Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar emekli Albay Cemal Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın, Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, dosyada beyanları bulunan gizli tanık "Sokak lambası"nın ifadesinin alındığını söyledi.
İfadeyi okuyan Başkan Yılmaz, gizli tanığın "Bana 'seni Avrupa'ya göndereceğiz. İş sahibi yapacağız' diyerek hazırlanan belgeleri imzalattılar. Söz konusu ifadelerde benim örgütte bulunduğum kısım haricindekileri kabul etmiyorum. Hanefi Avcı ve Recep Güven ifade vermem konusunda baskı yaptı. Dosyadaki beyanlar gerçeği yansıtmıyor" dediğini anlattı.
Sanıklardan Hıdır Altuğ, daha önceki duruşmalarda "Sokak lambası" olarak adı geçen gizli tanığın kendisi olduğunu ifade etmişti.
Savunma için söz alan sanıklardan Tamer Atağ, üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, "Devlet bize 'gelin korucu olun PKK ile mücadele edin' dedi. Bizde, köyümüzü korumak için asker, polis öldüren PKK ile savaştık. Siz bize yapın dediniz şimdi niye bizden hesap soruyorsunuz? Bu bir çelişki değil mi?" diye konuştu.
Sanık Kamil Atağ da iddia edilen suçlamalar nedeniyle ailesinin hedef gösterildiğini kaydetti.
Suçlamaların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Atağ, şunları söyledi: "Korucu olarak iki ateş arasında kaldık. Öcalan, 'niye korucu oldun. Seni öldüreceğiz' dedi. Diğer tarafta devlet ise 'Senin yerin devletin yanı' dedi. Biz devletin yanında olduk ve 'Abdullah bey öldürecekse öldürsün' dedik. Korucu olduk. Operasyonlarda komandoların 500 metre önünde gidiyorduk. 'Mayına onlar bassın, ölürse onlar ölsün' deniliyordu. Biz yine örgütle mücadelemizi sürdürdük. Buradaki dava hukuki değil siyasidir. Artık istesek de yüzümüz tutmaz Kürdün içine girmeye. Mahkeme bizi bıraksa da biz başka yere gitmek zorundayız. Geri dönemeyiz."
Sanık Cemal Temizöz da hazırladığı 16 sayfalık savunmasının bir bölümünü okuduktan sonra mahkemeye sundu.
Temizöz, emniyet ve jandarma arasında çelişki olduğu yönündeki iddiaların doğruyu yansıtmadığını savundu.
Emniyette bazı çürük elmaların bulunduğunu, bunların da ayıklanmaya başlandığını ifade eden Temizöz, şöyle konuştu: "Bazı çürük elmalar ise genetiği bozuk herhalde tutulamıyor. Ancak ben polis ile jandarma arasında bir sıkıntı olduğuna inanmıyorum. Benim görev yaptığım her yerde çok samimi polis dostlarım vardı. Burada suçsuz yere yatıyoruz. Dosyada delil bulunmamaktadır. Bu mahkemede söylediklerimiz eğer dikkate alınmayacaksa mahkeme hükmünü açıklasın. Eğer o da yapılmıyorsa bize bir silah verin, şakağımıza dayayıp çekelim."
Avukatların tahliyeye ilişkin taleplerini dinleyen mahkeme heyeti, verdiği aranın ardından, dönemin Şırnak Valisi olan İzmir Valisi Cahit Kıraç, Kaymakamlar Emir Osman Bulgurlu, Şenol Bozacıoğlu, Cizre Cumhuriyet Savcıları Tamer Tabel ve Atilla Ceylan ile Başkomiser Muharrem Durmaz ve dönemin Silopi İlçe Jandarma Komutanı Hüsam Durmuş'un tanık olarak dinlenilmesi için duruşmada hazır edilmesini istedi.
Mahkeme ayrıca sağlık durumu dikkate alınarak emekli Albay Arif Doğan ve emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın tanık olarak dinlenilmesi için yazılan müzekkerenin cevabının beklenilmesine de karar verdi.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, dosyada beyanları bulunan gizli tanık "Sokak lambası"nın ifadesinin alındığını söyledi.
İfadeyi okuyan Başkan Yılmaz, gizli tanığın "Bana 'seni Avrupa'ya göndereceğiz. İş sahibi yapacağız' diyerek hazırlanan belgeleri imzalattılar. Söz konusu ifadelerde benim örgütte bulunduğum kısım haricindekileri kabul etmiyorum. Hanefi Avcı ve Recep Güven ifade vermem konusunda baskı yaptı. Dosyadaki beyanlar gerçeği yansıtmıyor" dediğini anlattı.
Sanıklardan Hıdır Altuğ, daha önceki duruşmalarda "Sokak lambası" olarak adı geçen gizli tanığın kendisi olduğunu ifade etmişti.
Savunma için söz alan sanıklardan Tamer Atağ, üzerine atılı suçlamayı kabul etmeyerek, "Devlet bize 'gelin korucu olun PKK ile mücadele edin' dedi. Bizde, köyümüzü korumak için asker, polis öldüren PKK ile savaştık. Siz bize yapın dediniz şimdi niye bizden hesap soruyorsunuz? Bu bir çelişki değil mi?" diye konuştu.
Sanık Kamil Atağ da iddia edilen suçlamalar nedeniyle ailesinin hedef gösterildiğini kaydetti.
Suçlamaların gerçeği yansıtmadığını ifade eden Atağ, şunları söyledi: "Korucu olarak iki ateş arasında kaldık. Öcalan, 'niye korucu oldun. Seni öldüreceğiz' dedi. Diğer tarafta devlet ise 'Senin yerin devletin yanı' dedi. Biz devletin yanında olduk ve 'Abdullah bey öldürecekse öldürsün' dedik. Korucu olduk. Operasyonlarda komandoların 500 metre önünde gidiyorduk. 'Mayına onlar bassın, ölürse onlar ölsün' deniliyordu. Biz yine örgütle mücadelemizi sürdürdük. Buradaki dava hukuki değil siyasidir. Artık istesek de yüzümüz tutmaz Kürdün içine girmeye. Mahkeme bizi bıraksa da biz başka yere gitmek zorundayız. Geri dönemeyiz."
Sanık Cemal Temizöz da hazırladığı 16 sayfalık savunmasının bir bölümünü okuduktan sonra mahkemeye sundu.
Temizöz, emniyet ve jandarma arasında çelişki olduğu yönündeki iddiaların doğruyu yansıtmadığını savundu.
Emniyette bazı çürük elmaların bulunduğunu, bunların da ayıklanmaya başlandığını ifade eden Temizöz, şöyle konuştu: "Bazı çürük elmalar ise genetiği bozuk herhalde tutulamıyor. Ancak ben polis ile jandarma arasında bir sıkıntı olduğuna inanmıyorum. Benim görev yaptığım her yerde çok samimi polis dostlarım vardı. Burada suçsuz yere yatıyoruz. Dosyada delil bulunmamaktadır. Bu mahkemede söylediklerimiz eğer dikkate alınmayacaksa mahkeme hükmünü açıklasın. Eğer o da yapılmıyorsa bize bir silah verin, şakağımıza dayayıp çekelim."
Avukatların tahliyeye ilişkin taleplerini dinleyen mahkeme heyeti, verdiği aranın ardından, dönemin Şırnak Valisi olan İzmir Valisi Cahit Kıraç, Kaymakamlar Emir Osman Bulgurlu, Şenol Bozacıoğlu, Cizre Cumhuriyet Savcıları Tamer Tabel ve Atilla Ceylan ile Başkomiser Muharrem Durmaz ve dönemin Silopi İlçe Jandarma Komutanı Hüsam Durmuş'un tanık olarak dinlenilmesi için duruşmada hazır edilmesini istedi.
Mahkeme ayrıca sağlık durumu dikkate alınarak emekli Albay Arif Doğan ve emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın tanık olarak dinlenilmesi için yazılan müzekkerenin cevabının beklenilmesine de karar verdi.
Sanıkların tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.