TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonuna bilgi veren Devlet eski Bakanı Hasan Celal Güzel, 12 Eylül döneminde Başbakanlık Müsteşarlığı'na vekalet ettiğini ve Süleyman Demirel'i ziyaret ettiği gerekçesiyle görevinden alındığını savundu. Güzel, ''Daha sonra ne yazık ki Demirel, darbecileri destekledi’’ dedi. Güzel, 28 Şubat’ta tankların yürütüldüğü Sincan'a demokrasi anıtı yapılmasını da önerdi.
POLİS BENİ ZORLA İMAM YAPTI!
''28 Şubat'ta gözaltına alındım. Ankara'da ne kadar polis varsa hepsi geldiler. Yarım ton baklava börek getirdiler. Beni kucaklayıp öptüler. Sabahleyin emniyetin mescidine çağırdılar. Zorla imam yapıldım ve polislere namaz kıldırdım sorguculara.' Türk milleti böyle bir millettir ve darbeciler bu nedenle amaçlarına ulaşamaz" dedi.
Batı Çalışma Grubunu izlediğini söyleyen Güzel, dönemin savcısı Nuh Mete Yüksel'e Genelkurmay Başkanlığı antetli, suç teşkil eden evraklar verdiğini, Yüksel'in ise takipsizlik kararı aldığını söyledi. Güzel, ‘’Post modern darbe diyerek, bunun darbe olmadığını göstermeye çalışıyorlar. 28 Şubat ülkenin karşılaştığı en kalleş darbedir, tank da vardı, top da, cunta da. İki defa şapkasını alıp giden Demirel, 3. defa gitmemek için darbeci şapkası giydi’’ dedi.
28 Şubat'ı dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'dan öğrendiğini anlatan Güzel, ‘’Bana, 'darbe yapacağız, seni veya Mesut Yılmaz'ı Başbakan düşünüyoruz' dediğinde ‘Ben o kadar alçak mıyım, Mesut Yılmaz, size göre birisi, onu kullanabilirsiniz' dedim. Cumhurbaşkanına da bunu anlattım. Maalesef onun işine yaradı ve nasıl yerinde kalacağını planladı.'' diye konuştu.
‘’ERGENEKON BABIALİ’DİR’’
'''Ergenekon'u Silivri'de aramayın, Ergenekon Babıali'dir. 28 Şubat'ta da medyanın rolü vardır. İsimlerini anmaya değmez kişiler buraya gelip üzgün olduklarını söylese de bu kişiler suç işlemiştir’’ diyen Güzel, yazar Hasan Cemal'in 12 Eylül darbesinde Özal'ın rolü olduğu yönündeki iddiaları için de ''Hasan Cemal, bu iddiaları Murat Karayılan'a anlatsın. Onun dışında kimse bu saçmalıklara inanmaz'' dedi. TMM Komisyonunda dün bilgi veren diğer isimler de özetle şunları söyledi:
İsmail KAHRAMAN (Dönemin Kültür Bakanı): 28 Şubat’da birden bire aczimendiler, Müslüm Gündüz'ler, Fadime Şahin'ler ortaya çıktı. Basın buna destek oldu, dışarıdan da destek verildi ve hükümet yıkıldı. 28 Şubat netice almış bir darbedir. Senaryolar değişik ama rejisörü Süleyman Demirel'di. Sahneye koydu ve A'dan Z'ye yönetti. O dönemde kızlar şortla oynuyor diye Kültürspor’u kapattığım şeklinde haber yapıldı. Bakanlıkta böyle bir spor kulübü hiç yoktu.
Turhan TAYAN: (Dönemin Milli Savunma Bakanı): 28 Şubat’daki MGK bildirisi sonrası Başbakan Erbakan, bildirideki kararların uygulanması konusunda hassasiyet gösterilmesi için bakanlıklara yazı gönderdi. Bu süreçte, demokrasi dışı bir uygulama olduğuna dair, TBMM'den, siyasi liderlerden, basından, uluslararası kurum ve kuruluşlardan herhangi bir değerlendirme duymadım, görmedim. (Komutanların ihracını istedik ama Turhan Tayan imzalamadı) dediler. Kimse benden böyle bir şey istemedi. Ben de böyle bir çaba içerisinde olmadım.
Ertuğrul KÜRKÇÜ ( BDP Mersin Milletvekili) : Hayatında ilk defa silahı üniversite öğrencisi iken 1970 yılında gördüm. Öğrenci mücadelesinin silahlı bir yöne doğru sevk edilmesinde doğrudan doğruya kontrgerillanın tahriki vardı. 12 Mart Muhtırası'nın ardında da ABD vardı. Bunun en önemli kanıtı da darbenin hemen ardından haşhaş ekiminin yasaklanmasıdır. Biz Kızıldere’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını önlemek için önce Süleyman Demirel'i kaçırmak istedik ama bu mümkün olmadığı için radar üssündeki 3 teknisyeni kaçırdık. Yakalandıktan sonra beni sorgulayan dönemin MİT İstanbul Başkanı Eyüp Özalkuş (Bize bir haber uçursaydınız korumayı kaldırırdık'' dedi ve Demirel'den kurtulmak istediklerini ima etti.
Mehmet KEÇECİLER: ( Devlet eski Bakanı) : 12 Eylül’de Konya Belediye Başkanıydım. 30 Ağustos 1980 günü Ordu Komutanı Orgeneral Bedrettin Demirel bana (Şura'da karar aldık, anarşisti bulduğumuz yerde öldüreceğiz) dedi. Erbakan’dan Konya'daki Kudüs mitinginin iptalini istedim ama kabul etmedi. Miting günü Konya'daki zihinsel engelli bir gruba mehter takımı kıyafetleri giydirilip, boyunlarına da Mevlana tespihi asmışlar. Kim giydirdi, öğrenemedim. Mitingde Erbakan megafonu alarak İstiklal Marşı okuttu ama kalabalıktan biri ''Ezan sesi duymak istiyoruz'' diye bağırdı, 5 kişi ayağa kalkmadı. Bunlar provokatör ajandı.
Ramiz ONGUN ( Ülkü Ocakları eski Başkanı): Türkiye'de askerler kadar sivil siyasetçiler de darbeci. Her darbeden sonra halk siyasetten tecrit edildi. Halk sistemin içinde değil, darbe hala devam ediyor. 12 Eylül öncesi Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) bünyesindeki derneklerde yöneticilik yapan arkadaşlarım vardı. Apo meydana çıkmadan önce hepsi öldürüldü. Bunlar Apo'ya karşıydı. Ama bunların yerine gelen kişiler, Apo'yu kabul etti. Bu normal olabilir mi?''
POLİS BENİ ZORLA İMAM YAPTI!
''28 Şubat'ta gözaltına alındım. Ankara'da ne kadar polis varsa hepsi geldiler. Yarım ton baklava börek getirdiler. Beni kucaklayıp öptüler. Sabahleyin emniyetin mescidine çağırdılar. Zorla imam yapıldım ve polislere namaz kıldırdım sorguculara.' Türk milleti böyle bir millettir ve darbeciler bu nedenle amaçlarına ulaşamaz" dedi.
Batı Çalışma Grubunu izlediğini söyleyen Güzel, dönemin savcısı Nuh Mete Yüksel'e Genelkurmay Başkanlığı antetli, suç teşkil eden evraklar verdiğini, Yüksel'in ise takipsizlik kararı aldığını söyledi. Güzel, ‘’Post modern darbe diyerek, bunun darbe olmadığını göstermeye çalışıyorlar. 28 Şubat ülkenin karşılaştığı en kalleş darbedir, tank da vardı, top da, cunta da. İki defa şapkasını alıp giden Demirel, 3. defa gitmemek için darbeci şapkası giydi’’ dedi.
28 Şubat'ı dönemin Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman'dan öğrendiğini anlatan Güzel, ‘’Bana, 'darbe yapacağız, seni veya Mesut Yılmaz'ı Başbakan düşünüyoruz' dediğinde ‘Ben o kadar alçak mıyım, Mesut Yılmaz, size göre birisi, onu kullanabilirsiniz' dedim. Cumhurbaşkanına da bunu anlattım. Maalesef onun işine yaradı ve nasıl yerinde kalacağını planladı.'' diye konuştu.
‘’ERGENEKON BABIALİ’DİR’’
'''Ergenekon'u Silivri'de aramayın, Ergenekon Babıali'dir. 28 Şubat'ta da medyanın rolü vardır. İsimlerini anmaya değmez kişiler buraya gelip üzgün olduklarını söylese de bu kişiler suç işlemiştir’’ diyen Güzel, yazar Hasan Cemal'in 12 Eylül darbesinde Özal'ın rolü olduğu yönündeki iddiaları için de ''Hasan Cemal, bu iddiaları Murat Karayılan'a anlatsın. Onun dışında kimse bu saçmalıklara inanmaz'' dedi. TMM Komisyonunda dün bilgi veren diğer isimler de özetle şunları söyledi:
İsmail KAHRAMAN (Dönemin Kültür Bakanı): 28 Şubat’da birden bire aczimendiler, Müslüm Gündüz'ler, Fadime Şahin'ler ortaya çıktı. Basın buna destek oldu, dışarıdan da destek verildi ve hükümet yıkıldı. 28 Şubat netice almış bir darbedir. Senaryolar değişik ama rejisörü Süleyman Demirel'di. Sahneye koydu ve A'dan Z'ye yönetti. O dönemde kızlar şortla oynuyor diye Kültürspor’u kapattığım şeklinde haber yapıldı. Bakanlıkta böyle bir spor kulübü hiç yoktu.
Turhan TAYAN: (Dönemin Milli Savunma Bakanı): 28 Şubat’daki MGK bildirisi sonrası Başbakan Erbakan, bildirideki kararların uygulanması konusunda hassasiyet gösterilmesi için bakanlıklara yazı gönderdi. Bu süreçte, demokrasi dışı bir uygulama olduğuna dair, TBMM'den, siyasi liderlerden, basından, uluslararası kurum ve kuruluşlardan herhangi bir değerlendirme duymadım, görmedim. (Komutanların ihracını istedik ama Turhan Tayan imzalamadı) dediler. Kimse benden böyle bir şey istemedi. Ben de böyle bir çaba içerisinde olmadım.
Ertuğrul KÜRKÇÜ ( BDP Mersin Milletvekili) : Hayatında ilk defa silahı üniversite öğrencisi iken 1970 yılında gördüm. Öğrenci mücadelesinin silahlı bir yöne doğru sevk edilmesinde doğrudan doğruya kontrgerillanın tahriki vardı. 12 Mart Muhtırası'nın ardında da ABD vardı. Bunun en önemli kanıtı da darbenin hemen ardından haşhaş ekiminin yasaklanmasıdır. Biz Kızıldere’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını önlemek için önce Süleyman Demirel'i kaçırmak istedik ama bu mümkün olmadığı için radar üssündeki 3 teknisyeni kaçırdık. Yakalandıktan sonra beni sorgulayan dönemin MİT İstanbul Başkanı Eyüp Özalkuş (Bize bir haber uçursaydınız korumayı kaldırırdık'' dedi ve Demirel'den kurtulmak istediklerini ima etti.
Mehmet KEÇECİLER: ( Devlet eski Bakanı) : 12 Eylül’de Konya Belediye Başkanıydım. 30 Ağustos 1980 günü Ordu Komutanı Orgeneral Bedrettin Demirel bana (Şura'da karar aldık, anarşisti bulduğumuz yerde öldüreceğiz) dedi. Erbakan’dan Konya'daki Kudüs mitinginin iptalini istedim ama kabul etmedi. Miting günü Konya'daki zihinsel engelli bir gruba mehter takımı kıyafetleri giydirilip, boyunlarına da Mevlana tespihi asmışlar. Kim giydirdi, öğrenemedim. Mitingde Erbakan megafonu alarak İstiklal Marşı okuttu ama kalabalıktan biri ''Ezan sesi duymak istiyoruz'' diye bağırdı, 5 kişi ayağa kalkmadı. Bunlar provokatör ajandı.
Ramiz ONGUN ( Ülkü Ocakları eski Başkanı): Türkiye'de askerler kadar sivil siyasetçiler de darbeci. Her darbeden sonra halk siyasetten tecrit edildi. Halk sistemin içinde değil, darbe hala devam ediyor. 12 Eylül öncesi Devrimci Doğu Kültür Ocakları (DDKO) bünyesindeki derneklerde yöneticilik yapan arkadaşlarım vardı. Apo meydana çıkmadan önce hepsi öldürüldü. Bunlar Apo'ya karşıydı. Ama bunların yerine gelen kişiler, Apo'yu kabul etti. Bu normal olabilir mi?''