Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından düzenlenen Bab-ı Ali Şenlikleri'ne katıldı. Gazeteciler Cemiyeti'nin Cağaloğlu'ndaki binasındaki kahvaltılı toplantıya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın yanısıra TGC Başkanı Orhan Erinç, Topkapı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, TURSAB Başkanı Başaran Ulusoy, Kültür ve Turizm İl Müdürü Emre Bilgili ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Programda konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kısa bir süre önce hayatını kaybeden Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mehmet Sucu ve bu sabah yaşamını yitiren Halit Refiğ'e Allah'tan rahmet diledi. Halit Refiğ'in sadece Türk sinemasının değil, Türk düşünce dünyasının da önemli isimlerinden birisi olduğunu vurgulayan Bakan Günay, Refiğ'in artık yazdıkları ve yaptıklarıyla yaşamaya devam edeceğini aktardı. Refiğ'i en son Can Gürzap'ın düzenlediği anma toplantısında gördüğünü belirten Bakan Günay, "Bu yakınlarda yine Yücel Çakmaklı'yı kaybettik. O da ulusal sinema dünyasının önemli isimlerinden birisiydi. Böylece bir akım Türkiye sinemasındaki bir akımın iki önemli ismini birkaç ay arayla ard arda kaybetmiş oluyoruz. Refiğ tarih bilinci olan, Tarihle bu gün arasında bağ kurma sancısı olan, devlet kavramı üzerinde yoğun düşünmüş. Yüceltmiş ama aynı zamanda sorgulamış gelenekle bu gün arasında ve gelecek arasında bağ kurmaya çalışan önemli düşünce insanlarından ve bu düşüncelerini anlatmak için sinemayı önemli araçlardan birisi haline getirmiş sinemacılarndan birisiydi." diye konuştu.
"TURİZMİN KRİZDEN ÇIKIŞ ROTASI YÜKSEK GELİR VE KÜLTÜR GRUPLARI"
Konuşmasında Turizm'de son yıllarda yapılan atılımdan da bahseden Bakan Günay, 2008 yılında 26 milyon ziyaretçinin 21 milyar doların üzerinde gelir bıraktığını hatırlattı. Türkiye'nin dünyada küresel ekonomik krizle birlikte turizmde yaşanan daralmaya rağmen sürekli bir gelişim yaşadığını belirten Günay, dünyada bir çok ülkenin eksilerde sürdürdüğü 2009 yılını da yüzde 1'lik artışla devam ettirdiğini aktardı. Bakan Günay, "Ekonomik kriz insanların önce gezi arayışından fedakarlık etmeleri sonucunu ortaya çıkarıyor. O yüzden dünyada turizmdeki daralma yüzde 8 lerde başladı yılın birinci yarısında. Yıl sonunda Dünya Turizm Örgütü'nün açıklamalarına göre 4 ile 6 arasında bir gerileme bekleniyor. Fakat Türkiye Ağustos sonu itibariyle artı 1 civarında. İspanya ve Yunanistan yüzde 8 leri gördü. Yüzde 5 lerde tutunmaya çalışıyorlar. Türkiye ağustos sonu itibariyle gelen ziyaretçi sayılarında artı 1 durumunda." şeklinde konuştu.
Krizle birlikte turist sayısında bir azalma olmasa bile toplam gelirde azalma beklendiğini vurgulayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 2009 yılını da 20 milyar doların üzerinde bir gelirle kapatmayı hedeflediklerinin altını çizdi.
Asıl arayışlarının daha fazla turist değil, bunun yanında daha fazla gelir olduğunu anlatan Bakan Günay, bunun da turizmi sadece sahil turizmi olarak değil, kültür, sağlık, kongre komple bir şekilde değerlendirmekten geçtiğini vurguladı. Türkiye'nin tarihi mirasını her ziyaret eden kişinin, aynı zamanda o tarihi mirasta bir yıpranmaya sebep olduğunu vurgulayan Bakan Günay, "Bin yıllardan gelen anıt yapılarımız şimdi taş eşiklerini görüyorum adım adım aşınıyor. İnsanlar gelsinler ama ülkemize bakmaya bakılmaya geleceğe taşınmaya uygun da bir gelir bıraksınlar. O yüzden yüksek gelir gruplarını, yüksek kültür gruplarını daha çok ağırlamak konusunda yeni vizyon geliştirmeye, yeni bir tanıtım kampanyası geliştirmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı. Bakan Günay, önümüzdeki yıllarda hedefin Türkiye'ye gelen turist sayısını 30 milyona çıkarmak olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin 10 yıl sonra belli bir kültür ve gelir düzeyindeki insanlar için dünyada gezilip görülmesi gereken en önemli yerlerden birisi haline geleceğini aktaran Kültür ve Turizm Bakanı, "Birkaç yıl sonra belki 10 yıl içinde belli bir geliri ve kültür düzeyindeki herhangi bir insan için Türkiye'yi görmemek bir eksiklik olsun. Türkiye öyle bir hale gelsin ki tarihiyle, kültürüyle, sivil mimari örnekleriyle, arkeolojisi, müzeleriyle, yemeği müziği konaklama tesisleriyle öyle bir hale gelsin ki Türkiye dünyanın bir ülkesinden belli bir kültür ve gelir grubundaki bir insan Türkiye'yi görmemişse o onun için bir eksiklik olsun. Böyle bir amaçla bakıyoruz. Böyle bakınca da Kültür ve Turzim birbirniden ayrılmıyor. Kültürü çektiğiniz zaman içinden Turzim ne sunacak. Sadece deniz kıyısı ve animasyonlar mı. Bunun ötesinde bizim Ayasofya'mız, Topkapımız, Sümelamız, Ani harabelerimiz, Konyamız, Mevlanamız, Hacı Bektaşımız, Anamur kalemiz, ne olacak? Bunlar bu turizm sunumunun içine girmeyecek mi? Girecek. Girecekse bunları birbirinden koparmak bana pek de mümkün gözükmüyor." diye konuştu.
"YURTTA SULH CİHANDA SULH ŞİMDİYE KADAR HEP KAĞIT ÜZERİNDE KALDI"
Turizmde bu gelişmenin ana şartının demokrasi ve barış olduğunu ifade eden Bakan Günay, tarihte hiçbir dönemde Atatürk'ün "Yurtta barış dünyada barış" sözünün bu kadar önem kazanmadığını belirtti. "Çok güzel bir sözdür ama bu güne kadar hep kağıt üzerinde kalmıştır" diyen Bakan Günay sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü içerde, dışarıda didişiyorduk. Çevremiz düşmanlarla doluydu. Öyle inandırılmıştık. Çünkü biz çok partili demokrasiye soğuk savaşla beraber geçtik. Soğuk savaş bizim kafa yapılarımızı, bilinç altımızı dizayn etti. Düşmanlık kurgusu üzerine bir dünyada yaşaya geldik ve yazık oldu. Bence artık bu yeter! Bence 'Yurtta Barış Dünyada Barış' hem bizim hem dünya için önemli slogandır ve zaten bir kişinin büyük insan olduğu üzerinden yıllar geçtikten sonra bu büyük sözlerin değer kazanmasıyla daha çok ortaya çıkıyor.Hayatı savaşlarla geçmiş bir insan, bir komutan bir devlet adamı bir düşünür, o savaş defterini kapattıktan sonra savaşın, ordunun, askerin, silahın önemine değil de, barışın önemine işaret etmişse işte o gerçekten büyük insandır. Atatürk hala bizim yolumuzu aydınlatıyor. Atatürk bu gün kültür politikalarımızı, turizm politikalarımızı, gelişme arayayışımıza, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamıza bu söz ve davranışlarıyla ışık tutuyor. Biz de elimizden geldikçe yapmaya çalışıyoruz."
Bakan Günay ve beraberindekiler ardından yürüyerek Topkapı Sarayı bölgesine geçti. Burada önce Ayasofya Müzeleri Bölümü'ne geçen Günay, geçtiğimiz aylarda hizmete giren yerler hakkında bilgi verdi. Daha sonra Bakan Günay ve beraberindekileri restorasyonu yeni tamamlanan Topkapı Sarayı eski Nizamiye Karakolu binasını inceledi. Bakan Günay, şu anda "Karakol restaurant" olarak özel bir firma tarafından işletilen bölümün arka kısmında yapılan arkeolojik kazılar hakkında da bilgi verdi. Kültür ve Turizm Bakanı kendisine ilgi gösteren yerli ve yabancı turistlerle yakından ilgilendi ve fotoğraf çektirdi.
