1. YAZARLAR

  2. Aykut Onur KALAYCI

  3. YOK, BÖYLE BİR ÜLKE!
Aykut Onur KALAYCI

Aykut Onur KALAYCI

Yazarın Tüm Yazıları >

YOK, BÖYLE BİR ÜLKE!

A+A-

YOK, BÖYLE BİR ÜLKE!

BAKIN NE YAPMIŞLAR BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANINA?

-TELEFON KAÇAKÇILIĞININ DAYANILMAZ CAZİBESİ-

 

Aynen başlıktaki gibi... Gerçekten de yok böyle bir ülke. Biraz sonra yazdıklarımı okuyunca eminim ki sizlerde benim görüşüme, attığım başlığa hak vereceksiniz. Seversiniz, sevmezsiniz, sizin partinizdendir, değildir ama bu ülkenin cumhurbaşkanına saygı duymak zorundasınız. Yok! Duymuyorum derseniz de işte bizim o gümrükçüler gibi yaparsınız.

Biliyorsunuz 19 OCAK 2017 günü bir tv. kanalındaki programımı seyrettiyseniz, Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Serkan Işık, Esenboğa Gümrük Müdür Vekili aynı zamanda bölge amiri, gümrükler genel müdürlüğünde bir daire başkanının bakanlık makamının 17 OCAK 2017 tarihli yazısı ile açığa alındığını kamuoyu ile paylaşmıştım. Yine bu çok konuşulup tartışılması gereken açığa almanın sis perdesini de sizlere açıklayacağımın altını çizmiştim.

Sevgili okuyucularım, zorda olsa bu açığa almanın nedenini ortaya çıkardım. Ama ortaya çıkardığım iddia, olayın perde arkası yenilir yutulur cinsten değil! Meğerse açığa almanın ardında tam bir skandal yatıyormuş. Açığa alınan bu zat-ı muhterem gümrükçüler meğerse ülkenin cumhurbaşkanının uçağına Esenboğa Havalimanı’nda işlem yapmaya kalkmışlar. Evet..! Yanlış okumadınız.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağında işlem yapmaya kalkmış bu görevliler. Yani nereden aldıkları meçhul o cesaretleri ve görev alanlarının da dışına çıkarak böyle bir halt etmişler. Pes..! Hem vallaha hem billaha pes.. Ya sonrası sonrası yapılan kanunsuz işlemden de daha da vahim. Yaslanın arkanıza okuyun yaşananları. Olayın ortaya çıkması Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda tam bir bomba etkisi yaratır. Bakanlık hemen arama, taramacıları açığa alır. Alır almasına da bakın sonra ne yapılır? Açığa alınmaların ardından bir de olayın aslını astarını araştırmak için müfettiş görevlendirilir. Müfettiş bey, raporunda söz konusu görevlilere uyarma ve kınama cezaları ister. Bu arada rapor doğrultusunda,  24 ŞUBAT 2017 günlü Resmi Gazete’de daha önce açığa alınan Orta Anadolu Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü SERKAN IŞIK’ın başka göreve atanmak üzere görevinden alındığına dair kararname yayınlanır.

PEKİ, YA BUNLARIN ÜSTLERİNİN HİÇ SUÇU YOK MU?

Diyeceksiniz ki, ‘Ya bu müdürün, amirin üstleri yok mu?’ Var tabii ki ama onlara yine bir şey olmaz. Tereyağından kıl çeker gibi sıyrılırlar bu işten. Sevgili okurlar yukarıda yazdım. Seversiniz, sevmezsiniz ama söz konusu olan kişi bu ülkenin Cumhurbaşkanı ise saygı duymak zorundasınız. Bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir cesaret, nasıl bir görev anlayışıdır. Sormak istiyorum size gümrüğün yetkilileri ya da vicdanınıza seslenmek istiyorum.

Allah aşkına ülkenin en yetkilisi kişiye bunları yapanlara verdiğiniz cezayı yeterli buluyor musunuz? Rahat mı vicdanınız? Ya da siz içinize sindirebiliyor musunuz o makamları? Yazık hem de çok yazık…

15 Temmuz kanlı darbe akşamı tüm zorluklara karşı hayatı pahasına ve ülkesi için Atatürk Havalimanı’na gelerek darbeyi engelleyen sonrasında da bu FETÖ denilen şer odağına darbeler indiren uzun adama yapılan bu iş reva mı? Sorun bakalım kendinize Recep Tayyip Erdoğan 15 Temmuz gecesi göğsünü siper ederken siz nerelerdeydiniz? Evet! Var mı soruma cevap verebilecek kişi, kişiler? Hadi açıklayın, açıklayın da bilelim…

AÇIKLAYABİLEN VAR MI AŞAĞIDA YAZDIKLARIMI?

Bakın bu önemli olayda bir noktanın da altını çizeyim. Serkan Işık’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uçağına yapılan işlemde kurban edildiğini de düşünmüyor değilim. Ama böylesi bir uygulamayı da yaptığı için kendisini savunacak da değilim. Ama bu arkadaş ile ilgili bir gazeteci olarak söyleyeceklerim de var.

Örneğin Işık’ın Samsun’dan Ankara’ya geliş öyküsünü da anlatmak isterim sizlere.. Hem öyküyü anlatalım hem de gümrükte hala üst düzey görevlerde bulunan bazı bürokratların kulaklarını çınlatıp, yüreklerini hoplatalım.

Işık Orta Karadeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü iken Samsun Gümrüğü’nde global teminat olayı patlak vermişti. Olay sadece Samsun ile sınırlı kalmamışta Kocaeli’ye kadar uzanmıştı. Bu hassas konu ile ilgili yazımı 18 Ağustos 2015 tarihinde yazmış siz okuyucularımı bilgilendirmiştim. O yazımı okuduğunuzda zaten ne demek istediğimi de çok net anlamış olacaksınız. Peki! O olaydan sonra neler oldu yani global teminat olayının ardından neler yaşanmıştı?  Olayın hemen ardından Işık, Bakan Nurettin Canikli tarafından Ankara’ya bölge müdür vekili yapılmış daha sonra da asaleten atanması gerçekleştirilmişti. Yani anlamak mümkün değil!!

Kimse kızmasın olanı biteni yazıyorum. Şimdi sormak isterim Işık üçlü kararname ile Samsun’da bölge müdürü iken neden Ankara’ya vekâleten görevlendirilir? Bu atamalar yapılırken dönemin personelden sorumlu müsteşar yardımcısı NEŞET AKKOÇ’UN bir dahli var mıdır? Ya bu atamalar yapılırken, tüm yaşananlar koca gümrük camiası tarafından bilinirken sesi çıkan olmuş mudur? Tabi ki hayır…

DİLİMDE TÜY BİTTİ AMA

Etki Haber de yazmak, televizyon programlarımda anlatmaktan, uyarmaktan yoruldum. Transit kaçakçılığı bu ülkenin çok önemli konularından biri dedim ama anlayana. Bakın size bir transit vurgunu daha yazayım. Yeni, henüz dumanı üzerinde bir transit vurgunu daha..

Habur’dan içerisinde son model cep telefonları  yüklü tır Mersin Gümrüğü’ne sevk edilir (Hikâye ya da adına ne dersiniz vurgun hep böyle başlıyor değil mi?) Ama bu süreçte kaçakçının da asli görevi başlar. Nasıl olsa Mersin’de de kankileri kendilerine yardımcı olacaktır. O zaman sıkıntı yok. Vurguncular tır Mersin’e gelmeden dorseyi bir güzel açar, içerisindeki son model android telefonları alır, yerlerine de eski model telefonları koyarlar. Yüzler gülüyordur. Ne zamana kadar? Ancak şeytanın işi yok. Atıverir parmağı bizim kaçakçılara. Mersin Gümrüğü’ne gelen ihbar bütün umutları söndürür. Hemen geniş bir araştırma başlatılır. Araştırmaya Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu da dâhil olur.

Yapılan ilk değerlendirmede değiştirilen son model android telefonların Türkiye’de kayıtlı olduğu ortaya çıkar. Elimdeki kesin bilgilere göre, el konulan telefonların sayısı bin 500 adedi bulmuş. Olayın mali boyutuna gelince boyut 4,5 milyon lira. Olayla ilgili iki vurgulama yapalım. Önce olayın ortaya çıkmasında aktif rol oynayan Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü ve kaçakçılık istihbarat görevlilerini şöyle candan bir kutlayalım; sonra da bu işin asıl ayağı olan Mersin’deki kişi veya kişilerin en yakın zamanda incelemeye, takibe alınmasını temenni edelim.

KAÇAK CEP TELEFONLARINDA ÜRKÜTEN ORAN

Söz kaçak cep telefonundan açılmışken, biraz bu kaçakçılık türünü şöyle bir masaya yatıralım. Efendim haberin kaynağı Mobil İletişim Araçları ve Bilgi Teknolojileri İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Sinan Ekşi. Ekşi’nin yaptığı açıklamaya göre, Türkiye’de kaçak cep telefonlarındaki artış yüzde 730.

Dile kolay, rakam gerçekten çok ürkütücü. Rakamın büyüklüğü gösteriyor ki, bu olayın arkasında sadece üç-beş çapulcu takımı yok. Anlayacağınız kodomanlar var kodomanlar. Ürünün pahalılığını da göz önünde bulundurursak, rüşvetin boyutu da aynı uyuşturucu da olduğu gibi bence çok yüksek. Yine derneğin açıklamasına göre, son 5 yılda kayıtlı cep telefonu satış adetlerinde kayda değer bir artış yaşanmazken, kaçak cep telefonlarının satışında ciro tam 8.3 milyar liraya çıkarak yüzde 730 artmış. Özellikle gümrük ve polisin bu konuda yapacağı operasyonlar devletin kasasının zarara uğratılmasının önüne geçilmesi açısından çok önemlidir. Devletin bu konunun üzerine tıpkı sigara kaçakçılığı gibi hassasiyetle gitmesi emin olun ki kaçakçıların uykusunu kaçıracaktır.

O MEKTUP

Yazılarım arasında genelde sizlerden gelen mail, telefon ve mektuplara da yer vermeye çalışıyorum. İşte Bir okuyucumdan gelen, içerisi dolu, dolu son derece haklı bir serzenişi sizlerle paylaşmak istiyorum. Buyurun yayınlamak benden yorumlar sizden…

“Merhabalar Aykut Bey, daha önce de tarafınıza mail atmıştım, alakadar olmuştunuz. Gayretleriniz için teşekkür ederim. Birkaç hususu daha sizle paylaşmak isterim.

Malumdur ki, gümrük idarecileri emeklilikten sonra müşavir olarak çalışabilmektedirler. Bu bir hak olarak verilmiştir. Ancak bu hak, gümrüklerin mali güvenliği için zararlıdır. Zira yönetici olarak çalışan birisinin, ileride müşavir olma hesapları nedeniyle, memurluk yaptığı dönemde gümrük firmalarına rasyonel ve tarafsız bir şekilde muamelede bulunması eşyanın tabiatına aykırıdır. Velev ki bu arkadaşlarımız görevleri esnasında kılı kırk yaracak bir şekilde çalışmış olsunlar. Bu sefer de emekli olduktan ve müşavir olarak çalışmaya başladıktan sonra, eski çalışma arkadaşlarıyla olan iletişimlerinden dolayı, gümrük işlemlerinde ister istemez tavizler meydana gelecektir. Bu hususu şu anda bu şekilde müşavir olan idarecilere, gümrük memurlarının halen” müdürüm” diye hitap etmelerinden tespit etmek mümkündür. Denebilir ki, gümrük çetrefillidir, kanunu, yönetmeliği, mevzuatı çok karışıktır. Bu sebeple bir bilenin müşavir olması kamu yararınadır. Bu iddiaya kargalar güler. Zira artık müşavirlik mesleği oturmuş bir sistem üzerinden, yeterlilik sınavlarıyla ilerlemektedir. Dolayısıyla emekliliğe ayrılmış bir idarecinin müşavirlik sistemine ek bir katkı sunması söz konusu dahi değildir.

Bir diğer önemli husus ise muhafaza memurlarının durumudur. Kaçakçılığın men ve takibinden sorumlu olan muhafaza memurları, gümrük müdürlükleri altında çalıştırılarak sistematik bir körelmeye tabi tutulmaktadırlar. Bu arkadaşlarımızın büyük bir çoğunluğuna sekreterlik misali bilgisayar kayıt görevi, ellerine de bir kapı kumandası verilerek gümrüklü sahadaki eşyaların beyanname kontrolleri, risk kriterlerine göre inceleme işi yapmalarının önüne geçilmektedir. Burada bir art niyet olduğu açıktır. Bu açığı Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlükleri marifetiyle kapatmaya uğraşmak, sistemin yanlışlığının en büyük fotoğrafıdır. Zira iki ayrı müdürlükte çalışan ama aynı unvana sahip olan memurların, (ki böyle bir çalışma şekli hiçbir kurumda yoktur), farklı müdürlerin altında çalışmaları ve baktıkları işlerin de farklı olması tam bir rezalet örneğidir. Sorunun çözümü ise muhafaza memurlarının görevlerinin önemine binaen ya İçişleri Bakanlığına bağlanmaları ya da ayrı bir başmüdürlük marifetiyle gümrük müdürlüklerinden ayrılmalarıdır.

Muayene memurlarıyla alakalı bir hususu da belirtmekte fayda var. Muayene memurlarının sistemlerine düşen beyannamelerin gerek idarenin direkt baskısıyla gerekse de firmaların, idarecileri sıkıştırmaları nedeniyle hızlı bir şekilde onaylanması, ülkenin milli güvenliğine zarar vermektedir. Muayene memurlarına beyanname onaylama süresi konusunda bir baskı ya da telkin yapılmasının önüne geçebilmek için, muayene memurlarına gerekçesini yazması koşuluyla beyannameyi istediği sürede onaylama imkânı verilmelidir.”

Doğru söze şapka çıkartılır. Aynen katılıyorum.

 

YAZARDAN FLAŞ NOT

Yeni KHK YOLDA! GÜMRÜKTE KİMLER VAR?

Bekleyin!..

 

- YAZARDAN SON DAKİKA FLAŞ NOT -

BİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ'NDE YAŞANAN SKANDALLARI BELGELERİYLE ÇOK YAKINDA 

AÇIKLAYACAĞIM. BEKLEYİN!!

 

- YAZARIN NOTLARI -

1-) Hangi gümrüklerde menşei değişikliği ile vurgunlar yapılıyor? Yeni yazımda.. 

2-) İstanbul Deniz Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerince yakalanan 500 BİN PAKET SİGARANIN taşındığı lüks yat acaba kimin? Meraktan soruyorum.. 

3-) Gümrüklerdeki elektronik sigara kaçakçılığına dikkat! Ayrıntılar çok yakında yeni köşemde! 

4-) İzmir Çeşme’de geçen yıl gerçekleşen 10 konteynır et kaçakçılığı olayında burnuma pis kokular geliyor. Bu işin altından da FETÖ çıkarsa sakın ha sakın şaşırmayın!! 

BEKLEYİN!

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
21 Yorum