1. YAZARLAR

  2. Gülen AYDIN

  3. AŞILAMA BAŞLADI AMA..
Gülen AYDIN

Gülen AYDIN

Yazarın Tüm Yazıları >

AŞILAMA BAŞLADI AMA..

A+A-

AŞILAMA BAŞLADI AMA..

 

Sonunda meşhur domuz gribi aşısı da ülkemize geldi ve uygulamaya 81 vilayette başlandı. Tabii aslında her şey bundan sonra başlıyor. Aşı hakkında birçok söylenti etrafta dolaşıyor ancak insanlar aşının koruyuculuğu konusunda hala endişeli.. Çünkü domuz gribi vakaları ve ölümleri gün geçtikçe artıyor.

Domuz Gribi olarak bilinen ‘Pandemik A (H1N1)’ virüsüne karşı koruyucu önlem olarak ithal edilen aşıların uygulanmasına birçok ilimizde başlandı. Aşı, Ankara'da ilk olarak sağlık personeli ve henüz yola çıkmamış hacı adaylarına yapıldı. Ancak burada öncelikli olarak riskli grupların aşılanmasına dikkat ediliyor. Bu riskli grupları tekrar hatırlamamız gerekirse; bunlar uzun süreli kronik hastalığı olanlar, 65 yaş üzerindekiler, sağlık çalışanları, bağışıklık sistemi zayıflamış kişiler ve küçük çocuklardır.

Tüm dünyaya hızla yayılan domuz gribi salgını, ciddi tartışmaları da beraberinde getirdi. Birçok kişin merak ettiği soru ise şu: “Aşı yaptırmadan da korunabilir miyiz? Virüs ne kadar ölümcül, aşı olmalı mı, olmamalı mı? Araştırmalara göre; aslında kişi aşı yaptırmadıysa bile kendini bu hastalıktan koruyabiliyor. Fakat bir dizi korunma önlemlerini aldıktan sonra tüm grip virüslerinden kendimizi koruyabiliriz. Çünkü bu tür virüsler kişiye öksürük, aksırık ve burun salgıları ile bulaşıyor. Dolayısıyla bu tür öksüren-aksıran hasta kişilere çok yaklaşmamak, yaklaşmamız gereken durumlarda ise maske takmak, ellerimizi de sık sık yıkamak hayati önlem olarak oldukça önemli gözüküyor.. Virüs cansız yüzeylerde canlılığını sürdürebildiğinden dolayı sık sık ellerin su ve sabun ile yıkanması,  bunların temin edilemediği durumlarda yanımızda bir el antiseptiği bulundurmak çoğu zaman yeterli olacaktır. Bunların hiçbirini yapamıyorsak bile; kış mevsimine girdiğimiz şu dönemlerde ellerimizi ağzımız, burnumuz ve gözlerimizden uzak tutmamız ve insanlarla öpüşmememiz gerekmektedir.

Başbakan Erdoğan ise, domuz gribi aşısıyla ilgili olarak, “Kimse aşı olmaya mecbur değildir, ama bilimsel olarak, medyanın da gündeminde zaten, buradan takip ederek arzu eden bu aşıyı yaptırmalıdır, arzu etmeyen yaptırmamalıdır” diyerek konu ile ilgili görüşünü belirtti. Ancak Başbakan Erdoğan’ın, domuz gribi aşısı konusunda Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile aynı düşünmediğini belirterek "Ben aşı olmayı düşünmüyorum. Sağlık bakanımla aynı şekilde düşünmüyorum. Bu konuda vatandaşım kendi isteğine bağlı olarak böyle bir yolu tercih ederse eyvallah. Ama etmiyorsa, muhakkak yaptırmanız gerekir diye bir kampanyanın yürütülmesi doğru değildir. Ama ne diyorum, eğer ebeveyn ben bunu istiyorum diyorsa, bu olmalıdır. Çünkü otoritelerde değişik kanaatler belirliyor. Kimisi olmalıdır, kimisi olmamalıdır diyor. İsteğe bağlı olarak hazırlığımızı yaptık. İsteyene bunlar yapılıyor, yaptırılıyor. Şahsen ben aşı olmayı düşünmüyorum" demesi zaten bulanık olan kafaları iyice karıştırdı.

Peki, vatandaş şimdi ne yapacak? Öncelikli olarak bu tür aşılar yeni aşılardır ve mutlaka yan etkileri olacaktır. Fakat yapılan tüm aşıların ve mevcut ilaçların da kabul edilebilir düzeylerde yan etkileri vardır. Ülkemize gelen aşı da Avrupa Birliği Komisyonu’ndan onay almış; ruhsatlı bir aşı ve Sağlık Bakanımız Akdağ’ın da aşı olduğu düşünüldüğünde beklenilenin dışında bir yan etki ile karşılaşılacağı şimdilik pek düşünülmüyor. Ancak Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, aşı uygulanan yerde kızarıklık, hassasiyet ve şişlik oluşacak; baş, kas ve eklem ağrısı yaşanabilecek; ateş, mide bulantısı, terleme, üşüme ve titreme ile lenf bezlerinde şişlik de yan etkiler arasında..

Özetleyecek olursak; Nisan ayında Meksika’da başlayan domuz gribi salgınının dünya çapında bir salgına dönüşebileceği ve milyonlarca insanın ölümüne yol açabileceği öngörülüyor. İnsandan insana kolayca bulaşan ve ölüm oranı da yüksek olan bir grip türü ile bundan böyle mücadele etmek zorundayız. Bugüne kadar da, birçok salgın yapan hastalık aşılar sayesinde ortadan kalktı. Böyle bir salgın türünü en az hasta ve ölümle atlatabilmek için de olabildiği kadar kısa zamanda ve fazla insanın bu yeni virüse karşı aşılanması şimdilik en iyi çare gibi görünüyor... Ayrıca, havaların oldukça soğumaya ve grip hastalıklarının artmaya başladığı bu günlerde geriye her birimizin bütün bu kurallara harfiyen uyarak; bol bol meyve ve sebze yiyerek vücut dirençlerimizi güçlendirmekten başka bir çaremiz kalmıyor!..

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.