Bölgemizde çok önemli olayların yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.
Bir süredir başlayan halk hareketlerinin dalga dalga yayıldığını, Tunus, Mısır'dan sonra Libya ve Fas'a da sıçradı.
Tunus ve Mısır'la ilgili bazı tavsiyelerimiz bazı siyasetçiler tarafından eleştirildi. Mısır'la iglili sözlerimiz Anamuhalefet Partisi Lideri tarafından erken olarak eleştirildi. Şimdi ise Libya konusunda sustuğumuzu kendisi ile çelişti.
CHP Genel Başkanı, "ödülün hakkını veriyor Sayın Başbakan" diyerek kendisi ile ilgili cehaleti ortaya koydu. Haritada bahsettiği ülkeleri göster deseniz gösteremez.
Oralarda ne kadar Türk vatandaşı çalışıyor, İşadamı var bilmiyor. Bu ülkenin hassasiyetleri açısında bir kaanate sahip değil.
Libya'daki Türk vatandaşlarının güvenliğini çiğneyecek kadar ileriye gidiyor. Bugün orada 25 bin civarında Türk var..
Boş duran bir Türkiye Cumhuriyeti yok. Hiç bir bilgiye sahip olmadığı halde akıl verenlerin tavsiyelere ihtiyacımız yok.
Türkiye ısmarlama politikalarla gündemini belirleyen bir ülke değildir. Gündemi belirlenen bir ülke de değildir. Biz ne zaman nerede nasıl açıklama yapacağımızı gayet iyi biliyoruz.
Biz ne ilkesel duruşumuzdan taviz veririz, ne kardeş halkların çağrısına kulak tıkarız.
Libya'daki ödül bize Filistin halkı için yaptıklarımız için verildi.
Bu konular hariçten gazel okuyarak, desteksiz atarak, fantazi yaparak değerlendirilemez. Milletin hassasiyetini göz önünde bulundurmak büyük devletlere yakışır.
Biz gelişmeleri 24 saat çok yakından tüm boyutlarıyla izliyoruz. Gereken adımları da atıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle bir durumda gereken neyse yapar.
Biz kardeş halkların hakkını gözetir ve kendi menfaatlerini gözetiriz.
Libya'da bana tebliği edilen ödül, ne ödülü, ne için verildi? Filistin meselesine duyarlılığımız, Filistin halkı için çırpınışımız için veirldi. Bu ödül, Ortadoğu halklarının bir tezahürüdür.
Kasım'da ödülü aldığım zaman yaptığım konuşmada bazı şeylere dikkat çekmiştim:
Kendimizi özeleştiriye tabi tutmayı hayati derecede önemli görüyorum.
İDO'ya ait iki feribot bugün öğleden sonra Libya'ya ulaşacak.
Libya'daki Türklerin tahliyesiyle ilgili Kaddafi'yle iki kez görüştük.
Libya'daki Türklerin aç susuz kalma durumu söz konusu değildir.
Tahliye çalışmalarımız için bütün kuruluşlarımız tekayyuz halinde.
Bugün de yeni uçaklarımız Libya'ya hareket etti, tahliye için bekliyorlar.
Şiddetin Libya'nın bütününe yayılmasından endişe ediyoruz.
Kardeşin kardeşi öldürmesi en büyük ıstırabımızdır.
Libya yönetimi halkın talebini görmeme yanlışına düşmemeli.
Bazıları gibi günü kurtaran açıklamalar yapmıyoruz.
Dünyanın neresinde olursa olsun demokratik hakların ortadan kaldırılmasına karşıyız.
Kendi halkının taleplerini dinlemeyen hiçbir yönetim uzun süre ayakta kalamaz.
Gelişmeler üzerinden siyasi rant çabası insanımızın güvenliğini de tehlikeye sokar.
Muhalefetle bu olayda bile tek ses olamıyoruz, sorumlu davranmak söz konusu değil.
Libya'daki süreci tüm birimlerimizle yakından takip ediyoruz.
Bu millet yüklediği emanetleri yere düşürenleri asla affetmemiş, MHP Liderinin tabiriyle sandıkta ensesine tokadı yapıştırmıştır.
Demokratik haklar ne zaman geriye gitmişse, o zaman ekonomi çok ağır darbe almıştır.
1960 müdahalesi ve sonrasındaki ekonomik duruma bakın, 1980 ve sonrası ekonomik duruma bakın bu tabloyu görürsünüz.
AK Parti olarak 8 yıl boyunca ifade ettiğimz bir gerçek var, biz bırakılan o pisliği şu an temizledik temizliyoruz.
Dönemin iktidar ortakları bundan rahatsız oluyor.