NECATİ CANA SORULAR

Aykut Onur KALAYCI

-NECATİ CAN'A SORULAR-

GÜMRÜĞÜN FLAŞ İSMİ’NE ÇOK ÖNEMLİ SORULAR

BUYRUN SAYIN CAN SÖZ SİZİN!

-ÇOK ÖNEMLİ OKUR MEKTUBU-

OKUR MEKTUBUNUN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ.

Gazetecilik mesleğine başladığımdan bu yana, inanın en mutlu olduğum anlar okuyucularımın bana geri döndüğü anlar oluyor. Yazılarımla ilgili iyi ya da kötü yorum ya da yazdığım yazıyla ilintili okuyucu maili geldiğinde, adeta mest oluyorum. Mutlu oluyorum çünkü yazılarımın hedefe ulaştığını, yazdıklarınızın okunup kayda alındığını, bir takım kamu-kurum ve kişiyi harekete geçirdiğinizi görüyorsunuz.

Önemli mektuplardan biri ..

Bana gönderilen okuyucu mektupları özellikle, Simer Gazetecilik Yayıncılık ve Yapımcılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi bünyesindeki ‘ETKİHABER’ de yazdığımdan bu yana daha da artı. Gelen onlarca okur mailinden, telefonundan ve mektubundan zaman zaman size örnekler yazarak söylemleri ve iddiaları kamuoyuyla paylaştım. İşte bu mektuplardan bir tanesi daha; içerisinde oldukça önemli şeyler var!!

Bir dönemin gümrüklerdeki flaş ismi Necati Can’ın bir televizyon programında söyledikleriyle ilgili bir mektup. Mektubu aynen sizlere aktarıyorum. Tabi! Şunu da üzerini kalın kalemle çizerek belirtmek istiyorum. Sayın Can, eğer gerek duyarsanız ve de iddialarla ilgili cevabınız olacaksa bu köşe size de açıktır. Bekliyorum!.. Bilginize..

“İŞTE O MEKTUP”

Necati Can’ın SKYTÜRK’te 07.08.2011 tarihli Gürkan Hacir ile yaptığı konuşmayla ilgili olarak bazı tespitlerimi size gönderme ihtiyacı duydum. Bu konuya sitenizde yer verirseniz memnun olurum.

Necati Bey, geçmiş dönemle ilgili önemli kaçakçılık ve yolsuzluk olayları hakkında bilgi verirken bu tür organizasyonların içerisinde MİT, emniyet, hâkim, savcı, asker kökenli yönetici ve elemanların olduğunu açıklarken her nedense müfettiş kökenli olanlarını söylemeyi unuttu veya zaman yetmedi diye düşündüm.

Öncelikle şunu belirteyim; ben de Gümrük Teşkilatı’nda baş kontrolör olarak hâlihazırda görevli bulunmaktayım. Necati Bey’i yakından tanırım. İlk göreve başladığımızda, bize kurs veren müfettişlerden biriydi. Yetişmemizde emeği vardır. Maksadım, müfettiş-kontrolör ayrımı yapmak değildir. Ancak bazı önemli konular açıklanırken, kurum ayrımcılığı yapılmamalıdır. Üstadı bu konuda ayrımcılık yapmayacağını bilirim fakat muhtemelen zaman yetmediğinden veya program iyi yönetilemediğinden bizim de yakından bildiğimiz bazı konular gündeme gelmedi. Ben kısaca üstadın yanında çalışan müfettişlerden duyup öğrendiğim birkaç konuya meslektaşlarımızın bilmesi açısından size değinmek istiyorum.

İŞTE O SORULAR

1)Necati Bey, Bulgar K. firmasının kaçakçılıklarını anlatırken; bu konuda CIA başta olmak üzere TÜSİAD, Koç Holding ve bazı bakanların yardımcı olduklarını açıklamış; ancak kendi istifasına neden olan şahıslardan biri olarak bilinen 12 Eylül döneminde Gümrük Müsteşarlığı’na getirilen O.Y.’nin emekli olduktan sonra bir zamanlar K. firmasının Türkiye mümessilliğini yürüten M.Ü.’nün firmalardan U.F. mağazalarında müşavir olarak çalıştığını her nedense açıklamayı unutmuştur.

2)Yine yolsuzluklarla ilgili olarak, MİT ve emniyet görevlilerinin suiistimalleri anlatılırken; M.’nin kaçakçılığını soruştururken Teftiş Kurulu Başkanlığınca nasıl planlı bir şekilde soruşturmanın engellendiğini; soruşturmaya yardımcı olarak görevlendirilen müfettiş F.E.’nin gizlice kaçakçıyla görüşmeler yaptığını; bize beraber çalıştığı müfettiş İ.T.’ye anlatmış fakat üstat konuyu anlatırken bu bölümü es geçmiştir.

3)‘Balina’ diye adlandırılan önemli yolsuzluk olayında, üstat görevli olmamasına rağmen yolsuzluğu önlemek için büyük gayret sarf ederken dönemin bir daire başkanının olayı kapatmak için E.K. ve M.K.’yi görevlendirdiğini ve bu iki müfettişin meslekleriyle bağdaşmayacak şekilde hayali ihracatçıları koruduklarına, nedense Necati Bey programda değinmemiştir.

4)‘Balina’ isimli soruşturmayı anlatırken, kontrolörlerin Çanakkale Dardanel’in sahibi tarafından nasıl kovulduklarını açıklayan Necati Bey, bu önemli yolsuzluğun organizasyonunda önemli rol alan F.Ş.H. hakkında soruşturma yapan C.E.’nin yazdığı raporda, F.Ş.H.’nin ismini dahi yazmadığını ve bu tür baskıyı kimlerin yaptığını nedense açıklamamıştır.

5)Desteklenen porselen kaçakçılığının nasıl organize edildiğini; hangi müfettişlerin bu olayı soruşturduklarını; sonra bu müfettişleri müsteşar yardımcısı olarak Ankara’ya tayin ettiğini ve TAS-İŞ’ten 1/10 fiyatla kaçakçılara teslim edilmesini istediği bu porselenler, 2007 seçiminin son gününde teslim edilmeyince gece yarısı bir yetkilinin müsteşar vekilliği yapan müfettişi telefonla arayarak “ulan pe…  biz seni buraya boşuna mı getirdik” diye hakaret ettiğini bildiğini sandığımız Necati Can’ın bu üst düzey yetkilinin karıştığı yolsuzlukları programda niçin anlatmadığına şaşırdık.

6)Diğer yönden son dönemde organize edilen hayali ihracatlar konusunda, TRT Haber’de yayınlanan ‘Kozmik Oda’ programında açıklayan ve tedbir alınmasını isteyen Necati Bey’in bu programda konuya değinmemesi bizi şaşırttı. Ve acaba “Hali Hazırdaki Bakanı Destekliyor Mu?” diye bir soru kafamıza takıldı. Bizim bildiğimiz Necati Can, böylesine büyük ve etnik bir grup tarafından organize edilen hayali ihracat ve yolsuzluklara sessiz kalamaz ve böyle bir bakanı da desteklemez.

Aykut Bey! Haberin gümrük camiasında yakından takip edildiğini bildiğimiz için, bu bilgileri size ulaştırmayı uygun buldum. İnşallah Necati Bey de, bu yazıyı okur ve anlatmayı unuttuğu tüm bu önemli konuları ileriki programlarda ayrıntılarıyla açıklar. Selamlar.

Not:Bu bilgileri, tarafsız kişilerin okuması ve değerlendirmesi için yazdım. Yeniden Bakanlık haline getirilen teşkilatımızın sorumluluğu büyüktür! Bu teşkilata, kurumlar ve unvanların ötesinde dürüstlük önem kazanmaktadır. Her kurumun içinde dürüst ve becerikli insanlar olduğu gibi fırsatçı ve rüşvetçi insanlar da olabilir. Necati Bey, bize hep şunu hatırlatırdı; “Önemli olan unvan değil; kişilik, bilgi ve beceridir. Dürüst insan unvanı ne olursa olsun her zaman saygı duyulması gereken insandır.” derdi. Programda müfettişlere hiç dokunmadığı için birazcık kendisine kızdım ve bu notu yazmayı uygun gördüm.. İsmimi korktuğumdan dolayı değil; ortalığı karıştırmamak için yazmadım. Tekrardan selamlar saygılar..

YAZARIN NOTU:

Değerli okurlarım, mektupta adı geçen kişilerin ve firmaların adlarını gazetecilik mesleği etik kuralları çerçevesinde kodlayarak yazdım. Eğer dilerse başta Necati Can olmak üzere ilgili tüm yetkililere açık olarak da verebilirim.