Diyanet İşleri Başkanı eski Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, görev teslimine Kasım ayında karar verdiğini belirterek, “Yargı ve kaygı üretmek yerine iyiyi daha iyi nasıl gerçekleştiririz bunu düşünmeliyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı bütün siyasi partilerin dışında kalma toplumun hepsini kucaklama, sosyal hayatın tamamında elini taşın altına koymada sorumluk üstendi” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı eski Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, görev teslimine Kasım ayında karar verdiğini belirterek, “Yargı ve kaygı üretmek yerine iyiyi daha iyi nasıl gerçekleştiririz bunu düşünmeliyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı bütün siyasi partilerin dışında kalma toplumun hepsini kucaklama, sosyal hayatın tamamında elini taşın altına koymada sorumluk üstendi” dedi.
Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığında yaptığı açıklama ile görevini görevden ayrılışının nedenlerini anlattı. Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığını Prof. Dr. Mehmet Görmez'e teslim etti.
Bardakoğlu, din, hukuk ve siyaset ilişkisinin kolay anlaşılmadığını ifade ederek, “Din hukuk ahlak siyaset ilişkisi her zaman kolay anlaşılmadı ve aradaki bağlantıları anlamak kolay olmadı. Osmanlı Aydınlarının ve ondan bugüne kadar olan aydınların da temel problemi dini kavramak ve dini diğer alanları ile nasıl bir ilişki içinde olması gerektiğini sağ duyu ile ortaya koymak konusunda ciddi sorunlar yaşadı. 18. yüzyıl din ile olan ilişkilerimizi nasıl kuracağımıza sarstı. 20 yüzyıldaki gelişmelerde dine güvenlik penceresinden bakma gibi bir yanlışı doğurdu. Batıda 11 Eylül'den sonra din konusu bir güvenlik sorunu olarak algılandı. Yanımızdaki başımızdaki Pakistan ve Afganistan'da gerek dinin kurumsal temsili olmayışı ve din eğitimin temeli olmaması ciddi sorunlar yaşadı. Biz Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde dini önemsedik dini akıl, sağduyu, bilim üzerine esas aldık. Sürekli bilgisini geliştiren din anlayışını demokrasi, insan hakları, modern dünyayla barışık din anlayışı getirdik. Diyanet iş baş da bu karmaşık ilişkiler içinde böyle önemli bir geleneği ifade ediyor” dedi.
-“7 YIL İÇİNDE ÖNEMLİ İŞLER BAŞARDIK”-
Görevde kaldığı sürece Diyanetin öneli işler başardığını kaydeden Bardakoğlu, görev süresi boyunca yapılan hizmetleri şöyle açıkladı:
“Dış dünyaya açıldık 80 e askın ülkeye hizmet götürdük. Dışarıya açıldıkça toplumuza ve sosyal hayata da açıldık. Camiyi dört duvara hapsetmedik. Cami dışında dini bütünleştiren insanları birbirini anlamaya çağıran daveti anlattık. Engellilere, kadın haklarına sahip çıktık. 7 yıl içerisinde 2 bin kadın görevlisi sayısı 13 bine ulaştı. Biz onları teşkilatımızın ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. İnsanların her yönüyle yanında olmayı dinin bir parçasıdır. Kimsesiz çocuklara sahip çımayı, topluma çevre bilinci aşılamayı dinin hizmeti olarak gördük. Sözleşmelerle 100 bini aşan personel kadrosuna sahibiz. Bütün mensuplarımız din hakkında olup biten her şeyi takip etmeleri için eğitim alsınlar istiyoruz. Minaredeki ezan herkesi mutlu etsin istiyoruz. Okuma salonu oluşturduk anneler için din görevlilerin de bu bizzat görevlendirildi. Din görevlileri kitap okuyarak bilgisini arttırıyor. Artık nesnel objektif bilgiye göre personel sistemini oturtmak başladık. İslam dini bilgi medeniyetidir."
-“DİYANET ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU”-
İslam'ın herkese eşit mesafede durduğunu ifade eden Bardakoğlu, kılık kıyafet ayrımı yapmadıklarını da vurguladı. Bardakoğlu şöyle konuştu:
“Bilgi ve ahlak anlayışında bütünüyle kucaklaşmada önemli işler yaptık. İslam dünyasının ahlakla olgunlaşacağı eksenine eğilmek gerekiyor. Güzel ahlak olmadan din olmaz. İnancı, mezhebi, kılık kıyafeti, etnik kökeni, bölgesi ne olursa olsun hepsi bizim insanımızdır. 72 milyondan vazgeçeceğimiz tek ferdimiz yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığı herkesin diyaneti olsun istiyoruz. Önümüzdeki 10 yılda rol çok daha iyi kavranacaktır. Geçtiğimiz ayda Almanya Cumhurbaşkanı Türkiye'yi ziyaretinde bize 'Ben Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayın, faaliyetlerini yılardır takip ediyorum. İslam dünyasında sağ duyu ve dengeyi teslim eden başka kurumlarda olsa din konusunu güvenlikten sevgiye dönüştürebilsek' dedi. Biz doğru bildiğimizi dosdoğru yaptığımızda yankı buluyor. Yargı ve kaygı üretmek yerine iyiyi daha iyi nasıl gerçekleştiririz bunu düşünmeliyiz. Diyanet bütün siyasi partilerin dışında kalma toplumun hepsini kucaklama, sosyal hayatın tamamında elini taşın altına koymada sorumluk üstendi. Daha sivil bir görünümü ortaya çıkmasında yarar vardır. Güven oluşturmaya denge oluşturmaya çalıştım. Bizim işimiz İslam dünyasının doğru bilgisini vermektir. Biz bireysel özgürlüklere saygı duyarız. Herkesin özel tercihine de saygı duyduk.”
-“8 KASIM'DA NOKTAYI KOYDUK”-
Görevi teslim etme kararını Kasım ayında verdiğini açıklana Bardakoğlu, bu süreçte yaşanlara ilişkin ise, “Bu misyonu daha iyi yüklenecek yeni bir dönemin başlangıcı vermek için geldik. Teşkilat Kanunumuz öteden beri çalıştığımız bir konuydu. Kasım ayılarında Diyanet İşleri Başkanlı Teşkilat Kanununu işleme koyduk. Geçtiğimiz kasım ayında Bakan Faruk Çelik'e ile nöbet değişimi olmasının gerektiğini söyledim. Teşkilat kanunu çıkınca yeni yapılanmada kabul edileceğini söyledi. Eşim bile bunu bilmeden göreve devam ettim. Teşkilat kanunu olgunlaşınca yeniden talebimi sundum. Nöbet değimimi yapma ve teşkilat kanunun ön gördüğü yeni yapılanma iyi olacağını talep ettim. Üniversiteler ve belli ilere verdiğim sözler vardı. Ramazan ve sonrasına sarktığı için bugüne kaldı. Geçtiğimiz hafta programlarımızı tamamladık. Bakan ile hemen görüşmek istedim 8 Kasım Pazartesi Bakan Çelik ile noktayı koyduk. Bizden sonra görevi alacak Prof. Dr. Mehmet Görmez ve çalışma arkadaşlarımız bu bayrağı ileri noktalara götürecektir. Denge ve sağduyu temsil etme, herkese eşit mesafede kalarak İslam'ın doğru bilgisini vermeye devam edecektir. Diyanet hepimizin diyanetidir” şeklinde konuştu.
Diyanet İşleri Başkanı eski Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, görev teslimine Kasım ayında karar verdiğini belirterek, “Yargı ve kaygı üretmek yerine iyiyi daha iyi nasıl gerçekleştiririz bunu düşünmeliyiz. Diyanet İşleri Başkanlığı bütün siyasi partilerin dışında kalma toplumun hepsini kucaklama, sosyal hayatın tamamında elini taşın altına koymada sorumluk üstendi” dedi.
Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığında yaptığı açıklama ile görevini görevden ayrılışının nedenlerini anlattı. Bardakoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığını Prof. Dr. Mehmet Görmez'e teslim etti.
Bardakoğlu, din, hukuk ve siyaset ilişkisinin kolay anlaşılmadığını ifade ederek, “Din hukuk ahlak siyaset ilişkisi her zaman kolay anlaşılmadı ve aradaki bağlantıları anlamak kolay olmadı. Osmanlı Aydınlarının ve ondan bugüne kadar olan aydınların da temel problemi dini kavramak ve dini diğer alanları ile nasıl bir ilişki içinde olması gerektiğini sağ duyu ile ortaya koymak konusunda ciddi sorunlar yaşadı. 18. yüzyıl din ile olan ilişkilerimizi nasıl kuracağımıza sarstı. 20 yüzyıldaki gelişmelerde dine güvenlik penceresinden bakma gibi bir yanlışı doğurdu. Batıda 11 Eylül'den sonra din konusu bir güvenlik sorunu olarak algılandı. Yanımızdaki başımızdaki Pakistan ve Afganistan'da gerek dinin kurumsal temsili olmayışı ve din eğitimin temeli olmaması ciddi sorunlar yaşadı. Biz Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde dini önemsedik dini akıl, sağduyu, bilim üzerine esas aldık. Sürekli bilgisini geliştiren din anlayışını demokrasi, insan hakları, modern dünyayla barışık din anlayışı getirdik. Diyanet iş baş da bu karmaşık ilişkiler içinde böyle önemli bir geleneği ifade ediyor” dedi.
-“7 YIL İÇİNDE ÖNEMLİ İŞLER BAŞARDIK”-
Görevde kaldığı sürece Diyanetin öneli işler başardığını kaydeden Bardakoğlu, görev süresi boyunca yapılan hizmetleri şöyle açıkladı:
“Dış dünyaya açıldık 80 e askın ülkeye hizmet götürdük. Dışarıya açıldıkça toplumuza ve sosyal hayata da açıldık. Camiyi dört duvara hapsetmedik. Cami dışında dini bütünleştiren insanları birbirini anlamaya çağıran daveti anlattık. Engellilere, kadın haklarına sahip çıktık. 7 yıl içerisinde 2 bin kadın görevlisi sayısı 13 bine ulaştı. Biz onları teşkilatımızın ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. İnsanların her yönüyle yanında olmayı dinin bir parçasıdır. Kimsesiz çocuklara sahip çımayı, topluma çevre bilinci aşılamayı dinin hizmeti olarak gördük. Sözleşmelerle 100 bini aşan personel kadrosuna sahibiz. Bütün mensuplarımız din hakkında olup biten her şeyi takip etmeleri için eğitim alsınlar istiyoruz. Minaredeki ezan herkesi mutlu etsin istiyoruz. Okuma salonu oluşturduk anneler için din görevlilerin de bu bizzat görevlendirildi. Din görevlileri kitap okuyarak bilgisini arttırıyor. Artık nesnel objektif bilgiye göre personel sistemini oturtmak başladık. İslam dini bilgi medeniyetidir."
-“DİYANET ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDU”-
İslam'ın herkese eşit mesafede durduğunu ifade eden Bardakoğlu, kılık kıyafet ayrımı yapmadıklarını da vurguladı. Bardakoğlu şöyle konuştu:
“Bilgi ve ahlak anlayışında bütünüyle kucaklaşmada önemli işler yaptık. İslam dünyasının ahlakla olgunlaşacağı eksenine eğilmek gerekiyor. Güzel ahlak olmadan din olmaz. İnancı, mezhebi, kılık kıyafeti, etnik kökeni, bölgesi ne olursa olsun hepsi bizim insanımızdır. 72 milyondan vazgeçeceğimiz tek ferdimiz yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığı herkesin diyaneti olsun istiyoruz. Önümüzdeki 10 yılda rol çok daha iyi kavranacaktır. Geçtiğimiz ayda Almanya Cumhurbaşkanı Türkiye'yi ziyaretinde bize 'Ben Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yayın, faaliyetlerini yılardır takip ediyorum. İslam dünyasında sağ duyu ve dengeyi teslim eden başka kurumlarda olsa din konusunu güvenlikten sevgiye dönüştürebilsek' dedi. Biz doğru bildiğimizi dosdoğru yaptığımızda yankı buluyor. Yargı ve kaygı üretmek yerine iyiyi daha iyi nasıl gerçekleştiririz bunu düşünmeliyiz. Diyanet bütün siyasi partilerin dışında kalma toplumun hepsini kucaklama, sosyal hayatın tamamında elini taşın altına koymada sorumluk üstendi. Daha sivil bir görünümü ortaya çıkmasında yarar vardır. Güven oluşturmaya denge oluşturmaya çalıştım. Bizim işimiz İslam dünyasının doğru bilgisini vermektir. Biz bireysel özgürlüklere saygı duyarız. Herkesin özel tercihine de saygı duyduk.”
-“8 KASIM'DA NOKTAYI KOYDUK”-
Görevi teslim etme kararını Kasım ayında verdiğini açıklana Bardakoğlu, bu süreçte yaşanlara ilişkin ise, “Bu misyonu daha iyi yüklenecek yeni bir dönemin başlangıcı vermek için geldik. Teşkilat Kanunumuz öteden beri çalıştığımız bir konuydu. Kasım ayılarında Diyanet İşleri Başkanlı Teşkilat Kanununu işleme koyduk. Geçtiğimiz kasım ayında Bakan Faruk Çelik'e ile nöbet değişimi olmasının gerektiğini söyledim. Teşkilat kanunu çıkınca yeni yapılanmada kabul edileceğini söyledi. Eşim bile bunu bilmeden göreve devam ettim. Teşkilat kanunu olgunlaşınca yeniden talebimi sundum. Nöbet değimimi yapma ve teşkilat kanunun ön gördüğü yeni yapılanma iyi olacağını talep ettim. Üniversiteler ve belli ilere verdiğim sözler vardı. Ramazan ve sonrasına sarktığı için bugüne kaldı. Geçtiğimiz hafta programlarımızı tamamladık. Bakan ile hemen görüşmek istedim 8 Kasım Pazartesi Bakan Çelik ile noktayı koyduk. Bizden sonra görevi alacak Prof. Dr. Mehmet Görmez ve çalışma arkadaşlarımız bu bayrağı ileri noktalara götürecektir. Denge ve sağduyu temsil etme, herkese eşit mesafede kalarak İslam'ın doğru bilgisini vermeye devam edecektir. Diyanet hepimizin diyanetidir” şeklinde konuştu.
