla siyasi çözüm arama yolları toplumun bütün kesimlerince ve bütün siyasi partilerce reddedilmelidir.
9- EŞİTLİK VE BÜTÜNLÜK: Ülkenin birliği, bütünlüğü, demokrasi, özgürlükler, insan hakları ve bütün vatandaşlara eşit muamele ve eşit hizmet ilkeleridir. Hükümetin bütün bu unsurları kapsayan bir projesi ortaya çıkartılmadan toplumsal mutabakat arayışına girişilmesi yanlıştır.
10- DIŞ KAYNAK FAKTÖRÜ: Terörü teşvik ve himaye eden dış kaynaklar saptanarak bunlara karşı etkili önlemler alınmalıdır.
(Milliyet)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir