
MİT'in esrarengiz miti, Kozinoğlu..
Geçtiğimiz perşembe günü tutuklanan Kaşif Kozinoğlu’nun çeyrek asırlık bir MİT mazisi var!!
Zamanında CIA’e ‘Ladin’i yakalayacak istihbaratçı’ diye lanse edilen teşkilatın esrarengiz adamı, Ladin’i yakalamayı başaramadığı gibi kendisi de yakalanmaktan kurtulamadı.
DÜNYA tarihini değiştiren 11 Eylül saldırılarına ve Türkiye tarihini değiştiren Ergenekon davasını başlatacak Tuncay Güney operasyonuna bir yıl vardı. 2000’in kasım ayı... MİT eski Kontr-Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür’le ABD’de Washington’a giderken Virginia Langley’deki CIA karargahının önünden geçiyoruz. Eymür, “İşte meşhur CIA’in merkezi burası,” diyor. Elimde, üç yıl sonra CIA ajanlarının güvenliğini sağladığı bir toplantı için gittiğim Kuzey Irak Erbil’de otelde çalınacak olan Canon T90 fotoğraf makinem var. Ama karargâhın önünde durup CIA hatırası fotoğrafı çektirecek değiliz.
Meslek hayatımın başından beri istihbarat işleriyle uğraştığım için görüntülenmenin istihbarat teşkilatları ya da istihbaratçılar için cinsel tacize uğramak gibi telakki edildiğini biliyordum. Japonya’dan Patagonya’ya, Alaska’dan Antarktika’ya yeryüzünün her yerinde casuslarıyla ya da elektronik aygıtlarıyla var olan güçlü bir gizli servisi kendi çöplüğünde taciz etmek güvenliğimiz açısından kötü sonuçlar doğuracağı için deklanşöre, fotoğraf makinesinin tetiğine basmadım.
Kuş uçmaz kervan geçmez buzullarda istihbarat mı yapılır demeyin. Alaska her daim Rusya’dan gelecek ve dehşet dengesini bozacak düşük olasılıklı bir tehdit için önemsenmiştir, gizli üslerin konuşlandığı Antarktika da öyle.
USAME BİN LADİN’İ YAKALAYACAKTI!..
Mehmet Eymür, tam CIA’in önünden geçerken o vakitler ismini çok duyduğumuz, ama hiç fotoğraf makinesi suikastına uğramamış gizli, gizemli, efsanevi değil, ama mitsel MİT mensubu Kaşif Kozinoğlu’ndan söz açtı.
“Kaşif’i...” dedi, sonrasında söyleyeceklerinin etkisini artırmak istercesine hafifçe duraksayarak, “CIA’e Ladin’i yakalayacak adam olarak lanse ettiler.”
Bomba istihbarat... Henüz 11 Eylül saldırıları olmamış ama ABD yana yakıla Ladin’i arıyor. MİT’in kozmik isimlerinden Kozinoğlu da -yiğidi öldür hakkını yeme- Afganistan’da epey aktif ve etkili. Gerçi iktidardaki Taliban başta olmak üzere ülkedeki İslamcı gruplardan ziyade Türkiye dostu ve mukallidi General Raşid Dostum’la çalışıyor, çok yakınlar. Hatta çalışma arkadaşım, SABAH Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek’in 16 Ocak 2009 tarihli haberinden öğrendiğimize göre öyle yakınlarmış ki, karakutu Tuncay Güney’in Ergenekon bağlantısının ilk ortaya çıktığı davaya konu olan cipi Raşid Dostum’a Kaşif Kozinoğlu tahsis etmiş.
Dostum da kankası Kozinoğlu’na Afganistan’da general rütbesi ve de cip vermiş. General değilse de Kaşif Kozinoğlu bir asker evet. Hem de Özel Kuvvetler kökenli, halk arasındaki deyişle ‘bordo bereli’ bir asker. Bazı güvenilmez kaynaklarda Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı kuran adam olarak geçiyor. Hemen yanlışlayalım: Bilindiği üzere Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın babası Özel Harp Dairesi, dedesi de Seferberlik Tetkik Kurulu’dur. Dede müessesenin kuruluş yılı 1952.
Kozinoğlu ise -zar zor öğrendik- 1 Ağustos 1955 doğumlu. Yani Özel Kuvvetler kurulduğunda daha doğmamıştı. Hakkında yakalama kararı çıkınca Afganistan’dan dönen, gelir gelmez de tutuklanan Kozinoğlu, Ergenekon operasyonunun 18. dalgasında gözaltına alınan, çoğunluğunu gazetecilerin oluşturduğu kişilerden tefrik edilip, ele alınması gereken bir isim. Hatta Kozinoğlu, Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi gazetecilerin tutuklanmaları nedeniyle medyada meşruiyet sorgulaması yaratan son dalgada gözaltına alınıp da, avukatı Tuğçe Duygu Köksal dışında kimsenin tutuklanmasına itiraz etmediği tek kişi.
"MÜSTEŞAR ATASAGUN’UN ADAMIYDI"
Kozinoğlu hakkındaki teyit edilmiş, net bilgileri sıralayalım: Kendisi Trabzonlu. Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş’ın akrabası. Oyakbank eski Genel Müdürü Coşkun Ulusoy’un da... Kozinoğlu’nun 1970’li yıllarda Özel Harp Dairesi’ne girdiğini biliyoruz. 1986 yılında Gölbaşı’nda Emniyet’teki Özel Harekâtçılara eğitim veren askerler arasında yer aldığı efsane değil.
1990’lı yılların ortalarında MİT’te Operasyon Başkanlığı yapan Şenkal Atasagun’a bağlı olarak çalıştı. Asya ülkeleriyle, ama özellikle de Afganistan’la ilgileniyordu. Zaten 1994 yılından itibaren orada görev yapmaya başladı. 1990’lı yılların sonunda, istihbarat otoritelerince (birlikte çalıştığı pek çok meslektaşını kast ediyoruz) gelmiş geçmiş en başarısız MİT müsteşarlarından biri olarak gösterilen Şenkal Atasagun tarafından CIA’ye ‘Usame bin Ladin’i yakalayacak istihbaratçı’ olarak sunuldu.
Projeyle ilgili nihai karar ne oldu bilinmiyor. Ama akıbet belli: Kozinoğlu, Ladin’i yakalayamadı, kendisi enselendi.
Kozinoğlu’nun adı ilk kez İşçi Partisi Lideri Doğu Perinçek’in Susurluk skandalından sonra yazdığı Çiller Özel Örgütü kitabında geçti. İstihbaratın yazılmamış kaidelerinden biridir: Bir istihbarat operasyonunun başarılı sayılabilmesi için istenen sonucun alınması yetmez, operasyonu yapan ve yaptıranların deşifre olmaması da gerekir; ama Kozinoğlu oldu
Kozinoğlu son olarak 14 Şubat 2011’de yapılan Odatv baskınında Soner Yalçın’ın bilgisayarında bulunan “Koz” isimli dosyada MİT’e ait bilgi ve belgeler ile AK Partililer hakkında istihbarat notları bulunmasıyla gündeme geldi. İddiaya göre bu bilgileri Odatv’ye Kozinoğlu sızdırmıştı. Bu noktada Odatv’nin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın göreve gelmesinden önce sık sık Fidan aleyhine yayınlar yaptığı hatırlanmalı.
Müsteşar olduktan sonra da Fidan’ın, Mustafa Fidan adındaki kardeşinin Fethullah Gülen’in ikamet ettiği Pensilvanya’daki çiftlikte yaşadığını iddia ettiler. Ancak haberin dezenformasyon ürünü olduğu ortaya çıktı. Fidan’ın bu isimde bir kardeşi yoktu ve kardeşi ABD’de değil, Türkiye’de yaşıyordu.
YENİ MAHALLE’DE FAZLA BARINAMADI
Adını 10 yılı aşkın bir süredir duyduğumuz Kaşif Kozinoğlu’nun Ergenekon operasyonu vesilesiyle MİT’ten tasfiyesi birkaç açıdan önem taşıyor. Her şeyden önce Kozinoğlu, çoğu emekli olmuş, birbiriyle kavgalı MİT içi fraksiyon üyelerinin son örneklerinden biriydi. Şenkal Atasagun, Mehmet Eymür, Mikdat Alpay, Ertuğrul Güven, Yavuz Ataç ve hatta bir önceki müsteşar Emre Taner’in de dâhil olduğu bu hizipler arasındaki rekabet, MİT’i fazlasıyla içe dönük (internal) bir teşkilat haline getirmişti.
Öyle ki MİT, yöneticiler arası rekabetten, değil yurtdışına, yurtiçine bakmakta bile zorlanıyordu. 1990’ların ikinci yarısında Öcalan’a yönelik iki ayrı suikast girişiminde bile bu çekişmeler yüzünden kriz yaşandı. Kozinoğlu’nun gidişi, Özel Harp-sivil MİT’çiler uyuşmazlığında sembol bir ismin ayıklanması anlamına geldiği için de önemli. Sivil MİT’çiler hiçbir zaman Kozinoğlu gibi teşkilat mensuplarını kabullenemediler. Hele de Kozinoğlu, Atasagun tarafından korunup kollanınca, sözgelimi adı Çakıcı’yla çıktığında en yüksek bürokrat maaşının verildiği Tokyo’ya gönderilince sivil MİT’çiler fena bozulmuşlardı.
Benzerleri gibi Kozinoğlu da, Özel Harp kökenli olduğu ve teşkilata entegre olmakta zorlandığı için MİT’in sivil kanadından hep mutant (sıradışı tür), hatta doktor Frankenstein’ın gotik canavarı gibi muamele gördü. Dışarıda ne kadar gizemliyse içerde o kadar değersiz addedildi. Frankenstein’ın eseri, filmde nasıl içinde bulunduğu çevresel koşulların gerçek canlısı olmadığı için uyum sağlayamadığı hayata veda ettiyse Kozinoğlu da zaten ilk girdiği günden beri kendisi için bir yapay gezegeni andıran MİT’in yeni mahallesinde -Yenimahalle’de- daha fazla barınamadı.
Kurtlar vadisi raporu
Kaşif Kozinoğlu çeyrek asırlık Milli İstihbarat mazisi boyunca pek çok şaibeli vakaya karıştı. İşte onlardan bazıları: - 1995’te Yavuz Ataç ve Orhan Çoban’la birlikte bir Avusturya şirketinden silah alımı için MİT’in örtülü ödeneğinden toplam 50 bin dolar ödedi. Parayı alan kişi dolandırıcı çıktı; silahlar verilmedi, para da geri ödenmedi. Özel Harpçi eskisi MİT’çiler de üstüne bir bardak soğuk su içti.
- 2004 yılında bir davada “Reis” dediği hemşehrisi Çakıcı lehine karar çıkması için Yargıtay eski Başkanı Eraslan Özkaya’yı etkilemeye çalıştığı ortaya çıktı, yargılandı ve 5 ay hapis cezası aldı.
Yükselmek için MİT’e sunduğu Taşkent Üniversitesi diplomasının sahte olduğu ileri sürüldü. (Akrabası Haydar Baş’ın profesörlüğünün sahte olduğu iddiasını yeri gelmişken hatırlatalım.) Sahteciliği örtbas ettiği ileri sürülen Dışişleri Bakanlığı İstihbarat Genel Müdür Yardımcısı Kemal Asya daha sonra Kozinoğlu’nun istihbarat hinterlandında yer alan Taşkent’e büyükelçi olarak atandı.
2005’te Kurtlar Vadisi dizisini MİT raporuna sokan adam olarak gündeme geldi. Gerçekle kurmacayı birbirine karıştırmaya teşne olduğu bilinen izleyici ve kamuoyu, ciddiye alınmayacak bu rapora haddinden fazla ilgi gösterdi.
Hâlbuki olayın nedeni, dizide Çakır’ın ölmesine kızan Alaattin Çakıcı’nın sahte bir ihbar mektubuyla Cumhurbaşkanı Sezer’e suikast yapılacağı söylentisini ortaya atmasıydı.
(FERHAT ÜNLÜ/Sabah)
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.