21.YY İLETİŞİM ve BİLİŞİM ÇAĞI

21.yüzyılda iletişimin ne kadar önemli olduğu tartışılmaz bir gerçek! İletişim, bireyin toplumsallaşmasını sağlayan bir süreçtir. Ne hissettiğimizi ve ne demek istediğimizi karşımızdakine açık bir şekilde söyleme, karşımızdakinin ne söylediğini dinleme, kısaca birbirimizle konuşabilme sanatıdır. İletişim karşılıklı konuşmayı, karşılıklı olarak duyguları ifade etmeyi, paylaşmayı, düşünceleri aktarmayı ve etkileşim içinde olmayı gerektirdiğinden toplumsal bir olgudur; yani iletişim bir yandan toplumsal ilişkiler tarafından belirlenirken diğer yandan da toplumsal ilişkileri etkilemektedir.

Bu yüzdendir ki, çağımızda büyük bir önem arz etmektedir.

İletişim önce sözlü, sonra yazılı  (kitap, telgraf) ve daha sonrada sesli hale gelmiştir (telefon, radyo). Teknolojik gelişmelerle fotoğraflı, görsel-işitsel ve yeni telefon ve bilgi-işlem olarak sayısal hale dönüşmüştür. Düşünün ki, artık çağımızda “sayısal” kütüphaneler bile doğmuştur. "Medya" alanındaki büyük yatırımlar, birbiri ardına kurulan televizyon şirketleri, radyolar ve gazeteler de bunların açık birer göstergesidir. Şuan ki yüzyılın gereklerini kavramış iş adamlarının akıllı girişimleri doğrultusunda, teknik anlamda diğer ülkelerle eşit hale gelmiş durumdayız. Dolayısıyla ‘21. yüzyıl bilgi ve iletişim çağı olacaktır’ denmiştir ve de bu gerçekleşmiştir.

İletişim teknolojisindeki gelişmeler ve bunların bireysel tüketim malları haline gelmesi ise 90’lı yıllardan sonra kendini daha güçlü göstermiştir. Turgut Özal döneminde yoğun bir şekilde propagandası yapılan bu bilgi ve iletişim çağı sloganı, çağ atlamanın da bir başka ifadesi olarak sunulmuştur. Dünyamızda olup bitenlere şöyle bir baktığımızda ise; bu olanların esas sebebinin iletişim sorunundan kaynaklandığı açıktır. Savaşlar, vahşetler, kıyımlar, kaosların sebebi hep bir şekilde bu noktada kilitlenmektedir. İnsanlık tarihine yakışmayacak, her türlü şeyi yapan insanoğlu artık bu gidişe bir dur demelidir.