1. YAZARLAR

  2. Aykut Onur KALAYCI

  3. UYUŞTURUCU İLE MÜCADELENİN 'BAM' NOKTASI (1)
Aykut Onur KALAYCI

Aykut Onur KALAYCI

Yazarın Tüm Yazıları >

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELENİN 'BAM' NOKTASI (1)

A+A-

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELENİN 'BAM' NOKTASI (1)

 

DİYECEKSİNİZ Kİ MÜCADELE YETERLİ Mİ?

 

Bir önceki yazılarımızda uyuşturucu ile ilgili Türk güvenlik güçlerinin adeta savaş misali mücadele ettiğini istatistiki bilgiler ışığında sizlere iki bölüm halinde anlatmıştım. Can siperane verilen bu savaşın bir ulusun geleceğinde ne kadar önemli olduğunu aktarmıştım.

Peki diyeceksiniz ki; “Neden hala ülke içerisinde devasa miktarda uyuşturucu ele geçiriliyor?”

Tırlar, konteynerler dolusu uyuşturucu, 24 saat esası ile gerek termal kameralarla gerekse insan gücüyle kurulan sınır güvenlik ağını nasıl deliyor?

Kısacası verilen bu savaşta neden zafer kazanılmıyor veya kısa ve öz belirtecek olursak uyuşturucu ile mücadele yeterli mi?

Yeterli değilse ne yapılmalı?

Yazımızın bu ilk bölümünde siz okuyucularıma devletin raporlarına giren dünyadaki uyuşturucu trafiğini, bu trafik kapsamında Türkiye'nin rolünü, hangi uyuşturucunun nereden, hangi uyuşturucunun ise nerede işlenip pazarlandığını sizlere yazacağım.

Buyurun başlayalım...

UYUŞTURUCUNUN KAYNAĞI ÜLKEMİZ DEĞİL!

Önce şunu büyük harflerle belirtmek isterim. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün daha geçen yıl hazırladığı 'TÜRKİYE UYUŞTURUCU RAPORU EĞİLİMLER VE GELİŞMELER' başlıklı raporuna göre, ülkemize giriş yapan uyuşturucunun tamamına yakını Afganistan, İran, Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan ve savaşın büyük bir otorite boşluğu yarattığı Ukrayna ve Rusya Üzerinden gerçekleşiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün raporunda bu durum kaygı verici olarak belirtilerek şu cümlelere yer veriliyor:

'Suriye'de 2011 yılından bu yana devam eden istikrarsız ortamın Captagon başta olmak üzere amfetamin tipi uyarıcıların bölgesel uyuşturucu pazarlarına etkisi, 2022 yılında Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında başlayan savaşın Kuzey Rotası başta olmak üzere geleneksel uyuşturucu rotalarına etkisi ve alternatif rota arayışlarına sebep olması, son olarak Ağustos 2021’de Taliban'ın Afganistan’da ülke idaresine el koyması, akabinde 2022 Nisan ayında ülke genelinde her türlü yasa dışı uyuşturucu ekimi ve üretimine yönelik ilan edilen yasağın küresel eroin pazar ve rotalarına etkisi göz önüne alındığında bölgesel çatışma ve istikrarsızlıklar uyuşturucu kaçakçılık trendlerine etkisinin yakından izlenmesi ve tedbir alınması gereken bir durumdur. Eroin kaçakçılığının yanı sıra son dönemlerde Balkan Rotasının aynı zamanda Afganistan, İran ve ülkemize kadar olan güzergahının metamfetamin kaçakçılığında da sıklıkla kullanılmaya başlandığı görülmektedir'

‘CAPTAGON’ TÜRKİYE ÜZERİNDEN AVRUPA'YA ULAŞIYOR!

Uyuşturucu piyasasında ‘sentetik uyuşturucu’ olarak büyük talep gören Captagon adlı uyuşturucu da ne yazıktır ki, komşularımız ve Orta Doğu ülkelerinde üretiliyor. Peki bu uyuşturucunun Avrupa'ya giden güzergahının geçiş noktası kim oluyor TÜRKİYE...

Devam edelim...

Devletin raporunda captagon tespitleri ise kısaca aynen şöyle:

'Captagon kaçakçılığı ve üretimi küresel boyutta ele alındığında, üretimin genellikle Yakın ve Orta Doğu coğrafyasında yer alan Suriye, Lübnan ve bu ülkelere göre daha düşük oranda olmak üzere Ürdün’de yoğunlaştığı görülmektedir. Ayrıca Orta Doğu’da imalatı gerçekleşen sentetik uyuşturucu türevlerinin kaçakçılık rotasının da Türkiye üzerinden Balkan rotası kullanılarak Avrupa’ya devam ettirilmeye çalışıldığı belirtilmektedir.

ON KAT ARTIŞ

Türkiye tarafından 2022 yılında "Captagon" yakalamalarında ve miktarlarında önemli artışların devam ettiği (yaklaşık 24 milyon tablet), bu maddenin yakalama miktarlarının 2021 yılına kıyasla (yaklaşık 14 milyon tablet) %73,6 ve 2020 yılına kıyasla (2,8 milyon tablet) neredeyse on kat arttığı bildirilmiştir'

Aynı captagon gibi başta Türkiye ve Avrupa ülkelerinin baş belası olan metamfetamin kaçakçılığında da rekor yakalamalar gerçekleştirildi.

Bu uyuşturucunun büyük bölümü ne yazık ki yurt dışından girdikten sonra ülke sınırları içerisinde yakalandı.

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bu konudaki belirlemeleri de raporda şöyle kaleme alındı.

'Metamfetamin, özellikle Afganistan kaynaklı olmak üzere küresel bir tehdit oluşturmaktadır. Türkiye'de 2023'te metamfetamin yakalamaları %35,5 artarak 21.9 ton ile tüm yılların en yüksek seviyesine ulaşmıştır'

YALNIZ KOMŞULARIMIZ MI?

Rapor bugüne kadar bilinmeyen ya da fark edilmeyen bir gerçeği de ortaya koyuyor. Hep Afganistan, Pakistan, İran veya Ortadoğu ülkelerinde üretilen uyuşturucunun artık hani o medeni dediğimiz Avrupa ülkelerinin göbeğindeki laboratuvarlarda işlenip hazır hale getirildiğini ve piyasaya sürüldüğünü gözler önüne seriyor.

Raporun ilgili bölümünde bu tespitler şöyle yazılıyor:

'Sadece 2021 yılında İspanya tarafından 16 kokain laboratuvarı, Belçika tarafından 11 kokain işleme merkezi ve Hollanda tarafından bazıları büyük ölçekli olan 7 kokain ekstraksiyon laboratuvarı tespit edilmiştir. Ayrıca, Hollanda'da 14 paketleme yeri tespit edilmiştir.

Dokuz Avrupa ülkesinde 2022 yılında 242 metamfetamin imalathanesinin imha edildiği bildirilmiştir. Bu rakam (2021'de 224'tür. Çekya (202), Hollanda (14), Bulgaristan (12), Belçika (6), Polonya (4), Yunanistan (1), Slovenya (1) İspanya (1) ve İsveç (1). Ayrıca aynı yıl içinde 15 Avrupa ülkesi tarafından 352 kilogram (toz ve tablet formda) efedrin ve psödoefedrin öncü kimyasalları ele geçirilmiştir.

2022’de Hollanda’da 2 eroin imalathanesi tespit edilmiştir. Tespit edilen imalathanelerin yanı sıra aynı yıl toplam 3 olayda Almanya, Polonya ve İspanya tarafından 141 litre (2021 yılında 5.730 litre) asetik anhidrit ele geçirilmiştir.

TÜRKİYE KITALAR ARASI GEÇİŞ GÜZERGAHIDIR

Emniyetin geçen yıl hazırladığı kapsamlı uyuşturucu raporunda önemli bir satıra yer veriliyor. Rapordaki yazıda, Türkiye'nin kıtalar arası bir geçiş güzergahı olduğu vurgulanıyor.

Rapora giren tespitler şöyle yazılıyor:

'Birleşmiş Milletlere göre pek çok terör örgütünün finans kaynakları arasında uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelir önemli bir yere sahiptir. Narkoterörizm olarak adlandırılan terör örgütleri ile uyuşturucu kaçaklığı bağının oldukça kuvvetli olduğu bilinmektedir.

Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nın raporlarına göre, dünyanın en büyük 25 terörist grubunun en az bir düzinesinin dünya çapındaki uyuşturucu ticareti ile bağları olduğu tespit edilmiştir. Yıllık küresel getirisi 350-400 milyar doları bulan uyuşturucu kaçakçılığı hem dünyada, hem de Türkiye’de terör örgütleri için çok cazip bir ekonomik kaynaktır. Türkiye, coğrafi konumu sebebiyle kıtalar arası uyuşturucu ticaretinde geçiş güzergâhı olarak kullanılmaktadır.

Ülkemizden geçen uyuşturucunun önemli bir kısmı PKK/KCK terör örgütünün finansmanında kullanılmaktadır.

Ülkemiz rota üzerindeki mevcut konumundan dolayı eroinde olduğu gibi asetik anhidrit yakalamalarında da öne çıkan ülkeler arasındadır. Ele geçirilen asetik anhidritin büyük çoğunluğunun Orta ve Batı Avrupa kaynaklı olduğu ve ülkemiz üzerinden eroin üretim bölgelerine hedefli olduğu bu kapsamda yürütülen soruşturmalardan görülmektedir.

Evet sevgili okurlarım, biliyorum yukarıda yazıma verdiğim başlık ve soruların yani uyuşturucu ile mücadele ülkemizde yeterli mi?

‘Neden devasa miktarda uyuşturucu etkin uğraşılara karşın ülke sınırlarımız içerisine giriyor’un detayları yok! O detayları yazmadan önce size bu bilgileri yani dünyadaki uyuşturucu trafiğini ve bu trafiğin içerisinde Türkiye'nin hangi pozisyonda olduğunu anlatmam gerekirdi..

Yazımın ikinci bölümünde bu trafiği de anlatan yazımı sizlere hatırlatacak ve neden uyuşturucu ile ilgili ülkemizde kesin bir zafer kazanılamıyor ya da uyuşturucu ile mücadele yeterli mi sorusunun cevaplarını vereceğim.

YAZARDAN BİLGİ NOTU:

Sayın okurlarım, sitemizin sevgili ve sadık takipçileri;

Bilmenizi isterim ki köşe yazılarımızda işlediğimiz konuların tamamına yakını somut bilgi/belge/şahit beyanı/kaynak teyitli ve kesin bulgulara dayanarak hazırlanmaktadır. Kimi okuyucu yorumlarının da ihbar kabul edilip, araştırılıp, incelenip sonrasında köşemizde konu edildiği de mevcuttur.

Kimi okuyucularımızın bazen serzenişte bulunup, “o konu, şurası, bilmem kim kişi” yazılmıyor çizilmiyor işlenmiyor dediği konular ise sabit bilgiye dayandırılmadığından bekleme ve izlemeye alınmakta ama mutlaka tarafım ve ekibimce takibine devam edilmektedir.

“Kısaca, kimseye göbek bağımız, hatta müdanamız yok. Gerektiğinde dostlarımızı da mesleğimiz adına kırıp, incitebiliriz. Geçmişten kaynaklanan, geleceğe borcumuz da yok.

Şahsen üzülsek de yaptığımız iş, vicdanen bunu gerektirmektedir.”

Amacımız araştırmacı, soruşturmacı ve kamu yararına habercilik, gazetecilik yapabilmektir. Gerektiğinde haksızlıklara engel olabilmekte bu göreve dahildir.

Geçmişte adımızı kullanmaya kalkan kişilere de tavrımız net olup, onlar boşlukta kaybolmuşlardır.

Ama birlikte yol yürüdüklerimize de halel getirmeyiz, bu böyle bilinmeli ve unutulmamalıdır !!

Bu sebeple, kurum, kişi, mevki, şehir, bölge, konu gözetmeksizin siz okuyucularımızın ciddi manada katılımcılığı çok önemlidir. Yeter ki iftira, çamur, hakaret, kişisel veya kurumsal husumet içermesin!

Tüm ihbar mail, iletişim kaynakları ve sitemize yapacağınız yorumlarınızı bu açıdan değerlendirerek katılımlarınızı bekliyorum.

Bakın bakalım o zaman, o yazılmadı çizilmedi diyenlerin SESİ ÇIKABİLİYOR MU?

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum