Bakan Kavaf, Denizli'nin Kaklık beldesinde bir işadamı tarafından verilen iftar yemeğine katıldı. Belediye önündeki meydanda halkla birlikte iftarını açan Kavaf, burada vatandaşlara hitap etti. Ramazan ayının birlik, bolluk, kardeşlik ve bereket ayı olduğunu ifade eden Kavaf, "Ramazan'da en yüksek seviyeye ulaşan dayanışma ve yardımlaşma ruhuna şu anda en çok ihtiyacı olanlar, şüphesiz ki Pakistanlı kardeşlerimizdir. Onlar doğal afetlerden birini yaşıyor. Milyonlarca insan evsiz, susuz, yiyeceksiz, çaresiz bir haldeyken kendilerine yardım eli uzatılmasını bekliyor" dedi.
Bakan Kavaf, daha sonra Baklan ilçesine geçti. Kavaf, Baklan'da ilk olarak 1990 yılında Siirt'in Pervari Ekindüzü Karakolu'nda şehit düşen Hasan Karateke'nin ailesini ziyaret etti. Burada şehidin ailesiyle sohbet eden Kavaf, daha sonra bir kahvehanede vatandaşlara hitap etti. Bir yıl içinde Baklan'a dördüncü kez geldiğini hatırlatan Kavaf, "Biz memleketimizin her köşesindeki insanımızı seviyoruz, değerli buluyoruz. Onlara hizmeti kutsal kabul ediyoruz ve hizmetimizi daha hızlı ulaştırabilmek adına da her fırsatta vatandaşımızın ayağına gitmek suretiyle, vatandaşlarımızın taleplerini, beklentilerini yerinde alıp bunları hizmete dönüştürmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
Anayasaların vatandaşla devletin ilişkisini düzenleyen hukuki metinler olduğunu anlatan Kavaf, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana 5 kez anayasa yapılmış. Şu anda kullanılan anayasa, bir askeri ihtilalinin sonucunda, vatandaşı kendine karşı tehdit olarak gördüğü için kendisini korumak amacıyla devletin kurumlarını ve bürokrasiyi topluma ve siyaset kurumuna amir kılan, hükmettiren bir anayasa. 90'lı yıllardan itibaren Türkiye'deki bütün sivil toplum örgütleri, TOBB, TÜSİAD, diğerleri, bütün siyasi partiler Türkiye'nin sivil bir anayasası olması konusundan hemfikirler. Ancak buyurun gelin yapalım dediğimiz vakit hepsi bir tarafa çekiyorlar. Artık Türkiye'nin bu anayasayla devam etmesi mümkün değil. Mutlaka anayasanın sivilleşmesi gerekir."
Bütün dünyada devletlerin üretimden ve ekonomiden elini çektiğine dikkat çeken Kavaf, gelişmiş ülkelerde devletlerin eğitim, sağlık, adalet ve güvenlik alanlarında hizmet verdiğini vurguladı. Kavaf şunları kaydetti: "Üretimi de özel sektöre devretmek yoluyla, özel sektörün daha çok yatırım yapmak, istihdam sağlamak ve üretim yapmak amacıyla önünü açıyor. Dünyanın her yerinde devlet eliyle üretilen, işletilen işletmeler batmış durumda. Bu manada Türkiye'de devletin üretim yaptığı Petkim, kömür işletmeleri aslında iflas etmiş kurumlar. Bir işçi, çalışıyor görünüyor. Bir kişinin yapmış olduğu işi 10 kişi yapıyor görünüyor. Her biri de 2–3 bin lira maaş alıyorlar. Nereden alıyorlar bu maaşları? İşte hepimizin verdiği vergilerden."
