GÜNÜMÜZDEKİ ETKİLERİ VE İLİŞKİLİ İSİMLER:
İskenderpaşa'nın "altın çağı" Erbakan ve Özal dönemleri olarak görülse de o ekolden yetişen isimler AK Parti'nin kuruluşunda ve yönetiminde de kilit roller oynamıştır.
- Recep Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül: Her ikisi de siyasi kariyerlerine Millî Görüş hareketi içinde başlamışlardır. Dolayısıyla siyasi soyağaçları İskenderpaşa Cemaati'nin etkilediği bu ana damara dayanır.
- Numan Kurtulmuş: Siyasi kariyerine Saadet Partisi Genel Başkanlığı ile başlayan ve daha sonra AK Parti'ye geçen Kurtulmuş'un da bu gelenekten geldiği bilinir.
- Bürokrasi: Günümüzde cemaatin doğrudan bir "kadro hareketi" olarak eski gücünde olup olmadığı tartışmalıdır. Ancak yetiştirdiği entelektüel ve siyasi figürlerin açtığı yoldan ilerleyen ve devletin farklı kademelerinde yer alan çok sayıda ismin olduğu kabul edilir. Etkileri artık daha dolaylı ve kültüreldir.
2. Menzil Cemaati (Halidiye Kolu)
Menzil'in etkisi, İskenderpaşa'dan farklı olarak, geniş halk kitlelerini mobilize etme gücüne ve özellikle 2016'daki FETÖ darbe girişiminden sonra bürokraside oluşan boşluğu doldurma iddiasına dayanır.
Siyasilerle İlişkiler:
Cemaat, belirli bir siyasi parti kurmak veya doğrudan siyasetçi yetiştirmek yerine, mevcut iktidar partileriyle yakın ilişkiler kurarak nüfuz elde etme stratejisi izler. Özellikle seçim dönemlerinde iktidar partisine desteklerini açıkça veya dolaylı olarak belli ederler.
- Süleyman Soylu (Eski İçişleri Bakanı): Menzil köyünü ziyaretleri ve cemaat liderleriyle yakın görüntüleri kamuoyuna yansımıştır. Bakanlığı döneminde Emniyet teşkilatında Menzil'e yakın kişilerin kadrolaştığı iddiaları sıkça dile getirilmiştir.
- Binali Yıldırım (Eski Başbakan ve TBMM Başkanı): Cemaatin kurucusu Muhammed Raşid Erol'un vefat yıl dönümünde Menzil köyünü ziyaret etmiştir.
- Muhsin Yazıcıoğlu (Merhum BBP Lideri): Menzil cemaatine ve liderlerine büyük bir saygı duyduğu ve yakın ilişkileri olduğu bilinirdi.
Bürokrasideki Etkisi (En Çok Tartışılan Alan):
- Sağlık Bakanlığı: Menzil'in bürokraside en etkili olduğu iddia edilen kurumdur. Özellikle Recep Akdağ ve Fahrettin Koca'nın bakanlıkları döneminde, hastane yöneticiliklerinden il sağlık müdürlüklerine, daire başkanlıklarından genel müdürlüklere kadar birçok kritik pozisyona cemaatle ilişkili kişilerin atandığına dair çok sayıda haber ve iddia mevcuttur. Bakan Fahrettin Koca'nın kendisinin de bu cemaate yakın olduğu yönünde güçlü iddialar bulunmaktadır.
- Diğer Kurumlar: Sağlık Bakanlığı kadar olmasa da Adalet Bakanlığı (özellikle cezaevleri personeli), Emniyet Genel Müdürlüğü ve Türk Silahlı Kuvvetleri (özellikle 15 Temmuz sonrası) gibi kurumlarda da kadrolaştıklarına yönelik iddialar muhalefet ve basın tarafından sıkça gündeme getirilmektedir.
Somut örnekler: Burada tekrar vurgulamak gerekir ki, bu bilgiler "kesin kanıtlanmış adli vakalar" değil, ciddi gazetecilik araştırmaları, siyasetçilerin kamuoyuna yaptığı suç duyurusu niteliğindeki açıklamalar ve kurumlardaki liyakatsizlik iddialarını temel alan "somut iddialardır".
1. Emniyet Genel Müdürlüğü ile İlgili İddialar ve Haberler
Emniyet içindeki kadrolaşma iddiaları, özellikle Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanlığı döneminde yoğunlaşmıştır.
- Gazeteci Murat Ağırel'in "Sarmal" Kitabı: Ağırel, bu kitabında Menzil cemaatinin emniyet ve jandarma içindeki örgütlenmesini detaylı bir şekilde işler. Kitapta yer alan en çarpıcı iddialardan biri, bazı il emniyet müdürlerinin atanmadan önce Menzil'in büyüklerine giderek "icazet" veya "onay" aldığı yönündedir.
- Gazeteci Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın Haberleri: Cumhuriyet gazetesinde yazan iki gazeteci, FETÖ'den boşalan kadroların nasıl diğer cemaatler, özellikle de Menzil tarafından doldurulduğuna dair çok sayıda haber ve köşe yazısı kaleme almıştır. Örneğin, polis alımlarında (POMEM mülakatları) "referans" sisteminin nasıl işlediği, adaylara hangi cemaate yakın olduklarının sorulduğu gibi iddiaları defalarca gündeme getirmişlerdir.
- Basına Yansıyan Somut Olaylar:
- "Emniyette Menzilciler fişleniyor" İddiası (Aralık 2023): Gazeteci Tolga Şardan'ın T24'te yazdığı bir haberde, Emniyet Genel Müdürlüğü içinde Menzil cemaatine mensup personelin listelendiği ve bu durumun cemaat içinde rahatsızlık yarattığı iddia edildi. Bu haber, kadrolaşmanın bizzat kurum içinde bir sorun olarak görülmeye başlandığına dair bir işaret olarak yorumlandı.
- Süleyman Soylu'nun Menzil Ziyaretleri: Bakanlığı döneminde Süleyman Soylu'nun Menzil köyüne yaptığı ziyaretler ve cemaat liderleriyle çekilen fotoğrafları, muhalefet tarafından "devlet-cemaat ilişkisinin kanıtı" olarak sıkça kullanılmıştır. Bu durum, Emniyet teşkilatının başındaki ismin cemaatle olan yakınlığının, teşkilat içindeki kadrolaşmayı teşvik ettiği şeklinde yorumlanmıştır.
2. Adalet Bakanlığı (Özellikle Cezaevleri) ile İlgili İddialar
Bu alandaki iddialar genellikle İnfaz Koruma Memuru (İKM) alımları üzerinde yoğunlaşmaktadır.
- CHP'li Milletvekillerinin Soru Önergeleri: Birçok CHP'li milletvekili, Adalet Bakanlığı'na verdikleri yazılı soru önergeleriyle İnfaz Koruma Memuru alımlarındaki mülakatlarda "Menzil referansı"nın ne kadar etkili olduğunu sormuştur. Örneğin, CHP'li Turan Aydoğan ve Mahmut Tanal gibi isimler bu konuyu defalarca Meclis gündemine taşımıştır. Bu önergelerde, yazılı sınavdan yüksek puan alan adayların mülakatlarda elenirken, daha düşük puanlı ama "güçlü referansı" olan adayların işe alındığı iddia edilmiştir.
- Gazeteci İsmail Saymaz'ın Haberleri: Saymaz, Halk TV'deki programlarında ve köşe yazılarında, özellikle cezaevlerindeki personelin büyük bir kısmının belirli bir cemaat referansıyla işe alındığını, bunun da cezaevleri içindeki düzeni ve tarafsızlığı bozduğunu dile getirmiştir.
- "Adalet Bakanlığı'nda Menzil örgütlenmesi" Başlıklı Haberler: Özellikle BirGün, Evrensel ve Cumhuriyet gibi gazetelerde, bakanlık içindeki atamalarda ve personel alımlarında Semerkand Vakfı (Menzil'in vakfı) referansının belirleyici olduğuna dair çok sayıda haber yayınlanmıştır. Bu haberlerde genellikle içeriden bilgi veren kaynakların beyanlarına yer verilmiştir.
3. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ile İlgili İddialar (15 Temmuz Sonrası)
TSK, yapısı gereği en kapalı kutu olduğu için buradaki iddialar daha çok sızan bilgilere ve analizlere dayanır.
- FETÖ'den Boşalan Kadrolar: 15 Temmuz darbe girişimi sonrası on binlerce subay ve astsubayın TSK'dan ihraç edilmesiyle oluşan boşluğun doldurulması sürecinde, alımlarda liyakatten çok sadakatin öne çıktığı ve bu süreçte Menzil gibi yapıların alan kazandığı en temel iddiadır.
- "Ankara Kuşu" Gibi Sosyal Medya Hesapları: Geçmişte AK Parti'ye yakın olan ancak sonradan eleştirel bir tutum takınan bazı sosyal medya fenomenleri ve hesapları, TSK içindeki general terfilerinde veya albaylıktan generalliğe geçişlerde cemaat bağlantılarının rol oynadığına dair listeler ve iddialar yayınlamışlardır. Bu iddialar resmi olarak doğrulanmasa da kamuoyunda geniş yankı bulmuştur.
- Muhalefet Liderlerinin Üstü Kapalı Uyarıları: Özellikle Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu, çeşitli konuşmalarında "FETÖ'den ders çıkarılmadığını", "devletin bir cemaatten alınıp başka cemaatlere teslim edilemeyeceğini" belirterek TSK'daki bu yeni yapılanma tehlikesine dikkat çekmişlerdir.
Muhalefetin En Üst Perdeden Dile Getirdiği İddia
- Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Sarayın uyuşturucu baronlarıyla fotoğraf çektirenlere eyvallahı olmaz" Çıkışı (Ekim 2022): Bu, belki de en sert ve en doğrudan suçlamaydı. Kılıçdaroğlu, "Türkiye'de bir metamfetamin salgını var. Saray, kendi bankasının 400 küsur milyon dolarını bir gecede Londra'daki bir avuç fona satanlarla, yani tefecilerle bu cari açığı kapatamayacağını anladı. Şimdi Türkiye'ye milyarlarca dolar uyuşturucu parasını sokarak o parayla cari açığı kapatmaya çalışıyorlar" demişti. Bu konuşma, doğrudan bir cemaat adı vermese de devlet içindeki bazı yapıların (güvenlik bürokrasisi dahil) yasa dışı işlere göz yumduğu ve bu yapıların arkasında belirli grupların olduğu imasını taşıdığı için çok tartışılmıştır. Bu söylem, cemaat-siyaset-güvenlik bürokrasisi-yasa dışı ekonomi arasındaki ilişkilere dair en üst düzey muhalefet iddiası olarak kayıtlara geçmiştir.
Bu örnekler, iddiaların hangi kanallar (gazeteciler, kitaplar, siyasi demeçler, soru önergeleri) üzerinden ve ne tür somut olaylara dayandırılarak dile getirildiğini göstermektedir.
Bu konuda basında, kurumların doğrudan ve spesifik olarak "Menzil Cemaati" ismini zikrederek yaptıkları resmi bir açıklama veya kapsamlı bir yalanlamaya rastlamadım. Bunun yerine, genellikle aşağıdaki yöntemlerin izlendiğini gördüm.
SÜRECEK
