Batum, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun YGS ile ilgili olarak bir bakanın maille yeğenine torpil yapılmasını istemesi olayını açıklamasından sonra yaşanan gelişmeleri şaşkınlıkla izlediğini belirtti. Kılıçdaroğlu'nun bir bakan ismi açıklamadığını, fakat Bakan Hayati Yazıcı'nın kendisinin çıkarak böyle bir açıklama yaptığını işaret eden Batum, "Biz, Bakan Yazıcı'yı Madımak'ta insanları katledenlerin avukatı olarak biliyoruz." ifadesini kullandı.
"Yazıcı, Kılıçdaroğlu'nun ismini vermemesine rağmen kendisi çıkarak bu isim benim demiştir." diyen Batum, şöyle devam etti: "Daha da şaşırtıcı olanı ise mailin kendi adına atılmış sahte olduğunu ifade etmesidir. Sormak istiyorum bu mail kimin bilgisayarından kim tarafından atılmıştır. Bu sebepten dolayı bugün Silivri'de 100'den fazla insan yatmaktadır. Bu insanların bilgisayar ve telefonlarından kendilerine ait olmayan mailler atıldı diye suçlanmaktadır. Tayyip Erdoğan bu olayla ilgili ÖSYM Başkanı ve Sayın Bakanı savunmaktadır, Silivri'de aynı durumla ilgili suçlananlara neden sahip çıkmamaktadır."
22 Ağustos'ta internet yasal sansür döneminin başlayacağını dikkat çeken Batum, açıklamasında şunları dile getirdi: "Düşünmenin ve ifade etmenin suç olduğu bir ülkede kitap yazmak hatta kitap yazmayı düşünmek bile suç. Şimdi de internete giriş iktidar eliyle yönlendirilecek. Bu faşizan anlayışın CHP olarak karşındayız. Kendi gölgesinden korkan bu iktidar biri hapşırdığında koltuğu sarsılacak sanıyor. Dünyada internet üzerinden örgütlenen halk hareketlerinden korktukları açıkça ortada, fakat korkunun ecele faydası yok, çünkü bu halk AK Parti iktidarını düşürmek için şimdiden birbirine kenetlenmiştir."
