Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır, Lübnan, Tunus ve Libya’da yaşanan olayların Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir başlangıcı olduğu yönündeki yorumları değerlendirdi. Erdoğan projenin en başından ölü doğduğunu dile getirirken isyanların BOP ile ilgisi olmadığını söyledi. Türkiye’de BOP’un ne olduğunun tam olarak bilinmediğini ifade eden Erdoğan, “Hiçbir uluslararası toplantıda BOP gündeme gelmemiştir” dedi.
Başbakan Erdoğan ATV’de Haber Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın yönettiği programda, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak, Sabah Gazetesi yazarları Mehmet Barlas ve Süleyman Yaşar’ın sorularını yanıtladı. Mısır, Tunus, Lübnan ve Libya’da yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan özellikle Libya’da hem Kaddafi ile hem de muhalif taraf ile görüşmelerde bulunduklarını ve Türk vatandaşlarının tahliyesi için yoğun bir çalışmaya girdiklerini kaydetti. Süreç içinde Kaddafi ile üç defa görüştüğünü ifade eden Erdoğan Muhalif kesimden kimlerle irtibata geçtikleri yönündeki bir soruyu, “Biz direkt olarak kuruyoruz. Onların içerisinde olanlardan, Türkiye'deki birçok çalışmalarda tanınan, bilinen ve bizim Başkonsolosumuzun da aracı olması vasıtasıyla onlarla da irtibat kuruyoruz. Başkonsolosumuzun sağ olsun çok ciddi gayretleri oldu. Şu anda fiili bir durum var. Bütün bunlar insani amaçla atılan adımlar” yanıtını verdi
Hiçbir ülkenin iç siyasetine müdahale etmek gibi bir niyetlerinin olmadığının altını çizen Erdoğan geçmişten bugüne bu ülkelerin halkları ile olan münasebetler doğrultusunda destek olmaya çalıştıklarını ve 30 bin insanın can kaybı veya yaralanması gibi bir durumun kendilerini ciddi bir sıkıntıya sokacağını belirterek eli kolu bağlı seyredemeyeceklerini vurguladı. Mısır ile Libya arasında da benzerlik olmadığını dile getiren Erdoğan şunları söyledi:
“Ben aslında benzerlik görmüyorum. Libya'daki yapı, kabilelerin aslında birbiriyle olan dayanışması veya mücadelesi. Şu anda yapılan açıklamalara baktığınızda, doğu-batı şeklinde fiili bir bölünme var. Kabilelerin o bölgelerdeki gücüyle orantılı olarak böyle bir bölünme söz konusu. Bu nereye kadar nasıl devam eder bilemiyoruz. Bu süreci gerçekten dengeli bir şekilde devam ettirmek durumundayız. Buradaki politikamız sadece bir siyasi ilişki boyutunda ele alınmamalı. İnsani ilişkiler boyutunda ele alınmalı. Çünkü insani ilişkimizi bu olaylar bittikten sonra da devam ettireceğiz. Bu ülkelerin iç işlerine müdahale etmek gibi bir problemimiz, derdimiz yok. Bunu yapamayız. Bunu zaten Türkiye olarak kendimize de yakıştıramayız. Yaptığımız iş sadece insanidir, bu ülkelerle geçmişten bu yana olan münasebetlerimizdir ve bu ülkelerin halklarıyla olan münasebetlerimizdir. Türkiye'nin mevcut yapısından esinlenerek kendileri bizlerden destek isterler. Biz her alanda onlara siyasi, ekonomik, kültürel pek çok alanda desteklerimizi, yardımlarımızı sunarız. Ama bizim şu anda böyle bir şey ortaya koymamız mümkün değil. Durumdan vazife çıkarma gibi bir amacımız yok."
-"BOP İLE İLGİSİ YOK"-
Erdoğan yaşanan olayların Büyük Ortadoğu Projesi(BOP)’nin bir başlangıcı olarak değerlendirilmesi konusunda ise sert çıkarken, BOP’un Türkiye’de tanımının tam olarak yapılamadığına değindi. Projenin en başından ölü doğduğuna vurgu yapan Erdoğan “Doğuşta daha adımı atıldığında olmadı yürümedi bu iş. Fakat bizdekiler sanki bu BOP hala yürüyor diyor. Bunun baş aktörü biziz. Böyle bir şey yok. Çalışma yok. İtalya’nın hali ortada. Yemen’in hali ortada. Bu işin rol modeli diye söylenenlerin hali ortada. Hala BOP diyorlar. İlk adımı atan Bush’tu şu anda Bush da yok. Sayın Obama farklı bir konumdaydı. O günden bu güne de bizim hiçbir uluslararası toplantımızda BOP gündeme gelmemiştir. Ama hala bunu konuşuyorlar. Onun için ben bu gelişmelerin BOP ile yakından uzaktan hiçbir alakası olduğunu kabul etmiyorum” dedi.
-"İYİ Kİ TÜRKİYE’DE YAŞIYORUZ"-
Erdoğan bölgedeki bir başka sıkıntının petrolün dağılımı noktasında olduğunu ifade ederken her bölgede farklı oranlarda sahiplik olduğunu kaydetti. İslam dünyasındaki bu petrol imkanından belli bir miktarının bir kenara konabileceğini söyleyen Erdoğan “40'ta, 20'de, 10'da bir olabilir, kalkıp da bir kenara koysalar, bütün İslam dünyasındaki fakiri fukarayı, ondan sonra da bütün insanlığın ayağa kalkmasını sağlayabilir” dedi. Başbakan birlikte mesai yaptığı, görüştüğü ülke liderlerinin devrilmesinden sonra neler hissettiği yönündeki bir soruyu ise “Yakın dostlarıma söylemiştim, ama burada söylemem. Şunu hissediyorum, iyi ki Türkiye'de yaşıyoruz” sözleriyle yanıtladı.
-"BAŞÖRTÜSÜ YÜZÜNDEN RESEPSİYONA GİTMEDİLER"-
Başbakan Erdoğan geçtiğimiz 29 Ekim’de Cumhuriyet resepsiyonuna katılmayan ve alternatif resepsiyon düzenleyen askerin tutumu konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Olayın ardından Genelkurmay Başkanı ile görüştüğünü söyleyen Erdoğan “Ben sayın Genelkurmay Başkanımıza bizim Cumhurbaşkanımızın bu resepsiyonuna katılmayışı ile ilgili kanaatlerimi ben kendisiyle paylaştım. Kendisine ‘yaptığınız bu iş doğru değil’ dedim. ‘Yanlış yapıyorsunuz. Burası Cumhurun başıdır. Sizin alternatif bir kutlama yapmanız ciddi bir tersleşmeye gidiştir. Bu milletle sizi koparır.’ Dedi ki ‘Bugüne kadar olan gelişmeler bizim alışkanlıklarımız ve malum konular’ dedi. Malum konuları da anlıyorsunuz. Başörtü meselesi. Budur. Tabi bu hakikaten şık olmadı. Şık olmadığı kadar da hakikaten ciddi eleştiriler geldi. Tabi bu milleti huzursuz etti” diye konuştu.
Komutanların Balyoz tutuklularını ziyareti konusuna ise ‘insani bir ziyaret’ değerlendirmesinde bulunan Erdoğan “Hasdal Adalet Bakanlığı’na bağlı değil. Tamamıyla askere bağlı. Fakat gidişlerinden benim haberim var. Günü birlik aynı gün kendilerinden bilgi aldım. Bunun kendileri açından bir psikolojik süreç olması bakımından oraya gitme durumlarının olduğunu bildirdiler ve ben de doğrusu normal baktım olaya, insanidir dedim. Normal yerde herkes gidiyor. Bu da tabi Genelkurmay Başkanı kuvvet komutanı, böyle bir insani görevi yerine getirebilir” diyerek bunu bir protesto hareketi olarak yorumlamadığını söyledi.(ANKA)