1. YAZARLAR

  2. Aykut Onur KALAYCI

  3. Gümrükçünün Fazla Mesai İsyanı
Aykut Onur KALAYCI

Aykut Onur KALAYCI

Yazarın Tüm Yazıları >

Gümrükçünün Fazla Mesai İsyanı

A+A-

ELE VERİR TALKIMI KENDİLERİ YUTAR SALKIMI

MERKEZE ŞAPUR ŞUPUR TAŞRAYA YARABBİ ŞÜKÜR

GÜMRÜKÇÜ FAZLA MESAİ İÇİN MEYDANA İNDİ

Gümrükçünün Fazla Mesai İsyanı

Yazımı okuduktan sonra, başlıkların nasıl ‘CUK’ diye oturduğunu göreceksiniz. Yeni yazımda size gecesini gündüzüne katan, karda yağmurda çamurda kaçakçının, devletin kasasını hortumlamaya çalışanların ensesine çöken ve bu uğurda canını ortaya koyan gümrük teşkilatındaki (BAZI) görevlilerin mesai isyanını yazacağım.  Ama altını çizdiğim gibi ‘BAZI’ çalışanların haklı mesai isyanını yazacağım. Yazıma geçmeden önce sizi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı önünde 22 Şubat 2012 günü saat 12.30’da Türk-Büro Sen’in düzenlediği kitlesel basın açıklamasına götürmek istiyorum.

Evet! 22 Şubat günü Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın hemen önünde haklı bir isyan vardı. Türk Büro-Sen yetkilileri ve sendika üyeleri, bakanlıktan kimsenin kafasını dahi uzatmadığı ya da uzatmaya cesaret edemediği kitlesel basın açıklaması yaptı. Türk Büro-Sen Genel Başkan Yardımcıları Osman Eksert ve Tahir Yüzbaşıoğlu, Ankara Şube Başkanları, Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda gümrük çalışanının katıldığı eylemde, basın açıklamasını Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Mehmet Soylu yaptı.

SOYLU haksız değildi!

Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Mehmet Soylu, 2011 Haziran ayından bugüne Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın kurulmasıyla, Gümrük çalışanlarının sorunlarının çözülemediğini ve çalışanların beklentilerinin karşılanmadığını ifade ederek sözlerine başladı. Bakan Hayati Yazıcı’ya 26 Ocak 2012 tarihindeki Gümrük Günü’nde çalışanların sorunlarına yönelik dosya sunmalarının ardından, ne yazık ki bu güne kadar bir gelişme olmadığını ifade eden Soylu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı çalışanlarının sorunlarını sıralayarak konuşmasına devam etti..

Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Mehmet Soylu açıklamasında şunları söyledi: “Gümrük teşkilatının da Taşrada çalışan gümrük personelinin fazla çalışma ücreti ödemesi yapılmayarak çalışanlar mağdur edilmiştir. Fazla çalışma ücretinin, Bakanlılığın, taşra çalışanlarına (tasfiye işletmeleri dâhil) adilane bir şekilde ve ivedilikle ödemeleri yapılarak mağduriyetleri giderilmelidir. Gümrük Gelir Uzmanlığı kadrosu ihdas edilmeli ve halen kurumda görevli personelin bu kadrolara geçişi sağlanmalıdır. Kurum personelinin “ek ödeme” adı altında aldıkları ücretlerin emekli aylığına yansıtılması sağlanmalıdır. Çok sayıda taşra çalışanının çeşitli gerekçelerle her yıl geçici görevlendirmelere tabi tutulmalarına son verilmeli, elzem olduğu durumlarda da bu uygulama adil bir şekilde sıraya konularak yapılmalıdır. Sürekli aynı kişilere geçici görevlendirmelere tabi tutulmamalıdır."

12/12 ve 24/24 MESAİ

MESAİ Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yapmış olduğu eğitim, çalıştay ve seminerlerin Bakanlığın tüm çalışanlarını kapsayacak şekilde yapılması gerekmektedir. Taşra idarelerinde, özellikle kara hudut kapılarında muhafaza memurları muayene memurları ile diğer personelin tabi tutulduğu 12/12 ve 24/24 saatlik çalışma sürelerine son verilmelidir.

Kurum çalışanlarının bir defaya mahsus olarak uzmanlık kadrolarına geçişine imkân sağlanması ve yardımcı hizmetliler sınıfındaki personelin kurumun ihtiyacı ve öğrenim durumuna göre bir defaya mahsus genel idari hizmetler sınıfına atanmasını da talep eden Türk Büro-Sen Ankara 3 No’lu Şube Başkanı Mehmet Soylu, “Yetkili sendika Türk Büro-Sen olarak, gümrük çalışanlarının sorunlarının çözüm noktasında acilen önlem almasını Bakanlık yetkililerinden talep ediyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı!..

Sonuna kadar haklılar

‘Peki, Soylu haksız mıydı?’, HAYIR sonuna kadar haklıydı. Gümrükçünün içler acısı hali o kısacık eylemde ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.. Soylu’nun özellikle üzerine basa basa söylediği fazla mesai ödemelerindeki haksızlık artık taşrada çalışan gümrük görevlilerinin sabrını çoktan taşırmış durumda.. Taşrada çalışan gümrükçü artık isyan noktasında..

MADDE AÇIK VE NET

Fazla mesai ve ödemeleri konusunda ilgili madde oldukça açık ve net.  02.11.2011 tarihli ve 28103 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de 666 sayılı KHK ile yapılan ve daha sonra da bir tebliğ ile yayınlanan, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Taşra Personeli’nin 4458 sayılı kanunun 221.maddesi uyarınca fazla çalışma ücretinden nasıl yararlanacağı açıkça belirtilmektedir. Bu maddede, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı personeli için fazla mesai ücretinin, Ankara Gümrük Muhasebe birimindeki hesaba aktarılacağı ve aktarılan paralardan da personele ödemelerin yapılacağının altı çizilmektedir.

Yüzde 50’si personele ödenir!

Peki! ‘Bu ücret nasıl ödenir?’ derseniz ona da açıklık getireyim sevgili okurlarım.; Mesai saati dışında işi olan ihracatçı veya ithalatçı bunu bir dilekçe ile ilgili gümrüğe bildirir. Gümrük yetkilisi aldığı dilekçe doğrultusunda önce mesai saati dışında göreve kalacak gümrük görevlilerini belirler. Bu işlemden sonra mükellefin verdiği dilekçe üzerine mesai için görevlendirilen personelin adı yazılır. Daha sonra mükellefçe fazla çalışma ücreti ilgili saymanlığa yatırılır. Bu uygulama, Türkiye’nin tüm gümrüklerinde aynı şekilde olur. Buralarda toplanan paralar, Ankara merkezde toplanır ve toplanan bu paranın % 50’si personelin unvan durumuna göre dağıtımı gerçekleştirilir. Ödenen fazla mesai ücreti, mükellefçe yatırıldığı için ayrıca devletin kasasından çıkmaz!!

Ankara’daki şapur şupur taşradaki Allah’a şükür

Haaa!…Şimdi gelelim işin özüne. Peki! Fazla mesai paraları kimlerin cebine girer, kim sevaplanır yağmurda, karda çamurda çalışan zavallı görevlilerin mesai parasından. Başta müsteşar, sonra müsteşar yardımcıları, bakanlığın genel müdürleri, genel müdür yardımcıları, daire başkanları, şimdi sıkı durun bakanlığın özel kalemi. Nasıl başlıklar ‘CUK’ diye oturmuş değil mi?

Diyelim ki pirinç gemisi gelmiş!

Yani diyelim ki mesai günü olmayan cumartesi günü İstanbul Gümrüğü’ne bir pirinç gemisi geldi. Burada bu malı indirip, kontrol edecek ve gereğini yapacaklar kimler? ‘Gümrük memurları ve gümrük muhafaza memurları’ değil mi? Peki! Bakanlıkta, Ulus Pazarı’nın hemen yanı başındaki kocaman binada kimse var mı? Ya da pirinç gemisinin geldiğinden kimsenin haberi var mı? Hadi hep bir ağızdan söyleyelim ‘Tabiî ki yooooook’ İyi de kardeşim, taşra fazla mesai yapacak, mesai parası Ankara’ya gönderilecek, Ankara’da pirinç gemisinin geldiğinden haberi bile olmayan insanlar bu parayı cebe indirirken, taşradaki avucunu yalayacak! Dedim size yukarıda bir bakın nasıl başlıklara ‘CUK’ diye oturmuş değil mi?

Kaymaklı mesai her zaman vardı..

Diyeceksiniz ki pirinç gemisinin geldiğinden bile haberi olmayıp mesai parasını cebe indirme olayı yeni mi? Hayır değil! Yıl 1998. Ankara’da görevliyim. Başmüdürlükte o dönemde ne mesai var, ne ek ücret, anlayacağınız kuru yetmeyen bir maaş. Kaçakçının, köçekçinin peşinden Renault Toros marka bir araç ile koşturup duruyoruz. Bazen koşturmamız yarıda kalıyor. Çünkü istihkak sınırlı olduğu için benzinimiz bitiyor ve kalıyoruz yolun ortasında..  O zamanlarda da Ankara Başmüdürlüğü’nde mesai yoktu. Ama müsteşarlıkta vardı. Kaçakçının peşinden koşan bizler avucunu yalarken, yaptığımız işten bu kovalamacadan haberi dahi olmayan müsteşarlık fazla mesai parasını alıyordu. Hem de ne para!! Kurban Bayramı, Şeker Bayramı, Yeni Yıl, eğitim yılı başlangıcı sormayın gitsin; kaymaklı ekmek kadayıfı gibi. Bu süreç 2002 yılına kadar böyle gitti. Dönemin Müsteşarı Nevzat Saygılıoğlu, bu haksız uygulamaya dur demeyi bildi.

KAPTAN KILIÇ’IN ÖRNEK UYGULAMASI

Yine Ankara’dan bir örnek vermek istiyorum. O dönemde başmüdürlük görevine atanan Kaptan Kılıç, personelin ekonomik yönden rahat edebilmesi için başta bağlantı gümrükleri (akaryakıt) gibi yerlerden ödenen ev kirası, yol parası ve fazla çalışma ücretlerini bir merkezde toplayarak tüm personeline eşit bir şekilde dağıtmış; o dönemde çalışanlarına bir şevk bir heyecan getirmişti. Şuandaki müsteşarlık üst düzeyindeki yöneticiler, bunu inceleyerek yeni bir uygulamayla ilgili kendilerine rehber edinebilirler.

Gümrükçünün ki mantar tabancası mı?

Mesaiden açtık konuyu ya sanki gümrükçünün tek sorunu mesai mi? Elbette hayır. Şimdi birazda diğer sorunlarını irdeleyelim. Örneğin; muhafaza memurlarının kanunlarla belirlenmiş silah taşıma yetkisi var. Anlayacağınız adli kolluk görevi yapıyorlar. Peki! Yine silah taşıyan polis, jandarma gibi neden silah tazminatı alamıyor? Yoksa onların taşıdığı silah mantar tabancası mı? Anlayan varsa beri gelsin.

Yıllanmış Teçhizatlar

Gümrük Muhafaza resmi kıyafet giyiyor; kıyafetleri de eski teçhizatları ise çok eski olduğundan zaten çalışamaz durumda.. Bir diğer sorun da, silahlı teşkilat olmasına rağmen gümrük muhafaza memurları refakat görevine gönderilmiyor anlamak mümkün değil doğrusu!

TAX FREE doğruymuş!

Bundan önceki yazımda, Antalya başta olmak üzere büyükşehirlerdeki gümrüklerde uygulanan TAXFREE olayından söz etmiştim. Yazımda bu uygulamanın sakıncalarını belirtip, geriye dönük bir çalışma yapılmasının devletin yararına olacağının altını çizmiştim.

Yazımın ne denli yerinde ve doğru olduğu Antalya’da görev yapan bir gümrükçü kardeşimizin mailinden anlaşıldı. Mailde bir ambar memurunun içki olayına (taxfree) adının karıştığı ve bu kişinin apar topar emekliye sevk edildiği belirtiliyordu. Şuanda konuyla ilgili titiz davranıldığı hatta kuş bile uçurtulmadığını özellikle belirtiliyordu. Aynı mailde, içki kaçakçılığının devam ettiği de vurgulanıyordu. Kaçakçılığın yönteminin ise, malların hiç ambara uğramadan yolcu beraberinde gönderildiği yönündeydi. Bu konuda başka bir mailde şuanda orada görev yapan memurun, iki defa yüklü miktarda ambara alınan içkilerin yurt dışı edilmesi aşamasında uçağa bizzat götürdüğü iddiasıydı..

YAZARIN NOTU

1-) Sevgili okurlarım, Bursa’dan çok önemli bir faks geldi. Faksta belirtilen iddialar yenilir yutulur gibi değil! İddia, şuan İstanbul’da görevli bir yetkilinin hemşerisine yaptığı kıyaktan söz ediyor. Hemşeriye yapılan kıyağın, devleti nasıl zarara uğrattığını anlatılıyor. Fakstaki iddiaları bu yazımın içerisine yedirmeyi içime sindiremedim. Biliyorum iddiaları ve bu iddialara neden olan kişiyi de merak ettiniz. Ancak bana biraz zaman verin ki, bu iddiaları sizler için araştırıp en doğru şekilde kaleme alayım.

2- ) Gelen bilgilere göre, bölge müdürü atamalarında büyük sürprizler yaşanacak!.. İddialar odur ki, şuanda İstanbul’da başmüdür yardımcısı olarak görev yapan iki şahsın bölge müdürü olarak atanacağı, yine İzmir Bölge Müdürlüğü’ne tecrübeli ve deneyimli bir bürokratın getirileceği, veto yiyen dört kişinin yerine ise, bölge müdürü atamalarının son hızla devam edeceği yönünde.. Yeni yazımda bu bilgileri de sizlerle paylaşacağım.

3- ) Esendere Sınır Kapısı’ndaki ihracatlarla ilgili olarak mailler alıyorum. Sahi, Hakkâri’deki Esendere Sınır Kapımızdan ne kadar ihracat yapılmış; nerelere yapılmış; ne kadar dâhilde işleme izin belgesi kapatılmış; İstanbul’dan kalkıp oralara giden kişiler ve firmalar var mı? Durun bir de şunu araştırayım değil mi?

4-) Ve tarafıma gönderilen onlarca maili de, ayrı bir haber olarak sitemizde en kısa zamanda bulacaksınız. Bilgilerinize..

“Yazarımız Aykut Onur KALAYCI'nın yazısını izinsiz kullananlar hakkında, yasal işlem başlatılacaktır!! Ayrıca, yazarımıza [email protected] mail adresinden ve de 0312- 473-66-08 nolu faks numarasından da ulaşabilir; her türlü istek görüş ve önerilerde bulunabilirsiniz!!”

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
14 Yorum