Yorgancılık mesleğinin Amasya’daki son temsilcilerinden olan Adem Sarı, sermayesi iki adet iğne ve bir adet yüksükten oluşan yorgancılık mesleğinin çok önemli bir meslek olduğunu söyledi. Sarı, “Hazır yorganlar bizim mesleğe zara veriyormuş gibi gözükse de, bizim asıl sıkıntımız mesleğimize yetiştirecek eleman bulamamaktır.” dedi.
Yıllardır çeşit çeşit desenleriyle ve renkli kumaşlarıyla göz dolduran yorgancılık mesleği tükenmek üzere. Gelişen teknoloji ile birlikte yorgancılık mesleği de yok olmayla karşı karşıya. Bir zamanlar genç kız çeyizlerinin en önemli parçalarından olan, rengârenk kumaşlarla ve bin bir emekle işlenerek dikilen yorganların yerini, hazır satılan makine üretimi yorgan ve battaniyeler aldı.
Sarı, “Bu durum sadece biz de söz konusu değil, bu problem el sanatı ile çalışan bütün mesleklerde öne çıkıyor ve elemen yetişmiyor. Eleman problemi çözülmüş olsa, bu mesleklerin devam edeceğine inanıyorum. Mesela ben yanımda çalıştırmak için eleman bulamıyorum. Ne yetiştirmek üzere çırak, ne de kalfa bulabiliyorum. Maalesef durum içler acısı.” İfadelerini kullandı.
Hazır elyaf yorgan ile elde üretilen yün yorganlar arasındaki farklara da değinen Adem Sarı, “Hazır elyaf yorgan ile yatan vatandaşlar bir nevi plastik poşetin içine girip yatıyor. Elyaftan üretilen yorgan, yastık veya yatak içerisinde bakterileri saklıyor, yatan insandan dökülen ölü deriler insan sağlığına zarar veriyor ve bronşit hastalığına sebep oluyor. Yün yorgan ve yatakta ise böyle bir problem yok, tamamen sağlıklı bir seçim. Çünkü yünden üretilen bu ürünlerin içindeki yünler hem yıkanıyor hem de havalandırılabiliyor. Ayrıca yün yatak, yorgan veya yastık insanın vücudundaki fazla elektriği alır ve güne zinde başlamasını sağlar.
Vatandaşlarımıza yatak, yorgan veya yastıklarından en azından bir tanesini yünden yapılmış olanını tercih etmelerini tavsiye ediyorum.” şeklinde konuştu. CİHAN
Kaynak:
