Şifre: 27 Kasım – Tesadüf mü, Parola mı?
Tarihin derinliklerine inenler bilir. Tam 930 yıl önce, 27 Kasım 1095'te Papa II. Urbanus, Clermont Konsili'nde tarihin en kanlı çağrılarından birini yapmış ve o meşhur parolayı haykırmıştı: "Deus vult!" (Tanrı bunu ister!). Bu, yüz binlerce insanın ölümüyle ve Doğu'nun kanla sulanmasıyla sonuçlanan Birinci Haçlı Seferi'nin başlangıç parolasıydı.
XIV. PAPA LEO’NUN GİZLİ AJANDASINDAKİ SOMUT HEDEFLER
Kameralara gülümseyen, barış güvercinleri uçuran Papa'nın ve Vatikan'ın asırlık devlet aklının, gizli ajandası: "Proje İznik”.
- Papanın ziyareti için, Katolik ve Ortodoks kiliselerinin "birleşmesi" değil, Ortodoks dünyasının Vatikan'ın liderliği altına girmesini sağlamaktır denildi. Oysa bu, Rus Ortodoks Kilisesi'nin etkisini kırmak ve Balkanlar'dan Kafkaslar'a uzanan hattı Vatikan'a bağlamak için atılmış jeopolitik bir adımdı.
- Basına yansıyan haberlere inanmayın. Papa Ayasofya’yı ziyaret etmedi. Bunun yerine, tam karşısındaki Sultanahmet'e giderek ve orada "sessizce tefekkür ederek" şu mesajı verdi: "Biz buradayız ve İstanbul'un en büyük sembolünü gözlüyoruz." Asıl niyet, Ayasofya’yı "tüm dinlere açık ortak bir ibadet alanı" veya "inançlar müzesi" gibi "nötr" bir statüye kavuşturarak Ayasofya'nın bir İslam sembolü olma kimliğini yok etmektir.
- Papa’nın verdiği en önemli mesaj, Vatikan’ın, uluslararası bir komisyonun başında olarak, Kudüs’ü yönetmektir. “Amerikan kökenli” papa, ABD'nin de stratejik çıkarlarına hizmet ederek İslam dünyasının ve özellikle Türkiye’nin sert tepkisini “barış” ve “diyalog” maskesi altında kamufle etmeye çalışmıştır.
- İznik Konsili'nde Mata, Yuhanna, Markos ve Luka İncillerinin dışındaki bütün İnciller “sapkın" ilan edilerek yok edilmiş özellikle de Barnaba İncili gibi metinlerin okunması ve saklanması apokrif kabul edilmişti. Papanın "Kültürel iş birliği" ayağı, bu metinlerin bir gün ortaya çıkmasını engellemek için bir paravandır. Hristiyanlık doktrininin sarsılmasından endişe etmektedir. Teklif edilen bu kültürel işbirliği ve arkeolojik kazılar 2000 yıllık Hristiyan doktrininin temellerini korumaya yönelik bir istihbarat operasyonudur.
27 Kasım tarihini sadece "Haçlı Seferi'nin başlangıcı" olarak görmek, buzdağının sadece görünen kısmıdır. Asıl anlam, yüzeyin altında yatan niyetlerde gizlidir. Papa, bir tarih mühendisliği yaparak 1095'in kanlı mirasını, 2025'in "kutsal barış" mesajıyla bir zafer ve barış sembolüne dönüştürmeye çalışmıştır. Dünyaya, "Biz o kadar güçlüyüz ki, tarihimizin en utanç verici gününü bile bir zafer ve barış sembolüne dönüştürebiliriz" mesajını vererek narsistik bir güç gösterisi sunmuştur. 27 Kasım 1095'in parolası kılıç ve ateş vaat eden "Deus Vult!" (Tanrı bunu ister!) idi. Papanın parolası ise yumuşak güç ve diyalog vaat eden "Pax Vobiscum" (Barış sizinle olsun) oldu. Ancak bu, hedefin değiştiği anlamına gelmez; sadece yöntemin güncellendiğini gösterir. Amaç, kalpleri ve zihinleri "diyalog", "hoşgörü", "ortak miras" gibi kavramlara hazırlamaktır. Yeni parola olan "barış," direnişi kıran, sınırları anlamsızlaştıran ve kültürel hegemonyayı meşrulaştıran bir Truva Atı işlevi görmektedir. Silahların yerini vakıflar, kültürel merkezler, akademik programlar ve "dinler arası diyalog" toplantıları almıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminin mimarı Fetonun da bize empoze etmeye çalıştığı neydi?
Cevabı siz de biliyorsunuz. Gözlerinizi açın. Oyun çoktan başladı.
GELECEK YAZI: İKİ GÜN SONRA:
"DEUS VULT"TAN "PAX VOBİSCUM"A: PAROLANIN EVRİMİ