1. YAZARLAR

  2. Aykut Onur KALAYCI

  3. SAYIN CANİKLİ, O SORUNLARI ÇÖZECEK Mİ?
Aykut Onur KALAYCI

Aykut Onur KALAYCI

Yazarın Tüm Yazıları >

SAYIN CANİKLİ, O SORUNLARI ÇÖZECEK Mİ?

A+A-

SAYIN CANİKLİ, O SORUNLARI ÇÖZECEK Mİ?

-İYİSİYLE KÖTÜSÜYLE HAYATİ YAZICI’LI GÜMRÜKLER-

O YORUMA İŞTE CEVABIM

MİNİK KUŞ’UN 'TOSUN GÜMRÜKÇÜSÜ'

Bir önceki yazımı şöyle bir hatırlayalım. Cumhuriyetin yeni Başbakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’nun birlikte çalışacağı kabinenin yani mesai arkadaşlarının kimler olduğunu günlerce önce açıkladığımı, kabinedeki önemli isimlerin ülkeye ne derece faydalı olacağını belirtmiştim sizlere.. Ama en önemli tespitimi ise, bir önceki Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı üzerine yapmıştım. Eski bakanın neden kabine dışı kalan tek isim olduğunu irdelemiştim. Bu hafta da kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Yani Bakan Hayati Yazıcı öncülüğündeki gümrük teşkilatının sentezini yapmak istiyorum izninizle...

YA YAZICI KALSAYDI?

Önce ‘Ya Hayati Yazıcı kabine dışı kalmasaydı’ ile başlamak istiyorum. Gerçektende Hayati Yazıcı kabine dışı bırakılmasaydı, teşkilatta veya bakanlıkta neler olabileceğini duyumlarımızla, aldığımız kulis bilgilerle ve konuştuğumuz birçok üst düzey gümrükçünün bana aktardıklarıyla bir masaya yatırmak istiyorum önce.

Öncelikle İstanbul ve Ankara bölge müdürlerinin vekâlet görevleri sonlandırılarak asli görevleri olan başmüfettişlik görevlerine döneceklerdi. Peki! Bölge müdürlerinin vekâletleri sonlandırıldıktan sonra yerlerine kimler gelecekti? Dedik ya aldığımız kulis bilgileri, iddiaları paylaşacağız sizinle diye.

Bakın bana ulaşan bilgilere göre, vekâletleri sonlandırılacak bölge müdürlerinin yerine kimler gelecekti? İddiaya göre, Halkalı Gümrük Müdürü İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü’ne vekâleten, Başkent Ankara’daki bölge müdürlüğüne de yine vekâleten mevcut bölge müdür yardımcılarından biri getirilecekti.

Şimdi bu satırları okuyan sizlerin haklı bir sorusu olacak doğal olarak. Diyeceksiniz ki bana ‘Aykut bey neden bu iki bölge müdürü görev yerlerinden alınacaktı’ diye. Önce bizim meşhuuuur İstanbul ile başlayalım izin verirseniz. İstanbul’da bilmeyeni dövüyorlar.  Sayın Nevzat Er’in İstanbul’a gelmesinden çok rahatsız olan bir kesim vardı. Er’in elindeki dar kadroyla İstanbul’u hallaç pamuğu gibi atması şüphesiz bazılarının işlerinin bozulmasına neden oluyordu.

Kaçakçı, köçekçi ve onunla işbirliği içerisindeki bazı tosunlar da Sayın Er’in altını oymaya başlamışlardı çoktan. Diyeceksiniz ki örneğin ne yaptı Nevzat Er. Hemen cevap verelim. Örneğin;  Ambarlıdaki sigara kaçakçılığı  yine aynı yerde saat kaçakçılığı,  Atatürk Havalimanı kargoda cep telefonu operasyonu vv.vs.vs... İstanbul’un diğer gümrüklerinde çok sayıda kaçakçılık olayını ortaya çıkardı Er ve beraberindeki çalışanları..

Bakın bu operasyonların rakamsal boyutları hiçte küçümsenecek cinsten değil! Tam 150 MİLYON DOLARIN üzerinde kaçağa el koydu bu ekip. Bana göre ya da şöyle söyleyeyim birçok kişiye göre Nevzat Er, İstanbul’a gelmiş geçmiş en iyi idarecilerinden biri. Devletin böyle vatanperver, namuslu ve işine dört elle sarılan bürokratına sahip çıkması lazım. Haklı mıyım, haksız mıyım lütfen Er ile ilgili yukarıda yazdıklarımı bir kez daha okuyun.

Gelelim Başkent’e.. Sayın HAYRETTİN COŞKUN da iyi bir gümrük, namuslu bir gümrük için elinden geleni yaptı bence. Örneğin bir, iki gümrükten başka yerlerde çalışmayan personeli dağıtması, hakkı olmadan fazla yolluk alan kişilerin üzerine gitmesi sayılabilecek en güzel örneklerdir. Çalışma süreci kısa da olsa Sayın Coşkun bölge müdürünün nasıl olacağını birçok mesai arkadaşına öğretti bence...

ÖNCE YAPILANLAR

Şimdi gelelim yazımızın can alıcı önemli bölümüne.. Sayın Yazıcı’nın bakanlığı döneminde neler yapıp, yapmadığını inceleyelim hep birlikte. Önce yapılanlara şöyle bir bakalım. Hayati Yazıcı, uzun süren bakanlığı sürecinde Devlet Bakanlığı bünyesinde Müsteşarlık olan kurumu bakanlık boyutuna geçirerek adını Gümrük ve Ticaret  Bakanlığı yapmıştır.

Bu konuda Sayın Yazıcı’nın emeği küçümsenemez! Yazıcı döneminde gümrüklerde  ‘tek pencere sistemi’ ile birçok kurumdan alınan uygunluk belgeleri kontrol altına alındı ve daha modern hale getirildi. Onaylanmış kişi statüleri yaygınlaştırılarak iş yoğunluğu bulunan ticaret erbabının işlemleri gümrüklerde kolaylaştırıldı. Beyan esaslı sonradan kontrol uygulamaları ile mağduriyetleri en aza indirildi. Yetkilendirilmiş yükümlü uygulamaları hayata geçirildi. Bakanlığının Eskişehir yolundaki hizmet binası  bazı birimlere yer olmaması nedeniyle ek hizmet binaları yapılarak  hizmete sokulması da bence önemli icraatlardan biri. Yine Hayati Yazıcı’nın önemli bir işi de hiçbir dönemde, merkez binada yer almayan Gümrükler Muhafaza Genel  Müdürlüğü’nün göçebelikten kurtarması!..

SONRA YAPILMAYANLAR

Ya yapılmayanlar ya da herhangi bir nedenden dolayı yapılamayanlar. Dış ticaretin yürütülmesinde, mevzuatın doğru uygulamasında rolü büyük olan Gümrük  Müşavirlerine vermiş olduğu ‘Oda’ sözünü ne yazıktır ki hayata geçiremedi Sayın Yazıcı. Sözünün arkasında durmasını istedi yüzlerce müşavir ama olmadı. Aslında yeteri kadar zamanı ve gücü de vardı Hayati Yazıcı’nın ama olmadı.

Yazıcı, Gümrük Kanunu’nda Gümrük Müşavirlerinin ücret tarifelerini  kendilerinin belirleyeceklerini ve onay  işleminin bakanlıkta yapılacağını kendi dönemlerinde uygulamaya soktukları halde yasaları uygulamaları elinin tersiyle itti; tarifeleri kendi belirledi ve kendisi onayladı. Yine  teftiş ve denetim  görevlilerinin  etik beyannamesini  kendisi öncülük ederek çıkarttı. Bir  denetim görevlisinin  yapacağı denetimlerde uyması gereken etik kuralları modern devlet anlayışının  gerekleri ile paralel ( o bildiğimiz değil ) kaleme aldırarak  gümrük camiasına kazandırdı. Sonra ne oldu? Gümrük müfettişleri daha fazla haksız uygulamalara  imza attı. Diş geçirebildikleri Gümrük  Müşavirlerine, gümrük memuru ve müfettişler canlarına okudular. Onların yazdıkları  raporlar  indirilmiş kitap gibi doğru sayıldı; işinden gücünden onurundan edilen birçok  gümrük müşaviri oldu. Gümrük müşavirlerini kırmızı hat uygulamasına dâhil ettiler. Haklı, haksız hakkında rapor, dava veya soruşturma  yapılıyorsa sonucunu haksızlığını sorgulamadan mesleğini işini yaptırmayacak ele muhtaç bırakacak şekilde kırmızı hatta aldılar. Atmaya da hala devam ediyorlar.. Oysaki ekmeğini kazanmak için işini yapan  meslek erbabını kesinleşmiş suçu olmadan bu uygulamayı yapmak vicdanları çok sızlatması gerek bence.

OYSAKİ ZAMANI DA VARDI!

Eski Bakan Yazıcı alacağı kararların doğruluğunu belirlemek için bana göre çaba sarf etmedi. Başta müsteşarı ve o  dönemdeki müsteşar yardımcısı vekilinin adlarının karıştığı dâhilde işleme kumaş vurgunu iddialarının doğru olup olmadığı konusunda araştırma yapılabilmesi için gerekli izinleri vermeyerek kötü bir bakan profili çizdi bence.

Bunun yanı sıra başta İstanbul, Ankara ve birçok ili kapsayan  lüks otomobil kaçaklığı ile ilgili kendi müfettişlerin hazırladığı raporlar ortadayken, üstelik konuyla ilgili bazı gümrük görevlilerinin mahkemeleri devam ederken, olaylara adları karışanları açığa almaması herkesi üzdü açıkçası…

‘Kaçak Otoya Torbalı Önlem İddiası’

Örneğin Sayın Hayati Yazıcı bakanlıktan gitti ama inanın Ankara bu iddiayla çalkalanıyor. Ney mi o iddia? İddia aynen şu: Sayın Hayati Yazıcı otomobil kaçakçılığını torba yasaya koydurmak istemiş! Halen soruşturmaların devam ettiği ortamda bir müsteşar yardımcısını meclise göndermiş. O müsteşar yardımcısı  işi başaramayınca da asıl işi olan personel işlerinden el çektirtmiş. Dediğim gibi bu bir iddia, varsa Sayın Yazıcı’nın konuyla ilgili bir açıklaması seve seve bu sütunda yer veririm.  Unutmadan. Gümrük muayene memurlarının Gümrük ve Ticaret Denetmenliği kadrolarına geçirilmesi, gümrük muhafazanın yıllarca beklediği yıpranma ve silah tazminatı konuları da unutuldu gitti. Oysaki tüm bunlar sizin için devleti için çalışan meslektaşlarımın en önemli özlük haklarıydı..

ÇÖZMEK CANİKLİ’YE NASİP OLUR!

Dileğim şudur ki, İnşallah çiçeği burnunda bakan Sayın CANİKLİ yukarıda saydığım bu sorunları dikkate alarak çözüme ulaştırır. Gümrükçünün, gümrükle işi olanın, gümrükten ekmek yiyenin yüzü güler.

O Yoruma Cevabım:

Yazımı bir önceki yazıma yorum atan bir okurumun yorumuyla bitirmek istiyorum. Okurum, Müsteşar Ziya Altunyaldız’ın sekiz ay  sonra yapılacak seçimde milletvekili olacağından daha sonra da  Sayın CANİKLİ’den bakanlığı teslim alacağından söz ediyor. Ne diyeyim sevgili okurum sekiz ay çok uzun bir süre.. Bu süre içerisinde köprünün altına çook sular akar. Bak sana bu konuyla ilgili olarak tarihi bir örnek vereyim.

Geçmişte Gümrük Müsteşarı Sayın Nevzat SAYGILIOĞLU da AK Parti’den aday olmuş ve ön seçimde birinci çıkmasına rağmen aday yapılmamıştı. Hatırladın mı bilmem. İşte o zamanlarda da Saygılıoğlu için Gümrüklerden Sorumlu Bakan olacak demişlerdi amaaaa. Neyse bu işler istemekle olmuyor nasip, kısmet meselesi...

- YAZARIN NOTU -

Minik Kuş bir daldı odama ki görmeyin. Sağa, sola uçuşup duruyor. Gagasının ucunda bir sürü evrak bağırıyorda bağırıyor.  Güçlükle teskin edebildik benim minik kuşumu.. Birde soğuk mu soğuk suyun ardından gagasındaki evrakları uzatıverdi bana. Amanın aman ne evraklar! Okuyunca inanın dudaklarınız uçuklar. Mesela bir tanesi şu. İstanbul’da bir tosun gümrükçü ile ilgili mal varlığı soruşturması yapılmış! Bu bizim tosunun ne kadar mal varlığı çıkmış biliyor musunuz? Yok, 100 bin lira değil, 300-500 bin de değil! Yok, kardeşim 1 milyon lira da değil! Var mı arttırannnnnn. Tosun gümrükçünün yazısı önümüzdeki hafta ben deniz Aykut Onur Kalaycı’nın köşesinde olacak sevgili okurlarım.  Haaaaa unutmadan bizim Cemal’den de haber var. Hani geçen haftaki yazımda ki Cemal var ya. ‘Ah seni Cemalim aslan Cemalim.’ Cemalimin icraatları da gelecek hafta köşemde herkesin bilgisine...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
15 Yorum