17 Aralık 2025
Altın 5921.498
BIST 11348.83
Dolar 42.6904
Euro 50.16
Sterlin 57.3074
Ankara 1°C

Ak Partili Ömer Çelik'ten Açıklama

Ak Partili Ömer Çelik'ten Açıklama
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bir zamanlar 'avukatlığını yaparım' dediği Ergenekon vari bir komployla karşı karşıya olduğunu söyledi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın bir zamanlar 'avukatlığını yaparım' dediği Ergenekon vari bir komployla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Cihan Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Ömer Çelik, anamuhalefet partisinde yaşanan son olayların kokuşmuşluğun göstergesi olduğunu söyledi. Çelik, iktidara talip olması ve Türkiye’nin meseleleriyle uğraşması gereken anamuhalefet partisinin neredeyse her odasında yan odadakine komplo kurulan, üstelik ahlakı ve siyasi olarak asla kabul edilemeyecek bir odak haline geldiğini söyledi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’na birilerinin AK Parti ile ilgili ahlak dışı bir delil sunmak istemesi karşısında ‘Bu bizi ilgilendirmez’ demesi gerektiğini aktaran Çelik, “Buna rağmen konuyla ilgilendiğini, ellerinde bir şeyler olduğunu ima ediyor ve sonra susuyor. Kendi partilerinin önceki genel başkanlarıyla ilgili iddiaları 45 dakika dinliyor. Sayın Baykal sitem ediyor. ‘Ben hemen bu iddiaları dinlerken konuyu kapatmasını isterdim’ diyor. Kılıçdaroğlu 'meşgul etmek istemedim' diyor, peki neden 45 dakika dinledin. Öte yandan bir başka genel başkan yardımcısının yanına gidiliyor. İlgili bayan gazetecinin kedisine yapılan tacizi ispatlamakla ilgili yardım istediği gazetelerde yer alıyor. Bu durumun da hemen Baykal’ı uyarması, bir takım komplolarla karşı karşıyasınız demesi ve tedbir almak bakımından bu durumu kamuoyuyla paylaşması gerekirdi.” diye konuştu.

BAYKAL SEÇİMLER NEDENİYLE KONUŞAMIYOR!!

Baykal’a yapılan komplonun ortaya çıktığında CHP’lilerin AK Parti'yi hedef aldıklarını, başka yerleri hedef gösterdiklarini hatırlatan Çelik, “Ama görülüyor ki, Sayın Baykal avukatlığını bile yaparım dediği Ergenekon vari bir komployla karşı karşıya kalmıştır. Bence şu anda seçimlerden dolayı konuşamıyor, ama daha sonra çok daha net konuşacağını düşünüyorum. Bütün bu Ergenekon sürecindeki düşünce sistematiğini tamamen değiştirmek üzere bir düşünce içindedir. Burada hazin olan bu partinin iktidara talip olması, Türkiye’nin meseleleriyle uğraşacağı yerde neredeyse her odada bir diğer yan odadakine komplo kurulan, üstelik ahlakı ve siyasi olarak asla kabul edilemeyecek bir odak haline gelmiştir. Bu kokuşmuşluğun göstergesidir.” ifadelerini kullandı.

GAZETECİLERİN GÖZ ALTINA ALINMASI

Gözaltına alınan insanların, gazetecilik faaliyetlerinden mi yoksa başka sebeplerden mi alındığını savcının delillerini görmeden bilinemeyeceğini vurgulayan Çelik, sözlerine şöyle devam etti: “Bu basın hürriyetine saldırıdır diyenler de, bunlar Ergenekon terör örgütünün üyesidir diyenler de havada konuşuyor. Bu gazeteciler ve diğerleri mesleklerinden başka bir sebeple göz altına alınmışlar ise ki, savcı bu konuda çok iddialı ilk defa bu konuda bir açıklama yaptı. Kimse bunu basın özgürlüğüne saldırı diye yorumlayamaz. Dünyanın hiçbir yerinde gazeteciler dokunulmaz değildir, askerler, siyasiler dokunulmaz değildir. Gazetecilik faaliyeti yüzenden bir tehdit ve tacize uğruyorsa bu basın özgürlüğüne saldırıdır. Ama biz bunu geçmişte gördük. Türkiye basının bir takım illegal örgütlerle veya meşru hükümetleri yıkma yönünde bir takım faaliyetleriyle ilişkisi bakımından güllük gülistanlık bir ülke değil. Ben kendim elinde Türkiye’yi bir haftada darbe ortamına sürükleyecek güç olduğunu söyleyen ve bunla övünen gazeteciler tanıdım.”

ERGENEKON DÜNYA TARİHİNİN EN ÖNEMLİ SORUŞTURMASI

Bu konuda gerek içeriden gerekse dışarıdan yapılan eleştirilerin havada kaldığını anlatan Çelik şöyle devam etti: “Bir takım gazeteciler siyasetçilerden ‘Bu kişilerin bazı özgürlüklerinin tahdit edilmesi nedeniyle içeri alındığı konusunda bize destek verin’ şeklinde açıklama yapmalarını bekliyor. Biz ne bilelim bunu. O zaman bizim bütün tutuklananlar ile ilgili açıklama yapmamız lazım." Ergenekon soruşturmasının çok önemli ve ciddi bir dava olduğuna vurgu yapan Çelik, “Sadece cumhuriyet tarihinin değil, dünya tarihinin de en önemli soruşturmalarından biridir. Bir ülkeyi düşmanlarının bile yapmayı hayal etmeyeceği bir kaos ortamına sürüklemek için kendilerine verilen görevi, yetkiyi gayri meşru bir şekilde kullanarak sistematik ve planlı bir faaliyet içinde oldukları iddia edilmektedir. Türkiye’de bu iddialar çok havada değildir. Üç tane acı darbe, bir tane postmodern darbe, arada da birçok muhtıra görmüş, 1990 sonrasında yaklaşık 17 bin faili meçhul ile toplu mezarların ortaya çıktığı ülke. Hiçbir darbeyi sadece asker yapmamış bunun medya ayağı olmuş, yargı ayağı olmuş başka ayakları olmuş. 28 Şubat sürecinde atılan manşetleri bir kitap yapsak bugün bile şaşıracağımız manşetler görürüz. Yargı mensuplarının bile o zamanki cunta faaliyeti içinde bulunanlardan nasıl brifing aldıklarını biliyoruz. Ben somut olarak son içeri alınan iki ya da 3 gazeteciyle ilgili bir şey diyecek durumda değilim. Soruşturma sürüyor savcı bir takım delillere ulaşmış bu çerçevede tasarrufa gitti.” diye konuştu.

"ERGENEKON DAVASINI SULANDIRMA ÇABASI VAR"

Bazılarının Ergenekon davasını sulandırma itibarsızlaştırma çabasının olduğunu aktaran Çelik, bu soruşturmanın boş olduğunu ve Ergenekon terör örgütünün var almadığını iddia etmenin büyük bir yanlış olacağına işaret etti. Tersinden de bakılırsa bu süreç içinde bir kişinin bile yanlışlık basın özgürlüğü tahdit altına alınıyorsa ya da mesleki açıdan zarara uğratılıyorsa ‘bu kadar büyük bir davada böyle hatalar olur’ denemeyeceğine dikkat çekti.

Çelik, şöyle konuştu: “Tek kişinin uğradığı en küçük zarar bile kıymetlidir. Bir takım gazeteciler eğer mesleklerinin dışında ki, Türkiye’de mesleklerinin dışında iş yapan birçok gazeteci vardır. Kaldı ki dünyada da böyle. En son Irak savaşıyla ilgili olarak bir seferberlik başlatıldığını, bir takım gazetecilerin nükleer silah olduğu yönünde yalan haber yaptıklarını gördük. Biz de yaşadık. İran’dan 25 milyon dolar aldığımız yönündeki haberi yazan kişinin bir istihbarat örgütünün üyesi olduğu ortaya çıktı. Türkiye’de bu yaşandı. Şu istihbarat örgütünün elemanı diğeri başka istihbarat örgütünün elemanı diye. Bir soruşturma yürütülürken gözaltıları mahkum etmek basın özgürlüğüyle de bağdaşmaz. Çünkü Ergenekon terör örgütü demokrasiyi yok etmek istiyor. Demokrasinin olmadığı yerde basın özgürlüğü de olmaz. Basın özgürlüğünün yaşayabilmesi için demokrasiye ihtiyaç var. Demokrasi üzerindeki hassasiyetimiz demokrasiyi ortadan kaldırmaya çalışan her türlü teşebbüse karşı olmamızı gerektirir.” açıklamasında bulundu.

Son kampanyanın arkasında küçük, gerçekten namuslu bir aydın grubunun son gözaltıların basın özgürlüğüne darbe vurduğu yönünde kaygıları olduğunu ifade eden Çelik sözlerini şöyle tamamladı: “Ancak büyük bir grubun ise buradan çıkarak Ergenekon davasındaki hassasiyetleri budamak üzere bir kampanya içerisinde olduklarını görüyorum."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir