Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Türkiye'de son bir haftada yaşanan “provokasyonların” perde arkasını anlattığı basın açıklamasında, Tokat'ta yaşanan hain pusunun ve “demokratik açılımın” ne anlama geldiğini masaya yatırdı.
Aziz Milletimize..
Tokat'ta terör örgütünün hain saldırısı tüm Türkiye'yi yasa boğmuştur. Şehit olan 7 güvenlik görevlimizin ailelerinin ve tüm Türk milletinin başı sağ olsun.
Bu saldırı göstermiştir ki, Türk halkı artık harekete geçmelidir.
Türk halkı 40 yıldır terörle iç içe yaşamaya neden mahkûm edildiğini anlamalı ve kendisini mahkûm eden güçlerin, içteki ve dıştaki aktörlerini görmelidir. İşte o zaman, kendi ülkesine ve halkına sahiplenme duygusu içerisinde, Türkiye üzerinde oynanan oyunu durduracaktır. Bunun zamanı gelmiştir ve geçmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti devleti, silahlı ve silahsız örgütlerin, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak isteyen projelerine engel olabilecek güçtedir. Gücünün farkına varmak mecburiyetindedir. Devletin ve milletin gücünü kullanamayan siyasi ve güvenlik tutsaklığının da artık farkına varmalıdır.
Bu sorunu çözecek olan parlamentonun da tutsaklığı gündeme gelmelidir.
Ülkenin bugününü ve geleceğini sahiplenecek, ayrışmayı ortadan kaldıracak yeni bir kimliki siyasi yapılanma ihtiyacı vardır. Bunu yapacak olan da halktır. Daha cesur, sabırlı, kararlı olma zamanıdır.
PKK terör örgütü, en büyük kötülüğü kullandığı Kürt kimliğine yapmıştır ve yapmaya da devam etmektedir. PKK, Kürt kimliğini, Kürt vatandaşlarımızın, ekonomik, kültürel ve zihinsel çöküşünü sağlamış ve sağlamaya devam etmektedir. Böylece bu ülkenin asli vatandaşlarını da azınlık konumuna sokmaktadır. Gücünü de kullanıldığı “aktörler” adına kullanmaktadır. PKK, Kürt vatandaşlarımızın, 1. sınıf vatandaş değil 2. 3. sınıf vatandaş olmaları için uğraşıyor. PKK'yı kullanan güçler, bu ülkede, etnik ve mezhepsel ayrımlar yaratarak “azınlıklar” ortaya çıkarmak istiyorlar. Bu Kürt vatandaşlarımıza yapılacak en büyük kötülüktür.
Tokat'ta eyleme dönüşen operasyon ve tüm Türkiye'de yaşanan eylemler, “demokratik açılım” değildir. Amaç, Irak'ın bütününde Kürt devleti kurmaktır. Bu kurulmak istenen devletle, Ortadoğu yeniden şekillendirilmek istenmektedir. İşte Türkiye'de yaşanan bu eylemler de, Irak'ta kurulmak istenen kukla Kürt devletine hizmet etmektedir. Yıllardır Batı “Saddam”ı kullandı şimdi de Türkiye kullanılarak yeni bir Saddam yaratılmak istenmektedir. Batı'nın istediği de budur.
Demokratik açılım, “tutsaklık” açılımıdır. Bu açılım öncesinde Kürt halkının yüzde 90'ının PKK'ya geçit vermediğini biliyoruz. Arşivlerde duruyor bu rakamlar. Açılım sonrasıysa, Kürt halkı artık PKK'nın tutsaklığına ve kucağına itilmiştir.
Tekrar ediyorum: Ülkenin bugününü ve geleceğini sahiplenecek, ayrışmayı ortadan kaldıracak yeni bir kimlik siyasi yapılanma ihtiyacı vardır. Bunu yapacak olan da halktır.
